Davalı vekili, davacının inşaatla ilgili sorunlardan ve taşınmazın hacizli olduğundan haberdar olduğunu, müvekkilinin daire satışı yapmadığını, kooperatif hissesini sözlü olarak 14.000,00 TL bedelle devrettiğini, davacının hisseyi daha yüksek bedelle devretmek istemesi sebebiyle 20.000,00 TL bedel alındığına ilişkin 22.09.2005 tarihli belgenin tek taraflı olarak müvekkilince imzalandığını, müvekkilinin kooperatif ile arsa sahibi arasındaki sözleşmenin feshi davasından haberi olmadığını ve işbu davayla öğrendiğini, davacının 20.000,00 TL ödemede bulunduğunu ispatlayamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi KARAR TARİHİ: 01/10/2020 NUMARASI : 2017/775 Esas - 2020/462 Karar DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 08/04/2021 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık, taraflar arasındaki araç satım sözleşmesine konu araca kaçakçılık ve örgütlü suçlar bürosu tarafından el konulması sonucu " hukuki ayıp" nedeniyle sözleşmenin feshi ile araç satış bedeli ve tamir bedelinin iadesi için girişilen icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali istemine dayanmaktadır....
-TL ödeme yaptığı, sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi talebi ile açmış olduğu eldeki davada davalı tarafça sözleşmenin feshi ve bedel iadesi yönleri ile davanın ön inceleme aşamasından önce cevap dilekçesi ile kabul edildiği ve mahkemesince vaki kabul beyanı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilerek davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. Maddesi gereğince 850,00.-TL vekalet ücreti taktir edildiği tespit edilmiştir. Davacı tarafça mahkemesince verilen karar vekalet ücreti yönü ile istinaf edildiği, davacı tarafın dava açarken harca esas değer olarak "17.000,00.-TL" gösterdiği tespit edilmiş olup, davanın davalı tarafça kabulü üzerine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince bu miktar üzerinden karar tarihi itibarı ile belirlenecek nispi vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekirken bu hususa riayet edilmemesi ve eksik harca hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; davalının davacıya sattığı oksijen maskelerinin ayıplı olup, bu ayıbın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, davacının gizli ayıbı öğrenmesini takiben 22.04.2009 tarihli noter ihtarıyla ayıp ihbarında bulunduğu, ayıbın gizli olduğu dikkate alındığında ayıp ihbarının da yasal süresi içinde yapıldığının kabulü gerektiği, davacının davalıdan aldığı ürünler yerine piyasadan başka marka ürün alıp hastaneye teslim etmek zorunda kaldığı, bu tespitlere göre davacının ayıp nedeniyle, BK.202.maddesinde düzenlenen satımın feshi ve semenin iadesi talebinde bulunmasının yasaya uygun olduğu, davacının ıslah ile talep sonucunu azaltmışsa da, talebin daraltılması için ıslaha gerek olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 32.256,90 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun'un 2/2 maddesi uyarınca hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine...
nun 297/c maddesinde belirtilen tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların çekişmeli vakalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda tartışılması gerekir. İncelenen dosyada, davaya konu ürünlerin 31/12/2018 tarihli faturaya göre 20.000,00 TL'ye satın alındığı anlaşılmıştır. Davacı dava açarken sözleşmenin feshini, ödenen bedelin iadesi ile 25/01/2019 vade tarihli senedin ödenmemesi için tedbir talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla mahkemece 25/01/2019 vade tarihli senedin dava konusu koltukların alımında verilen bir senet olması halinde bu senedin ödenip ödenmediği tespit edilmeli, davacının talebinin aynı zamanda sözleşmenin feshine yönelik olması nedeniyle de kurulan hükümde bu hususun da değerlendirilmesi ve bu yönde bir hüküm tesis edilmesi gerekir....
KARAR Davacı, davalı General Motors Türkiye Ltd.Şti’nin ithalatçısı olduğu Opel marka aracı, 10.04.2007 tarihinde diğer davalı Odak Pazarlama A.Ş’den satın aldığını, mekanik ve elektronik pek çok arıza nedeniyle defalarca servise başvurduğunu, aracın birçok parçasının değiştirildiğini, ancak arızanın halen giderilemediğini, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bu mümkün olmazsa araç bedeli olan 36.045 YTL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 04.05.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, araç bedelinin faiziyle ödetilmesini talep etmiştir. Davalılar, araçtaki arızaların kullanımdan kaynaklandığını, araçta ayıp bulunmadığını, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, araç değişikliği yada bedel iadesi isteminin şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ürün değişim veya bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ...’den otomobil aldığını, 14.10.2012 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında hava yastıklarının açılmadığını, araçtaki gizli ayıp nedeniyle ücretsiz misliyle değişim veya dönme talebinin kabulü ile alacağın faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı .... vekili, sistemde ayıp olmadığını, çarpışmanın şiddetine göre emniyet kemeri koruması yeterli gelmezse hava yastığının devreye gireceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satış sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi, aracın iadesi, satış bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Gerek istinaf sebebi yapılan ve gerekse HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken hususların incelenmesinde; Türk Borçlar Kanunu'nun 219. maddesinde, "Satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik ve niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur." hükmü bulunmaktadır....
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.” Bu yasal düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından birisi de ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici, yasayla kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür....
Şöyle ki dosyanın tetkikinde her iki bozma ilamı neticesinde de eserin ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarı yapıldığı hususlarının kabul edildiği ve kesinleştiği anlaşılmaktadır....