Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın sermaye arttırımı ile yatırdığı parayı bu düzenleme ile geri almasını sağlamaya dönük olduğunu ileri sürmüş ise de 12.10.2009 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen genel kurul kararında da aynı doğrultuda olduğu halde, davacının bu karara ve düzenlemeye onay verdiği, iptal isteminin yasal koşullar oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk faaliyeti yasa ve yürütmeliğe aykırı biçimde yürütüldüğünden davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, abonenin Sanayi tarifesinden faydalandırılabilmesi Sanayi Sicil Belgesinin ibrazı gerektiğini, davacı tarafından güç arttırımı sonrası yapılan başvuru ve belgeler arasında Sanayi Sicil Belgesi bulunmadığını, güç arttırımı işlemi ile tüketicinin adresi değişmeksizin seconder abonelikten primer aboneliğe geçiş söz konusu olduğunu, davacı ile 16.05.2018 tarihinde bir Perakende Satış Sözleşmesi imzalandığı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nde yer alan Perakende Satış Sözleşmesi'nde yer alması gereken asgari hususların sağlanmadığını, davacı şirket 02.04.2019 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu Sanayi Sicil Belgesi ile sunduğu tarihten sonraki tüketimleri Sanayi abone grubundan faydalandırılmış olduğunu, bu nedenle iade edilmesi gereken bir bedelden bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep...

    Aile Mahkemesi'nin 2018/507 Esas ve 680 sayılı kararında velayeti anneye verilen tarafların müşterek çocukları 2014 doğumlu Ayşe İnci için hükmedilen aylık 1.000,00TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 800,00TL arttırımı ile 1.800,00TL'ye çıkartılması, 2018 doğumlu Medine Esila için aylık 1.000,00TL iştirak nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 500,00TL arttırımı ile 1.500,00TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; İştirak Nafakasının arttırımı talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı asil istinaf talebinde bulunmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 345. maddesi "İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır." olarak düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davalıya 09/08/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalının istinaf başvuru talebini yasal istinaf süresi dolduktan sonra 06/09/2022 tarihinde yaptığı anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir....

    pay alma oranlarını düşürmek amacıyla yapıldığı , sırf dış kaynaklardan sermaye artırımı yapılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının çoğunluk pay sahiplerinin sermaye arttırımı haklarını kötüye kullandıklarını ve dürüstlük kuralına aykırı davrandıklarını gösterdiğinden bahisle davalı şirketin ----- iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir....

      Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı sigorta--------sigortacısı olduğu ---- sayılı aracın sebebiyet verdiği------ trafik kazası sonucunda sakat kaldığı, geçici ve kalıcı maluliyeti oluştuğu, bu zararların sigorta şirketlerinden tazmini------ dosyasından HMK m.107 gereğince belirsiz alacak davası açıldığını, söz konusu dava dosyasından ---- raporda; ------ tarafından düzenlenen rapora göre, iş göremezlik süresi 9 ay ve kalıcı iş göremezlik oranı %5,1 olarak esas alınarak yapılan hesaplamada, geçici iş göremezlik zararı ---- kalıcı maluliyet zararı ---------- hesapladığını, bu rapor doğrultusunda talep miktarlarının arttırıldığını,----- asgari ücretin belirlenmiş olmasından sonra alınan 06.02.2023 tarihli bilirkişi raporunda, geçici iş göremezlik zararı ----- ve kalıcı maluliyet zararı ----------hesabı yapıldığını, iki rapor arasında------- dosyasından daha önce talep arttırımı...

        Davacı tarafça 23/08/2019 tarihinde 139.116,29 TL üzerinden talep arttırımı, ek bilirkişi raporunun alınması sonrasında ise 18/03/2020 tarihinde 157.039,29 TL üzerinden talep arttırımı yapılmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere davacı taraf dava dilekçesinde HMK'nın 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak davası açtığına göre, ikinci talep arttırım dilekçesinin ilk defa yapılmış bir ıslah olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece de bu doğrultuda işlem yapıldığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir. Ayrıca, dosyada bulunan SGK'nın 28/11/2016 tarihli yazısında davacıya herhangi bir gelir bağlanmadığı belirtildiğine ve olayda müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirir koşullar bulunmadığına göre; bu yöne ilişkin itirazlarda da isabet bulunmamaktadır.Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Kasten yaralama, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme HÜKÜMLER : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Sanıklar hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde; Sanıkların görevi yaptırmamak için direnme suçunu zincirleme şeklinde işlemesine rağmen ceza arttırımı yapılırken uygulama maddesinin TCK'nin 43/2-1. maddesi şeklinde yazılması gerekirken, sadece TCK'nin 43/2. maddesinin yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görüldüğünden ve kasti suçtan verilen hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz...

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1034 KARAR NO : 2021/1054 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SUŞEHRİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/12/2020 NUMARASI : 2018/312- 2020/344 DAVA KONUSU : Nafaka ( Yoksulluk Nafakasının Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle, mahkememiz 2012/352 Esas - 2013/60 K sayılı ilamı ile davacı lehine aylık 300,00- TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zamanda ekonomik şartlarda meydana gelen değişmeler neticesinde nafaka miktarının 300,00 TL daha arttırımı ile aylık 600,00 TL olarak belirlenmesini talep ve dava etmiştir....

            Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. 5- Davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti bakımından, takdiri indirim hariç reddedilen miktar 1.500,00 TL olup, davalı lehine bu miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, reddedilen alacak miktarından daha az şekilde 500,00 TL vekalet ücreti hükmedilmesi ve davacı lehine de hükmedilen vekalet ücreti bakımından, kabul edilen miktar 45.222,78 TL olup, davacı lehine bu miktar üzerinden 5.274,50 TL. vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 6.725,18 TL vekalet ücreti hükmedilmesi de kabule göre hatalıdır....

              UYAP Entegrasyonu