Dava; vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Bu tespit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz. Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesi gerekir (TMK.md.600)....
Dava; vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Somut olaya gelince; Karşıyaka 2.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1992/1500 Esas- 1995/45 Karar sayılı vasiyetnamenin tenfizine ilişkin dava dosyasında davacı tarafından vasiyetnamenin aynen tenfizi talep edilmiş, mahkemece de talep gibi vasiyetnamenin aynen tenfizine şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Davacı tarafından tavzih talebinde bulunulmadığı gibi mirasçılar aleyhine açılmış tapu iptali ve tescil istemli dava da yoktur. Davacının diğer mirasçılara karşı yasal başvuru hakları olduğu halde, bu yollara başvurmadan açılan davada idareye karşı idari işlem yapmaya zorlayıcı nitelikte karar verilemez. Bu nedenle, idareye karşı açılan iş bu davanın reddi gerekirken, bu husus gözetilmeden hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Bu bağlamda vasiyetnamenin tenfizi davasında davanın kabulüne karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalıdır. Bu nedenle de hükümde tenfizine karar verilen taşınmazın ada-parsel numaralarının açık olarak yazılması, davacıya isabet eden ve iptal edilen payların gösterilmesi gerekir. Sadece vasiyetnamenin tenfizine şeklinde hüküm kurulamaz. Somut olayda davacı; vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetnameye konu taşınmazın adına tescilini talep etmiş, mahkemece hükümde, davanın kabulüne karar verilmekle birlikte tenfizine karar verilen vasiyetnameye konu taşınmazın tapu bilgileri, kimin hissesinin iptal edilip, kimler adına tescil kararı verildiği belirtilmemiştir. Karar bu haliyle infazı kabil nitelikte değildir....
Esasen Almanya Mönchengladbach Asliye (Aile) Mahkemesinin 26.03.2015 tarihli 26 F 47/17 sayılı kararının -ki bu kararın numarası gerçekte 26 F 47/14’tür- tanıma ve tenfizi istenen "Nafaka ödeme zorunluluğunun kaldırılması ve fazladan ödenen nafaka bedelinin tahsiline” ilişkin yabancı mahkeme kararı olmayıp, o tarihte henüz ... olmayan 27.09.1997 doğumlu davalıya, davacı babası tarafından her ay 313,00 Euro olmak üzere “Nafaka Bağlanmasına” ilişkin yabancı mahkeme kararı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafın dava dilekçesindeki ve aşamalardaki açıklamalarından ve dosyaya sunulan belgelerden tanıma ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının “... Asliye Mahkemesi Aile Mahkemesinin 27.02.2018 karar tarihli, 17 F 247/16 sayılı, 21.03.2018 kesinleşme tarihli ” kararı olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; davaya konu tanıma ve tenfizi talep edilen ve davacı tarafça dosyaya sunulan “......
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın davalıya tebliğine ilişkin belgelerin sunulmadığı, kararın usulünce tebliğ edilmemiş olması halinde kesinleşmeyeceği, kararın kesinleşmemiş olması halinde ise tenfiz isteminde bulunulamayacağı, taraflardan her birinin iddiasını ispata mecbur olduğu, buna göre tenfiz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Dava konusu tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının tercümesinde kararın davacı vekiline 28/09/2005 tarihinde, davalılar Y. Yozgat İhtiyaç Maddeleri Pazarlama ve Ticaret Anonim Şirketi ile D. U.'a 10/10/2005 tarihinde tebliğ edilip kararın kesinleştiği yazılıdır. Yargılama sırasında mahkemece davacı tarafa kesin süre verilerek dava konusu yabancı mahkeme kararının tebliğine dair belgeleri ibrazı istenmiştir....
Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı açılır. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca sulh hukuk mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Bu tespit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bağımsız bölümün kendisine vasiyet edildiğini, vasiyetnamenin yasal koşullara uygun olarak açıldığını, davanın açılış tarihi itibariyle vasiyetnameye herhangi bir itiraz bulunmadığını, ilk derece mahkemesince hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verildiğini, davasının vasiyetnamenin iptali talebi olmadığını, vasiyetnamenin tenfizi ile bağımsız bölümün adına tescilini talep ettiğini, oysa mahkemenin vasiyetnamenin iptali davası olarak, niteleyerek hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verdiğini, mahkemece esas alınması gerekenin TMK'nın 602. maddesi olduğunu, TMK'nın 559. maddesinin uygulanmayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇESİ: Dava, vasiyetnamenin tenfizi , tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....
yönünden ONANMASINA; 2- Davacılar tarafından aynı zamanda tescil talebiyle birlikte vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) talep edilmektedir....
Noterliğinin 01/04/2009 tarih ve 2502 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin tenfizi ile; davaya konu ... ili ... ilçesi ... köyü ... mevkii 5144 parselde bulunan 50/548 arsa payla zemin kat 2 numaralı bağımsız bölümünün muris adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya ve kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. TMK.nun 595 maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar....
Tanınma ve tenfizi talep edilen Irak Kürdistan Bölgesi Yetkili Meclisi Süleymaniye İstinaf Mahkemesi'nin 19.12.2013 tarih ve 146/2012 sayılı kararı ile 122.553,80 USD alacağın tahsiline karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 4. maddesinde yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilâmların tenfizi için açılacak davalardan bu ilâmlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınacağı, 16. maddesinde değer ölçüsüne göre harca tâbi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas olduğu, 28. maddenin (a) bendinde karar ve ilâm harçlarının dörtte birinin peşin geri kalanın kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, 32. maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı konularında emredici hükümler bulunmaktadır....