Davalı arsa sahibi vekili, maliki bulunduğu taşınmazın dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz olmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın tapu kaydına teminat karşılığı ihtiyati tedbir konulmuş ise de 20.09.2012 tarihli karar ile ihtiyati tedbir kaldırılmış, davacı vekili 02.10.2012 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 07.04.2009 tarihli satış sözleşmesinde davalı olarak gösterilen arsa sahibi ...'ın taraf olmadığı gerekçesiyle tedbir isteğinin reddine karar verilmiştir....
Gecekondu Kanununun 25. maddesinde arsa tahsisi şart ve şekilleri açıklanmış, yoksul ve dar gelirli ailelere arsa tahsis edileceği düzenlenmiştir. 26. madde de, arsa tahsisine ilişkin bedelin tayini ve ödeme koşulları belirlenmiştir. Gecekondu Kanununun 25. maddesindeki düzenlemeye göre; arsa tahsis sözleşmesinin geçerliliği için şekil şartı öngörülmediği açıktır. Antalya Belediyesinin 22.06.1993 tarihli dava konusu edilen 226 parselin 1.446.064 m2’lik bölümüne takdir edilen 2.351.296.100TL kamulaştırma bedelinin encümence yapılan görüşme sonunda uygun bulunduğuna ilişkin encümen kararının ardından gecekondu sakinleri Belediyenin memur maaş hesabına Belediyece belirlenen 3.200.000TL arsa bedeli olarak yatırmış ve bu para Belediyenin hesabında kalmıştır. Bu nedenle taraflar arasında Gecekondu Kanununda düzenlenmiş bedel karşılığında Arsa Tahsisine İlişkin Sözleşme kurulduğunun kabulü gerekir....
İdare Mahkemesinin ... günlü, ..., sayılı kararının BOZULMASINA, karar verildi....
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Ne var ki; davalıya yapılan arsa tahsisi kararının kaldırılmasına ilişkin idari makamlarca alınmış bir kararın olup olmadığı , karar var ise idari yargıda iptal davası açılıp açılmadığı mahkemece saptanmamıştır.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkmece tahsis kararının iptali söz konusu olmadığı ve taşınmazın amacına uygun kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hâkimi ...' nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu gayrimenkulde arsa paylarının hatalı olduğunu, hatanın tapu kayıtlarından da anlaşıldığını, daire olan tüm bağımsız bölümlerin arsa payının 28 olarak kayıtlara geçtiğini, arsa payları hatalı olduğu için arsa paylarının düzletilmesi için dava açtıklarını, dava Gebze 2.Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/431 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, raporda arsa paylarının hatalı olduğunun tespit edildiğini ve dosyanın karar aşamasında olduğunu, düzeltilmiş arsa paylarına göre hesap edildiğinde karar yeter sayısı olan 2/3 çoğunluğun sağlanamadığını, alınan kararların açıkça yasaya aykırı olduğunu, açıkça yasaya aykırı şekilde alınan karar neticesinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, tedbir talepleri yönünden yasal şartlar oluştuğunu, mahkemenin vermiş olduğu red kararının yasal olmadığını, HMK'nın 389. maddesinde; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle...
, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince 9 nolu parselde iki Blok, 10 nolu parselde bir Blok, 1 nolu parselde dört adet zemin kat daire ve birinci normal katta 9 nolu daire, 7 nolu parselde bir Blok, 6 nolu parselde bir blok ve 5 nolu parselde iki bloktan oluşan toplam 7 bloktaki dairelerin mülkiyetinin davalı yükleniciye aidiyetinin tespiti ile tapudan davalı arsa sahibi adına olan arsa payının iptali ile davalı yüklenici adına tescilini talep ve dava etmiştir....
Düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmaz, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığı yeterlidir. Somut olayda, ilk derece mahkemesince dava konusu uyuşmazlığın yapı kayıt belgesine dayalı olarak tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde; tazminat taleplerinden kaynaklandığı kabul edilmekle; adı geçen taşınmazın davalılar adına kayıtlı olması halinde satış ve devrin önlenmesi amacıyla ihtiyatı tedbir kararı verildiği görülmektedir. Kocaeli 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında davacı vekilinin talebi üzerine verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden-davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı, davalı yüklenici şirket ile 21.01.2010 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmede kat irtifaklı tapu kayıtlarının anahtar tesliminden sonra davalı şirkete devredileceği ve arsa sahibine verilecek 9,5 daireden 5 tanesini yine arsa sahibinin belirleyeceği kararlaştırıldığı halde, davalı şirket yetkilisi diğer davalı ...'...
sayılı kararının iptali istenilmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan rapor ile dosyada bulunan diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın düzenlemeye alınan kısmının uygulama imar planında “park ve yol alanı”nda kaldığı, bu nedenle parselasyon işlemi ile davacıya taşınmazının bulunduğu yerden imar tahsisi yapılması olanağının bulunmadığı, ancak davacıya mümkün olduğunca 25 metrelik imar yoluna cepheli “turizm tesis alanı” kullanımında kalan imar adalarından birinde yer alan tek parselde imar tahsisi yapılması mümkün iken taşınmaza uzak ve iki ayrı parselde imar tahsisi yapıldığı, bu parsellerin uyuşmazlık konusu taşınmaza uzak oldukları ve anılan taşınmaz ile eş değer olmadıkları, bu durumun dağıtım ilkeleri, parselasyon teknikleri ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili dilekçesinde özetle: "ihtiyati tedbir yasal koşullarının oluşmadığını, kaldı ki oluşsa bile taşınmazın tamamına değil sadece müteahhide düşecek olan iki bağımsız bölüme tedbir konulması gerektiğini" ifade ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME: İlk derece mahkemesince verilen "ihtiyati tedbir ve tedbire itirazın reddi" kararının davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava; eser sözleşmesi gereğince yükleniciye düşen bağımsız bölümlerin tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir. Esasa ilişkin uyuşmazlık; yüklenici lehine tapu iptali ve tescil koşullarının oluşup oluşmadığı ile ilgilidir. Geçici hukuki korumaya ilişkin uyuşmazlık ise; "mahkemece verilen ihtiyati tedbir ve tedbire itirazın reddi kararının, esasa ilişkin uyuşmazlık ve taraflarca sunulan deliller çerçevesinde HMK.'...