Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti'nin sermaye arttırımı nedeniyle, davacının hissesine düşen arttırım bedeli 25.000,00 TL'yi talep etmiş ise de, sermaye arttırımı yapanın dava dışı şirket olduğu, bedelin ancak bu şirket tarafından talep edilmesinin mümkün olduğu, davalı-karşı davacı ... Koç'un kendi şahsı için bu bedeli talep etmesinin mümkün olmadığı, davalı gerçek kişinin bu açıdan aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, 120.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

    Dava dilekçesine bakıldığında; davacının, fazla tahakkukun elektrik sarfiyatının faturalandırılması sırasında farklı metodlarla ve kapasitif arttırımı şeklinde yapılmış olduğundan haksız olduğunu iddia ettiği, alınan bilirkişi kurulu raporunda ise davalı şirketçe yapılan reaktif tüketimle ilgili uygulamanın mevzuata uygun bulunduğunun bildirildiği görülmektedir. Bu durumda, hükme esas alınan raporda davacının dava dilekçesi dikkate alınmadan, sanayi- ticarethane abone grubunun tahakkuka etkisi irdelenerek görüş bildirilmiş olması, ancak dava dilekçesinde iddia edilmesine rağmen 2001 yılından bu yana tahakkuk ettirilen faturalara karşı yapılan itirazlara ilişkin davacı delilleri dosyaya celp edilmeden tanzim edilen rapor hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama HÜKÜMLER : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Kasten yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Sanıklar hakkında kasten yaralama suçundan tayin edilen adli para cezalarının nevine ve miktarına göre hükmün, 6217 sayılı Yasanın 26. maddesiyle 5320 sayılı Yasaya eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte olup temyizi olanaklı olmadığından, sanıkların bir nedene dayanmayan temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 2- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde ise; Hükümde TCK'nın 109/3-a-b madde ve fıkrası uyarınca ceza arttırımı yapılırken uygulama maddesinin aynı kanunun 109/2-a-b madde ve fıkrası olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir....

        in, müştekinin kendisine olan borcu ödememesi nedeni ile gerçekleştirdiği kişiyi hürriyetinden yoksun kılmasına ilişkin olarak haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, Diğer sanıkların eylemlerinin suç oluşturmaması karşısında, sanık ... hakkında TCK.nın 109/3-b fıkrasında ön görülen birlikte işleme nedeni ile ceza arttırımı yapılamayacağı gözetilmeden hükümler kurulması, Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Ancak; 1- Suç tarihi itibariyle kasıtlı bir suçtan kesinleşmiş hükümlülüğü bulunmayan sanıklar hakkında hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2- Hapis cezası ertelenen sanık ... hakkında TCK'nın 53/3. maddesi gereği, aynı maddenin birinci fıkrasın (c) bendindeki hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, 3-Sanıklar hakkında TCK'nın 143. maddesinden ceza arttırımı yapılırken kanun maddesinin karara yazılmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen aykırı olarak...

            Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak ; Suça sürüklenen çocuk hakkında ceza arttırımı yapılırken TCK'nın 152/2-a maddesi yerine 151/2-a maddesinin yazılması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,hüküm fıkrasındaki TCK'nın 151/2-a maddesi yerine TCK'nın 152/2-a maddesi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07/06/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Mahkemece bedel arttırımı davasının reddine, kalan kısmın kamulaştırılması davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 8. maddesinde, idarelerin bu kanuna göre tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar hakkında yapacağı kamulaştırmalarda satın alma usulünün öncelikle uygulanmasının esas olduğu açıklanmıştır. Somut olayda uzlaşma aşamasında davacı idarenin mal sahibi davacılara teklif ettiği kamulaştırma bedelini davacılar kabul edip 24.05.2011 tarihli uzlaşma tutanağını imzalamışlar ve taşınmazın ferağını vermişlerdir....

                İpotek alacaklısı temyiz dilekçesinde, söz konusu ipoteğin İmar Kanunu uyarınca konulduğunu, ipotek bedeli arttırımı davası açtığını ileri sürmüş, ipotek borçlusu vekilinin 11.04.2005 tarihli İcra Müdürlüğüne hitaben verdiği dilekçesinde, ipoteğin İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca konulduğunu belirttiği görülmüştür. Tarafların beyanları dikkate alındığında, söz konusu ipoteğin İmar Kanunu uyarınca imar uygulaması sonucunda oluşturulduğu, dolayısıyla tarafların özgür iradesiyle düzenlenmiş ipotek akit tablosunun bulunmadığı anlaşılmakla, İİK'nın 148. ve sonraki maddelerinde öngörülen nitelikte bir hukuki ilişkinin varlığından söz edilemeyeceğinden, bu durumda İİK'nın 153/2. madde hükmünün olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. O halde, mahkemece ihtilafın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddi yerine kabulü isabetsizdir....

                  lehe kabulü ile hüküm kurulmasında, öncelikle temel cezanın 6831 Sayılı Kanunun değişik 93/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası olarak tayini sonrasında yerin orman kadastro sınırları içinde kalması sebebi ile aynı maddenin 2 fıkrası uyarınca bir kat arttırılarak 12 ay hapis cezası olarak tayini gerekirken, yazılı şekilde 1 yıl hapis cezası verilmekle sanığa fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, Bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK'nun 322. maddesi uyarınca kararın hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki son cümle " 6831 Sayılı Kanunun 93/2. maddesi gereğince... takdiren 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına" cümlesinin karardan çıkarılıp yerine bu kısma " 6831 Sayılı Kanunun 5728 Sayılı Kanun ile değişik 93/1. maddesi uyarınca sanığın takdiren 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca bir kat arttırımı...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nin 226. maddesi hükmü gereğince, ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK'nin 87/1-d-son maddesinin uygulanması suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması, 2) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 86/3-e. maddeleri uyarınca verilen 1 yıl 6 ay hapis cezasının TCK'nin 87/1-d. maddesi uyarınca bir kat arttırımı sonrasında, TCK'nin 87/1-d-son. maddesi uyarınca "5 yıl hapis cezasına" çıkartılması gerekirken, denetime imkan vermeyecek şekilde TCK'nin 87/1-d-son. maddesi uyarınca doğrudan 5 yıl hapis cezasına çıkartılması, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar...

                      UYAP Entegrasyonu