Mahkemece, kayıt malikleri olan davalılar yönünden davanın kabulü ile dava konusu 30 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptaliyle davacı adına tesciline; kayıt maliki olmayan davalı yüklenici şirket ve diğer arsa maliki davalı ... yönünden ise davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı arsa sahipleri vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir. Davadaki istemin dayanağı, davalı yüklenici ile davalı arsa sahipleri arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve yüklenicinin davacıya şahsi hakkını devretmesine ilişkin “alacağın temliki” (alacağın devri) sözleşmesidir. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin (davacının) arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir....
Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemektedir. Yüklenici, finansman sağlayarak arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binaya karşılık, bu binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir. Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay ......
yaptığını, dolayısıyla alınan kararların da müvekkilinin yöneticiliğini yaptığı Sena Apartmanına ilişkin olduğunu, işbu davada davacı olarak yer alan T3 yöneticiliğinde böyle bir site bulunmadığından taraf ehliyetinin de bulunmadığını, bu yönüyle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek 12/11/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların tümümün iptaline yönelik kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, itirazın iptali ile takibin devamı istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının giderini ödeyerek çatıyı yaptırdığını, davalının payına düşen gideri ödemediğini, yapılan icra takibine itiraz ettiğini bildirerek, itirazın iptali ile takibin devamını istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, anataşınmazda kat irtifakının kurulu olduğu ve taşınmazın tamamının kat maliklerince kullanıldığı anlaşıldığından, Kat Mülkiyeti Yasasının 17. maddesi gereğince anataşınmazın yönetiminde Kat Mülkiyeti Yasası hükümleri uygulanması gerekir....
Mahkemece verilen 2018/242 Esas 2019/840 Karar 12/11/2019 tarihli kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine YARGITAY 5. Hukuk Dairesinin 2020/7752 Esas 2020/9688 Karar 10/11/2020 tarihli kararıyla "Dosyadaki yazılara kararın dayandığı gerekçelere göre, mahkemece bozma ilamına uyulmuş ancak gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; her ne kadar mahkemece anataşınmazın otopark-garaj kısmına ilişkin feragat verilemeyeceğinden davanın kabulüne karar verilmiş ise de Kat Mülkiyeti Yasasının 4.maddesi gereğince, dava konusu edilen garajlar ortak yer niteliğinde olup; her kat maliki, aynı Yasanın 16.maddesi gereğince ortak yerlerde arsa payı oranında, ortak mülkiyet hükümlerine göre kullanma hakkına sahiptirler. Garajların kullanım hakkı ölçüsü, aksine bir sözleşme olmadıkça her kat malikine ait arsa payı oranındadır. Buna göre ortak yerlerin kullanım hakkının; kat maliklerince, bir veya birden fazla kat malikine verilmesi ve buraların kullanım şeklinin düzenlenmesi mümkündür....
K... arasında 04.03.2002 tarihinde düzenlenen Taşınmaz Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nde davacıların “müteahhit”, dava dışı anılan kişilerin “arsa sahibi” olarak yer aldığı, 392 parsel sayılı 6.000 m2 yüzölçümündeki arsa üzerine yapılacak binalardan her bir arsa sahibine 3 adet 3 katlı olmak üzere toplam 12 tanesinin ait olacağının kararlaştırıldığı, 08.02.2006 günü arsa maliklerince Noter kanalıyla davacılara hitaben düzenlenen ihtarnamede, inşaat süresinde bitirilmediğinden gerekleri yerine getirilmeyen anılan sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği anlaşılmakta olup söz konusu inşaat işyeri nedeniyle Kuruma olan sigorta primi ve ferilerine ilişkin borçlar yönünden işveren sıfatıyla davacılar adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliği üzerine yasal süresinde işbu davanın açıldığı belirgindir....
Ancak bu hüküm kat malikleri açısından geçerli olup düzenlenecek kira sözleşmelerinde ortak giderlerden kiracının mı kiralayanın mı sorumlu olacağı sözleşme serbestisi ilkesi gereği özgürce belirlenebilir ve mevcut kira sözleşmesinin ayrıca değiştirilmediği durumda kat malikleri kurulunda alınan kararın kiralayan ile kiracı arasındaki sözleşme hükümlerini de değiştirdiği kabul edilemez. Her ne kadar davalı kiracı, 09.01.2009 tarihli kat malikleri kurulu kararı ile ortak alanlar giderlerinin kat maliklerince ödenmesine karar verildiğini ileri sürmüş ise de kira sözleşmesinin 17. maddesi değiştirilmediğinden ortak giderlerin kira bedellerinden mahsubu doğru değildir. Kaldı ki; davalı kiracı şirket tarafından 29.01.2009 tarihli dilekçe ile ortak giderlere davacı belediyenin de arsa payı oranında katılmasına ilişkin talebin, 10.02.2009 tarihli Büyükçekmece Belediye Encümenin 43 nolu kararı ile red edildiği görülmektedir....
Katında ikamet ettiğini, yaşlı olması nedeniyle kendilerine ait daireye inip çıkarken zorlandığını beyan ederek taşınmazın onaylı mimari projesinde mevcut olan, asansör boşluğu da yapılmış olan binaya projeye uygun asansör yapılmasına, tüm kat maliklerinin arsa payları oranında giderlere katılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı Ahmet Demir cevap dilekçesi ile özetle; dava konusu taşınmazda kat maliki olmadığını, kiracı olduğunu, asansör konusunda alınan usule uygun herhangi bir yönetim kurulu kararı olmadığını, bu nedenle asansör yapılmasının mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Sabri Tırkaz cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda kat maliki olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
uygun olarak yapılmasına, baca yapımı için gerekli görülen 9,500,00 TL’nin arsa payları oranında kat maliklerinden avans mahiyetinde toplanmasına, avansın yeterli olmaması halinde bakiye miktarının kat maliklerinden arsa payı oranında alınmasına, baca yapımı işi için yöneticiye yetki ve kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren 30 günlük süre verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı taraflarca ayrı ayrı temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava dilekçesinde; anataşınmazın mimari projesinde yer almasına rağmen, 18.10.2015 tarihli kat malikleri kurulu kararında davalılar tarafından asansör yapımının uygun görülmediği yönündeki kararın hukukî sonuç doğurmadığının tespiti ile Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesi gereğince hâkim müdahalesi talebimizin kabulünü, anataşınmazın mimari projesinde yer alan asansörün yapılmasına, asansör bedelinin kat maliklerince arsa payları oranında ödenmesi gerektiğine karar verilmesi istenilmiştir....