Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a, davalı yüklenicinin nam ve hesabına eserin tamamlanması için kararın kesinleşmesinden itibaren 6 ay süre ile yetki ve izin verilmesine, genel iskanının alınabilmesi için gerekli yaklaşık bedelin 317.377,06 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı nama ifaya izin ve tazminat istemine ilişkindir. TBK. 113. maddesinde nama ifa olarak adlandırılan izin talebi değerlendirilmiştir. Davacının elinde davalı yükleniciye düşen herhangi bir daire veya hak bulunmadığına göre davacının talebinin madde kapsamında nama ifaya izin olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Ancak iskan izni alınması için gerekli masrafların tespiti değerlendirildiğinde, davacının talebinin sadece bu konuya hasren tespit talebi olarak değerlendirilmesi ve buna göre davanın değerlendirilmesi gerekir....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiten kaynaklı nama ifaya izin istemine ilişkin bulunmasına göre temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay 15. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 15. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE 13.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Nama ifa; eseri yüklenicinin nam ve hesabına, iş sahibinin bizzat tamamlaması veya başka bir yükleniciye tamamlattırması demektir.Yüklenicinin eseri tamamlama olasılığı zayıf ve eserde tamamlanabilecek durumda ise, sözleşmenin tarafı olan iş sahibi, TBK 113, (BK 97) maddesi uyarınca nama ifaya izin isteyebilir. Açıklamalardan anlaşılacağı üzere yasal olarak nama ifaya izin isteme hakkı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahiplerine ait olup, sözleşmenin tarafı olmadığından, davacının TBK 113, BK 97 maddelerinden yararlanarak, böyle bir davayı açmaya aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır....

        Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanan nama ifaya izin, eksik ve ayıplı işler bedeli ve gecikme kirası isteklerine ilişkindir. Davacı tarafça, davalı yüklenicinin edimlerinin eksik ve ayıplı olarak meydana getirdiği ayrıca iskan almak suretiyle teslimin gerçekleştirilmediği iddiasıyla eldeki dava açılmıştır. Kural olarak nama ifayla yüklenicinin eksik ve ayıplı işleri onun nam ve hesabına arsa sahiplerince giderileceğinden bu taleple aynı anda eksik ve ayıplı işler bedelinin de istenmesi aynı edimin 2 kez hükme bağlanması sonucunu doğurur. Mahkemece davacının talebinin nama ifa mı yoksa eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsili istemine ilişkin mi olduğu açıklattırılmadan karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca nama ifaya izin talebinin mahiyeti gereği yüklenicinin işten el çektirilmesini gerektirdiği gözetilmeden yüklenicinin inşaattan el çektirilmesi talebinin reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davada karar verilmesine yer olmadığna yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl davada davacılar vekili, davacı arsa sahipleri ile davalı arsa sahipleri ve davalı yüklenici kooperatif arasında düzenlenen 21.05.1999 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereği davalının inşaatları 30 ayda tamamlaması ve iskân ruhsatını alması gerekirken almadığını iddia ederek, kira tazminatına karar verilmesini ve yapılmayan inşaatlar açısından ise sözleşme uyarınca yükleniciye kalan bir kısım bağımsız bölümlerin satılarak nama ifaya izin verilmesini talep etmiştir....

          Davalı, davacının, nama ifaya izin için açtığı davadan önce binayı fiilen teslim aldığını, fiilen teslim aldığı döneme kadar oluşan kira bedelinin de yine önceki davada hüküm altına alındığını bu nedenlerle artık tazminat talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, nama ifaya izin ve tazminat davasında yapılan ıslah talebinde davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı, bu nedenle ilk davadaki hadiseye dayanarak ek dava açamayacağı, eldeki dosyanın da ek dava olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Eldeki davada, 07.02.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak 01.....2007 ile ....02.2011 tarihleri arası dönem için gerçekleşen gecikme tazminatının tahsili istenmiştir. Daha önce ... .......

            -K A R A R- Davacılar vekili, arsa sahipleri müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında arsasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, davalının edimlerini tam olarak yerine getirmeyerek inşaatta eksik işler bıraktığını, ayrıca ...’ya, yapı denetim şirketine ve diğer kişilere inşaatla ilgili borçları olduğunu, iskan ruhsatının halen alınmadığını ileri sürerek, eksik işler ve iskan alımı için yapılması gereken masrafların tespitine, nama ifaya izin verilmesi ile sözleşme gereğince yükleniciye ait olması gereken B blok ..., ... ve ... numaralı bağımsız bölümlerin bu masrafları karşılamak üzere satışına izin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı arsa sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında Çorlu ... Noterliğinin 26.03.2018 tarih, ... yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedilmiştir....

                Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/170 Esas sayılı dosyasında yüklenici aleyhine eksik ve kusurlu işlerin giderimi için nama ifaya izin verilmesi ve yükleniciye ait olup henüz devredilmeyen bağımsız bölümlerin nama ifa masraflarını karşılamak üzere satışına yetki verilmesi istemiyle dava açtıklarını savunmuşlardır. Mahkemece 3. kişinin açtığı eldeki dava, arsa sahibinin yükenici aleyhine açtığı 2011/170 Esas kayıtlı nama ifa ile satışa izin ve yetki verilmesi talepli dava ile birleştirilmiş ise de gerekçe gösterilmeksizin 06.10.2015 tarihli duruşmada 3. kişinin açtığı eldeki dava 2011/170 Esas sayılı davadan tefrik edilmiş ve yüklenicinin edimini nama ifaya izin ve satışa yetki davasında talep edilen bağımsız bölümlerden 2 adedinin satışıyla karşılanabileceği ve yüklenicinin edimini yeri getirdiği, davacının tapu payına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                  Eğer istenmişse, nama ifaya izin davasında tahmini maliyet gideri de avans olarak hüküm altına alınmalıdır. Uyuşmazlığın, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. 19.04.2005 tarihli ve 05177 yevmiye numaralı ve 07.10.2005 tarih 14447 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin 4. maddeleri gereğince, inşaat yapılacak arsa üzerindeki gecekonduların yıkılması ve inşaat ruhsatının alınmasından sonra 20 ay içerisinde inşaatın yüklenici tarafından bitirileceği kararlaştırılmıştır. Yüklenicinin inşaatı arsa sahiplerince kabulden kaçınamayacak derecede tamamlamadığı, toplanan delillerin ve bu kapsamda bilirkişi kurulu raporunun değerlendirilmesi sonucu anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu