UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki araç satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıpsız misli ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ile ödenen satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulü ile ücretsiz onarım kararı verilmiş olup, hüküm davacı vekili ve katılma yolu ile de davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının aracında imalat hatası bulunduğu, davalıların aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini kabul ettikleri, davacının ibraname vermeyi kabul etmemesi üzerine işlemlerin tamamlanamadığı, davacının sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi yönünde talebini sınırlandırıp, bu davayı açtığı, ancak aracın yenisi ile değiştirilmesini kabul etmeyen davacının artık tenteli kasa bedelini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 37.314.59.-YTL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı davalılardan ... Otomotiv Tic. ve San.A.Ş.ne çektiği 02.05.2008 tarihli ihtarname ile ve her iki davalıya daha sonra 21.07.2008 tarihinde gönderdiği ihtarnameyle aracın ayıpsız yenisiyle değiştirilmesi talebinde bulunmuştur. Davacının dava dilekçesine eklediği davalı ......
Tüketici Mahkemesi'nin 25/12/2019 Tarih - 2019/40- 2019/630 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Dosyanın incelemesinde; davacının, davalıdan aldığı mobilyaların eksik ve ayıplı teslim edildiğini belirterek ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep ettiği, davalının teslimin tam yapıldığı, malların ayıplı olmadığı, varsa ayıbın süresinde ihbar edilmediği ve bedel iadesinin orantısız olduğu gerekçesi ile davanın reddini istediği, mahkemece mobilyacı bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
sorunlardan sebeple , ------- edilemeyecek derecede ayıplı olduğu, bundan sebeple --- gerekip gerekmeyeceği hususunun hukuki bir durum arz ettiği, ----miktar ve değeri belirlenerek, ------ dava tarihinde serbest piyasada oluşan rayiç bedeller dikkete alındığında ;--------- bedelle yaptırılabileceği, yapılan ödemeler de göz önüne alınarak fesih ve bedel iadesi talepleri ve davacının ayıplı üründen ortaya çıkan zararının ne kadar olduğunun hesaplanması açısından------- tarihli fiyat teklifine göre davacı yanın davalıdan ----------- bedel iadesi talep edebileceği, ----------dava tarihinde serbest piyasada oluşan rayiç bedeller dikkate alındığında ; ----sonuç ve kanaati bildirilmiştir....
Hükme esas alınan bilirk...i raporunda “gizli ayıp”lı olarak belirtilen imalatlar ile ilgili olarak; bu ayıpların “açık” yada “gizli” olup olmadığı ve “gizli ayıp” olarak nitelendirilen bu ayıplar yönünden (rutubetlenme ve oluşan çatlar gibi ayıpların kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak ne zaman oluştuğu yada oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki tüketicinin ne zaman farkedebileceği ile bağımsız bölümün teslim tarihi ve varsa ihbar, tespit tarihi de göz önünde bulundurularak) yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK.’nun 223. maddesi hükmü ile gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “hemen ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükü davacıdadır. Site yönetiminin ve diğer tüketicilerin, tüketici adına ayıp ihbarında bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır....
Dava, devre tatil sözleşmesinden kaynaklı sözleşmeni feshi ve ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince bedel iadesi yönünden, 4077 sayılı Kanun'dan ve 6502 sayılı Kanun'nun 50.maddesindeki devre tatile ilişkin hükümlerden bahsedilerek" davacının dava açmakla sözleşmeyi feshettiği davalının dava dilekçesinin 25.01.2016 tarihinde tebliği ile davacının fesih iradesinden haberdar olduğu, bunun üzerine 6502 sayılı Yasanın 50/9 maddesi gereğince 90 gün içinde sözleşme nedeniyle ödenen bedeli iade ettiği, sözleşme nedeniyle ödenen bedel yönünden davanın bu vesile ile konusuz kaldığı, bu nedenle faiz talebinin yerinde olmadığı," gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına; maddi tazminat talebi yönünden ise " davacının zarar iddiasını ispatlaması gerektiği uğradığı muhtemel zararları talep edemeyeceği, zararını kanıtlar somut bir delil sunmadığı " gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4,00 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 09/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK 355. maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Dava ayıplı mal nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Uyuşmazlık davacı tarafın kullanmış olduğu seçimlik hakkın orantılılık ve hakkaniyet ilkelerine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....
Sözleşmenin varlığı, hükümleri, talep konusu bakiye bedelin ödenmediği ve miktarı konusunda uyuşmazlık yoktur. Davalı, işin ayıplı ifa edildiğini ileri sürmüş, mahkemece süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemece dava dayanağı sözleşmenin satış akdi olarak kabul edilip ayıp ihbarında bulunma süresinin 2 gün olarak kabulü hatalı olmuştur....
KARAR Davacı, davalı yükleniciden konut satın aldığını sözleşmede kararlaştırılan sürede konutun teslim edilmediğini, tasarruf amaçlı ve kira geliri elde etmek için satın aldığını, maddi ve manevi zararları oluştuğunu ileri sürerek 70.000 TL maddi 20.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ödenen bedel 40.910 Dolar ile 10.000 TL ve 21.774 TL kira kaybı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, açmış olduğu davada, konutun teslimi mümkün olmadığını, yapmış olduğu ödemelerin iadesi ile kira kaybı ve manevi tazminat istemiştir. Davacı akdi feshedilen taraf olarak 6098 sayılı kanunun 125.maddesi gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır....