Adalet Bakanlığının 28/10/2021 tarihli yazısında; davacının, davalı belediyeye hitaben yazdığı 16.02.2006 tarihli dilekçesi ile ''Belediyeniz Encümeninin 17.10.2003 tarih ve 1096 sayılı kararı ile tarafıma tahsis edilen 304 pafta 13 parselde kayıtlı taşınmazın bedeli olarak ödemiş olduğum meblağın tarafıma ödenmesi ve arsa tahsisinin iptali husunda gereğinin yapılmasını arz ederim'' şeklinde talepte bulunduğu, buna göre de kendisine davalı belediye tarafından ödeme yapıldığı, davacının yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek, kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir....
Adalet Bakanlığının 28/10/2021 tarihli yazısında; davacının, davalı belediyeye hitaben yazdığı 17.05.2005 tarihli dilekçesi ile ''Belediyeniz Encümeninin 12.03.2004 tarih ve 335 sayılı kararı ile tarafıma tahsis edilen 305 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın bedeli olarak ödemiş olduğum meblağın tarafıma ödenmesi ve arsa tahsisinin iptali husunda gereğinin yapılmasını arz ederim'' şeklinde talepte bulunduğu, buna göre de kendisine davalı belediye tarafından ödeme yapıldığı, davacının yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek, kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir....
Adalet Bakanlığı'nın 16/09/2021 tarihli yazısında; davacının, davalı belediyeye hitaben yazdığı 09.02.2003 tarihli dilekçesi ile “Belediyeniz Encümeninin 17.10.2003 tarih ve 1096 sayılı kararı ile tarafıma tahsis edilen 304 ada 16 parselde kayıtlı taşınmazın bedeli olarak ödemiş olduğum meblağın tarafıma ödenmesi ve arsa tahsisinin iptali husunda gereğinin yapılmasını arz ederim” şeklinde talepte bulunduğu buna göre de kendisine davalı belediye tarafından ödeme yapıldığı,davacının yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek, kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir....
Adalet Bakanlığı'nın 15/09/2021 tarihli yazısında; davacının, davalı belediyeye hitaben yazdığı 09.02.2003 tarihli dilekçesi ile “Belediyeniz Encümeninin 17.10.2003 tarih ve 1095 sayılı kararı ile tarafıma tahsis edilen 216 ada 8 parselde kayıtlı taşınmazın bedeli olarak ödemiş olduğum meblağın tarafıma ödenmesi ve arsa tahsisinin iptali husunda gereğinin yapılmasını arz ederim” şeklinde talepte bulunduğu buna göre de kendisine davalı belediye tarafından ödeme yapıldığı,davacının yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek, kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir....
Parselde kayıtlı taşınmazın bedeli olarak ödemiş olduğum meblağın tarafıma ödenmesi ve arsa tahsisinin iptali husunda gereğinin yapılmasını arz ederim” şeklinde talepte bulunduğu buna göre de kendisine davalı belediye tarafından ödeme yapıldığı,davacının yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek, kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir....
Adalet Bakanlığının 15/09/2021 tarihli yazısında; davacının, davalı belediyeye hitaben yazdığı 21.09.2005 tarihli dilekçesi ile ''Belediyeniz Encümeninin 17.10.2003 tarih ve 1096 sayılı kararı ile tahsis edilen 338 pafta 9 parselde kayıtlı taşınmazın bedeli olarak ödemiş olduğum meblağın tarafıma ödenmesi ve arsa tahsisinin iptali husunda gereğinin yapılmasını arz ederim'' şeklinde talepte bulunduğu buna göre de kendisine davalı belediye tarafından ödeme yapıldığı, davacının yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek, kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir....
Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulunun arsa tahsisinin iptaline yönelik kararının iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 18.01.2024 tarihli ve 2024/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece, yüklenici hakkındaki davanın işlemden kaldırılmasına, davayı takip eden arsa sahipleri aleyhine açılan davanın ise reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere davadaki istemin dayanağı yüklenicinin yaptığı temlik işlemidir. Bir tanımlama yapmak gerekirse alacağın temliki; alacaklı (yüklenici) ile ondan temlik alan üçüncü kişi (davacı) arasında borçlunun (arsa sahiplerinin) rızasını gerektirmeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin konusu olan alacağın gerçek bir alacak olmasına bağlıdır. Alacağın temlik edildiği üçüncü kişi bu şekilde bir temlik varsa temlik işleminden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı da ileri sürebilir hale gelir....
"İçtihat Metni" Davacı, murisinin davalı kurumun ölüm aylığının tahsis talebinin reddine dair işleminin iptali ile askerlik borçlanması yaptırılarak ölüm aylığı tahsisinin yapılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir. Davalı arsa sahibi mirasçıları, davacının tescil isteme hakkının oluşmadığını, bedel yönünden de kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı yüklenici ... ile davalı arsa sahibi mirasçılarına karşı açılan tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının davalı arsa sahibi mirasçıları aleyhine açmış oldukları alacak talebinin ise bu davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı yüklenici ...'a yönelik açılan alacak talebinin ise yargılama esnasında ayrılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, davadaki istemin dayanağı yüklenicinin adi yazılı sözleşmeyle yaptığı temlik işlemidir....