Davacının arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü yükleniciden temlik alması halinde arsa sahibini ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Türk Borçlar Kanununun 188. maddesi gereğince; “Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.” Buna göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan davacıya) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden kazanmadığı hakkı üçüncü kişiye temlik etmesinin arsa sahibi bakımından bir önemi bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; mera tahsisinin iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 04.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyada yer alan delillerden,05.06.1992 tarihli belediye başkanlığı onayı ile davacıya davaya konu edilen arsa tahsisinin yapıldığı ve ilgili taşınmazın davacı adına tapuya tescil edildiği; sonrasında ise, davacının söz konusu taşınmaz üzerinde inşaata başlamadığının davalı ... tarafından tespiti sonrasında açılan tapu iptal tescil davası neticesinde ise, ilgili taşınmazın tapusunun iptali ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği,bu kararın ise 11.11.2000 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi vardır. ........' nun 13.06.2007 tarih, 2007/18-330 E -2007/350 K sayılı kararında sözleşme niteliğindeki uyuşmazlıkta fazla ödenen paranın geri alınmasının sözleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sözleşmeden kaynaklanması nedeniyle, TBK'nun 146....
Şu hale göre devir anına kadar borçlu bu işlemin dışında iken devir anından itibaren evvelki alacaklı devir işleminin dışına çıkmaktadır. Alacağın devrinin, alacağı devredenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu çok açıktır. Zira alacağı devralan evvelki alacaklının (yüklenicinin) yerine geçmiş, borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemek, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak onun hakkı olmuştur. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü devralan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle devir işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat devir işlemi kanıtlanmış olunsa da yukarıda açıklandığı üzere ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifa isteğine derhal uymak zorunda değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Uyuşmazlık irtifak hakkı tahsisinin iptali ve cezai şart istemine ilişkin olup taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü yükleniciden temlik alması halinde arsa sahibini ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Türk Borçlar Kanununun 188. maddesi gereğince; “Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.” Buna göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan davacıya) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden kazanmadığı hakkı üçüncü kişiye temlik etmesinin arsa sahibi bakımından bir önemi bulunmamaktadır....
Maddesi ile tahsis sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen 2014/24186-2014/33408 Davacının arsa tahsisinin iptalinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kabulü ile ... Organize Sanayi Yönetim Kurulu'nun 18.08.2010 tarih ve 2010/13 Karar sayılı ve 30.03.2011 tarih ve 2010/06 Karar sayılı ve 22.7.2010/5, 16.9.2010/7 kararlarının 101 ada, 2 parsel sayılı taşınmaz bakımından iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davanın 15.3.2013 tarihli kararı ile onamış davalı karar düzeltme istemiştir. 1-... Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu’nun 18.08.2010 tarih ve 2010/13 sayılı kararı ile 101 ada, 5 ve 6 parsellerde bulunan davacı tahsisli taşınmazlarda imar planı tadilatı yapılarak yeni arsaların oluşturulmasına ve yeni oluşturulacak arsa kısımlarının tahsislerinin iptal edilmesine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2....
Davacı vekili eldeki dava ile dar gelirli aileleri konut edindirme projesinden yararlanmak için müvekkili tarafından davalı belediyeye yapılan başvurunun kabul edildiğini, yapılan noter çekilişi ile 200 m² yüzölçümlü arsa tahsisinin yapıldığını, satış bedelinin müvekkilince taksitler halinde ödenmesine rağmen, davalı belediyenin arsa tahsislerini iptal ettiğini, akabinde ise bölgenin imar planının değiştirildiğini, bu nedenlerle arsanın devrinin talep edilmesinin imkânsız hale geldiğini ileri sürerek; müvekkiline tahsis edilmiş olan 200 m² lik arsanın, ıslahen, rayiç değeri olan 80.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, davalı vekili; davacının alacağının rayiç bedel üzerinden değil denkleştirici adalet ilkelerine göre ödenmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 3....
Somut olayda; davacı taraf 16.09.2005 tarihli dilekçesiyle arsa tahsisinin iptali hususunda gereğinin yapılmasını talep ederek alacak borç ilişkisini sonlandırmak maksadı ile davalıdan ödeme talebinde bulunmuş, belediyenin talep edilen tutarı aynı gün faizi ile birlikte ödemesini hiç bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden almış, on yıla yakın beklemiş ve 2015 yılında daha fazla alacağım vardı diyerek iş bu davayı açmış olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; yargılama öncesi davalı tarafından davacının talebi doğrultusunda yapılan ödemenin taraflar arasında alacak borç ilişkisini söndürdüğünü kabul etmek gerekir. Dava dilekçesinde davalı belediyenin bedel iadesine ilişkin dilekçeyi irade fesadı yaratacak şekilde baskı ile davacıdan aldığı iddia edilmiştir. Davacının bedel iadesi için başvuru tarihinde yürürlükte bulunan 818 s. Borçlar Kanunun (BK) 23 vd maddelerinde irade fesadı halleri düzenlenmiştir....