Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.500,00 TL alacağın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanununun 219-231 maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının ayıba karşı tekeffül borcunu düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 219. Maddesinde, satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır....

    Davacı 6098 sayılı TBK 219 ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır. Mahkemece, davacının talep edebileceği tazminat miktarının konusunda uzman bilirkişi tarafından da dosyada ki bilgi ve belgelere göre, nispi metod esas alınarak belirlendiği görülmekle, raporun davalı iddiası aksine faraziye içermediği anlaşılmış" şeklindeki gerekçesi yerinde görülmüş ve esas alınarak verilen karar isabetli bulunmuştur. Davalı ,bilirkişi raporunun faraziye hesaba dayandığını belirtmiş ise de ,nispi metod içeren raporun, sözleşmeden bağımsız satış tarihindeki ayıplı ayıpsız araç değeri tespit edilerek birbirine bölünmesi sureti ile bulunan oranın , satış bedeline uygulandığı ve miktarın tespit edildiği nedeni ile yerinde değildir....

    Mahkemece, B.K nun 43 maddesi gereğince %35 oranında hakkaniyet indirimi uygulanarak davanın kısmen kabulü ile 2502,50 TL maddi tazminatın 17.08.1999 tarihinden itibaren faizi ile davalılardan tahsiline ,manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş;hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1–Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin 2010/10283-17542 takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2–Davacılar, davalı yükleniciler tarafından ayıplı olarak inşa edilen konutların 17.8.1999 depreminde yıkılmış olması nedeniyle kullanılamaz hale gelen konut ile enkaz altında kalan eşyalar nedeniyle tazminat isteğinde bulunmuşlardır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, yüklenici olan davalıdan satın aldığı dairenin bulunduğu binanın 17.8.1999 depreminde yıkılıp kullanılamaz hale geldiğini, mahkemece yaptırılan tespitte binanın yasa ve yönetmeliklere aykırı şekilde inşa edildiğinin belirlendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik zararının karşılığı olarak 50.000.00 YTLmaddi tazminatın faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        . - K A R A R - Dava; finansal kiralama sözleşmesine dayalı olarak davalı kiralayanın, davacı kiracıya ayıplı mal teslim etmesi iddiasına dayalı kiralanan mal nedeni ile 1.739,810,600TL'nin istirdatı ve 2.510.530.740TL için borçlu olmadığının tespiti, olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ve malın iadesi istemine ilişkindir. Davacı ......

          Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları neticesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği,tarafların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği, dava konusu alacağın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının iddia ettiği ayıba ilişkin niteliği ve sayısına yönelik herhangi bir mahkeme tespiti ve laboratuvar kaydının bulunmadığı, ayıba süresinde ve yazılı olarak itiraz edildiğine ilişkin bir delil bulunmadığı, teslim edilen mallarda gizli ve açık bir ayıbın olmadığının tespit edildiği, takibin 77.218,82 TL asıl alacak üzerinden devam etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

            Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, iş teslimine ilişkin belge bulunmamakla birlikte taraflar arasında teslim tarihine ilişkin ihtilaf olmadığı, geç teslim iddiasının bulunmadığı, 6098 sayılı TBK'nun 474 maddesi uyarınca iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir sürede yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunduğu, bu durumun açık ayıba yönelik olduğu, iş sahibinin 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde gizli ayıba yönelik ve eksik işe yönelik iş bedelini eser sahibinden isteme hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

              Ne var ki, satıcının ayıba karşı tekeffülü düzenleyen TBK hükümlerine göre alıcıya karşı satıcının sorumluluğu bulunmaktadır. Olayımızda aracı davacıya satan davalı ... olup diğer davalı ... ile davacı arasında satış ilişkisi bulunmamaktadır. Bu itibarla ithalatçı şirket olan bu davalıyı satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümleri çerçevesinde hukuki ayıplı mal satışından dolayı sorumlu tutmak doğru değildir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekirken ilamda yazılı nedenlerle onandığı anlaşıldığından karar düzeltme talebinin kabulü ile hükmün davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım aktinden kaynaklanan ayıba karşı tekeffül hükümlerine tabidir. Mahkemece de bu şekilde vasıflandırılan davada, kendisine husumet yöneltilen sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine yönelik hüküm temyiz edilmemiştir. Bu durumda, uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 12.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Aksi halde yüklenici ihtirâzi kayıtsız eseri kabul etmiş sayılacağından ayıba bağlı hakları yitirir (BK.md.362). Sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerekir. Aksi halde iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve ayıba bağlı hakları düşer (BK.md.362). Sözleşmede garanti (teminat) süresi kararlaştırılmışsa ayıp ihbarı bu süre içinde de yapılabilir. Süresinde ayıp ihbarı yapılmışsa, açık ayıplı imalatın bedeli eserin teslim edildiği ve ayıp ihbarının yapıldığı, gizli ayıplı imalatın bedeli de gizli ayıbın ortaya çıktığının anlaşıldığı tarihteki rayiçlerle istenebilir. Şayet sözleşmede özel düzenlemeler varsa öncelikle sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (266/1)....

                    UYAP Entegrasyonu