"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit ve birleşen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen menfi tespit davalarının reddine, birleşen itirazın iptali davasının kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı- birleşen davalı ... Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ... Tic. Şirketinden alınan malların ayıplı olduğunu ileri sürerek, mal bedeli olarak verilen çek ile borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir....
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, menfi tesbit davasının tefrik edildikten ve ayrı esasa kaydı yapıldıktan sonra, tasarrufun iptali davasının diğer ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması halinde, gerçek bir borç ilişkisinin varlığı tasarrufun iptali davasını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş.'...
Orman Ürün.Ltd.Şti.nin açtığı itirazın iptali davasının ve tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm asıl dava davalısı ... vekili ve katılma yolu ile asıl dava davacısı ve birleşen dava davalısı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl dava davalısı ... vekili ve asıl dava davacısı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 16.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Av.... birleşen 2010/214 esas sayılı davada davacılar 1-... 2- ... 3- ...Ltd.Şti vek.Av...., davalı ... vek.Av.... arasındaki menfi tespit-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl-birleşen 2010/208, 2010/213, 2010/215 esas sayılı davaların kısmen kabulüne,kısmen reddine,birleşen 2010/211, 2010/212,2010/214 esas sayılı davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davalar davacıları vekilince duruşmalı,birleşen dosya davacısı tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. ... ile davalı ve birleşen dosya davalısı vek. ...'ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl davada davacılar vekili,davacı şirket ile davalıya ait dava dışı...Ltd....
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptal tescil, bedel iadesi, tazminat asıl ve birleşen davası ile, menfi tespit birleşen davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen 2015/88 E. sayılı davanın reddine, birleşen 2014/861 E. sayılı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından asıl dava dosyası yönünden, birleşen 2015/88 E. sayılı dava dosyası yönünden ise davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, asıl ve birleşen dava yönünden tarafların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 8.006,35 TL bakiye temyiz harcının...
ne ait kaşe ve imzayı da içeren 28.04.2010 tarihli protokol ile borç kabul edilip protokolde kararlaştırılan edimlerin yerine getirildiği, dolayısıyla sözkonusu protokolün davacı tarafça borcun kabulü ve ikrarı niteliğinde kesin delil hükmünde olduğu, borcu kabul eden davacı borçlunun daha sonradan çeklerdeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayalı dahi olsa borçlu bulunmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açamayacağı, birleşen davada ise; davalı şirket çeklerde ciro yolu ile hamil olup borcu kabul eden davacı borçlu şirketin üçüncü kişiye karşı açtığı menfi tespit davasınında dinlenemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine, asıl davada davalının %40 tazminat istemi yönünden koşulları bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Şti. için 4.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, birleşen dava yönünden davacı ... Ltd. Şti. için 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı asıl ve birleşen dava yönünden taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen dava yönünden taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/453 E. sayılı dosyasında ise, diğer birleşen davanın konusu 30.04.2008 keşide tarihli 7.950 TL bedelli çeke dayalı olarak alınan ihtiyati haciz kararı gereğince yapılan haciz sırasında haciz baskısı ile 15.06.2008 ödeme tarihli 10.700,00 TL bedelli bononun verildiği ileri sürülerek bu bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti ile, %40 tazminat talep edilmiştir. Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, menfi tespit davalarına konu çeklerde düzgün ciro silsilesinin bulunduğu ve davalıların en son yetkili hamil olduğu, davacı tarafın davalıların çeki iktisap ederlerken bile bile borçlu davacıların zararına hareket ettiklerini kanıtlayamadığı dava konusu bononun mükerrer tahsile konu edildiğinden buna ilişkin menfi tespit isteminin kabulü gerektiği gerekçeleri ile asıl dava ve birleşen ...2....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2021/690 Esas, 2022/68 Karar HÜKÜM : Kısmen kabul BİRLEŞEN DAVA : İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/101 Esas Taraflar arasındaki asıl davada menfi tespit birleşen davada manevi tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Birleşen davanın davacısı ... vekili de aynı iddialarla menfi tespit, istirdat ve tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı banka vekili, davacıların doğrudan gelir desteği ödemesinden yapılan tahsilatların iadesi talepli davalar açtığını, bu davalar kabul edilince müvekkili bankanın evvelce tahsil ettiği tutarları iade ettiğini, bu nedenle takibe devam edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davaların reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi kurulu raporlarına göre davacıların halen davalı bankaya borçlu olduğu gerekçeleri ile asıl davanın ve birleşen davanın ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 72.maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davasında borçlunun dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı miktar varsa saptanıp buna göre hüküm kurulmalıdır....