"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, alacak, vasiyetnamenin ve mirastan çıkarmanın iptali davasında, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; Yerel Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi; I. DAVAAsıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan babaları ...'ın mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak 5 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma aktiyle davalı oğluna temlik ettiğini, ayrıca bankalardaki paralarını da davalıya aktardığını, diğer taraftan düzenlediği vasiyetnamenin ve mirasçılıktan çıkarmanın geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu iptali-tescile, alacağa, vasiyetnamenin ve mirasçılıktan çıkarma işlemlerinin iptaline karar verilmesini istemişlerdir. II....
Somut olayda ise, dava terditli olarak açılmış olup asıl talep olan vasiyetnamenin iptali fer’i talep olan tenkisin incelenmesi olmasına karşın mahkemece vasiyetnamenin iptaline ilişkin bir karar verilmeden fer'i talep olan tenkise ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelemesi yapılmamıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Birleştirilen davada davalı ..., vasiyetnamenin tenfiz edilmeden saklı pay ihlalinden söz edilemeyeceğini belirterek tenkis istekli birleştirilen davanın reddini savunmuştur. Asıl davada davalı ... davaya cevap vermemiş, herhangi bir savunma getirmemiştir. İlk derece mahkemesince, asıl davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizine, buna göre vasiyetnameye konu iki parça taşınmazın mirasbırakan adına olan tapu kayıtlarının iptali ile asıl davada davacı ... adına tesciline, mirasbırakanın saklı payı ihlal kastıyla hareket etmediği gerekçesiyle tenkis istekli birleştirilen davanın reddine karar verilmiş; anılan kararın davalı/birleştirilen davada davacı ... tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Noterliğinin 22/08/1984 tarih ... yevmiye numara ile düzenlediği vasiyetnamenin tenfizini, 966 ada 57 parselde kayıtlı kargir ev vasıflı muris adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalılar/birleşen davacılar adına eşit şekilde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Mahkemece; davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir. 1-) HMK'nun 166.maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak; birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir....
Hukuk Dairesi İLK DERECE MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl dava vasiyetnamenin tenfizi, birleştirilen dava vasiyetnamenin iptali talebine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (3) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA BİRLEŞTİRİLEN DAVADA Taraflar arasındaki asıl davada; vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis, birleştirilen davada; vasiyetnamenin tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432 nci maddesi uyarınca süresinde verilmeyen temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Mahkeme tarafından verilen karar, asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı vekiline 12.03.2023 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süre geçirildikten sonra 06.04.2023 tarihinde verilmiştir....
nun vasiyetnamenin iptali için öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerinde vefat ettiği, 1 yıllık hak düşürücü sürenin külli halef olan davacıları da bağlayacağı, davanın ise 30.01.2018 tarihinde hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığından hata, zorlama hukuksal nedenine dayalı vasiyetnamenin iptali talebinin hak düşürücü nedeniyle usulden reddine, 3. Birleştirilen 2018/25 Esas sayılı dosyadaki tenkis talebi bakımından ise dava konusu vasiyetnamenin Terme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/917 Esas sayılı dosyasında açıldığı, kararın mirasçı ...'na 24.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği, vasiyetnamenin tenkisi dava açma süresi olan bir yıllık hak düşürücü süre dolmadan saklı pay sahibi olan mirasçı ...'...
ün dava dışı mirasçı ...nin oğlu olduğu, bozma ilamından sonraki, 12.03.2015 tarihli celsede, asıl davanın davalısı vekilinin, asıl dava bakımından davayı takip etmediklerini ve dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ettikleri, bu celse asıl dava bakımından dosyanın işlemden kaldırılmasına, birleştirilen davanın reddine karar verildiği, karar tarihinden sonra tereke temsilcisinin yenileme dilekçesi verdiği ve bu kez ek karar ile asıl dava bakımından dosyanın tefrikine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, asıl ve birleştirilen davalar bakımından tefrik kararı verilmiş ise de kural olarak davaların aralarında bağlantı bulunması, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek durumda olması halinde davaların birlikte görülmesinde yarar olduğu açıktır. Somut olayda, asıl davanın sonucunun birleştirilen davanın sonucu etkileyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, her iki davanın birlikte görülmesi gerekirken asıl davanın tefrikine karar verilmesi doğru değildir....
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35.HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen ve istinaf incelemesinden geçen vasiyetnamenin iptali davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalıların istinaf taleplerinin esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 09/03/2021 tarihinde asıl dava davacısı vekili Av.Furkan Aksalman, birleşen dava davacısı vekili Av.... ile davalılar vekili Av.... geldiler....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, vasiyetnamenin iptali, vasiyete konu taşınmazların miras payı oranında tescili,bu mümkün olmaz ise tenkisi isteklerine ilişkin olup, vasiyete konu taşınmazlar halen muris adına kayıtlı olup, verilen karar her iki tarafça temyiz edilmiştir.. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümünün ortak hükümleri kısmında açıkca" Bir davada, birkaç hukuk dairesinin görevine giren uyuşmazlık sözkonusu ise, temyiz incelemesi, uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait hüküm ve kararları inceleyen daire tarafından yapılır" düzenlemesine yer verilmiştir....