Uyuşmazlık; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunup bulunmadığı, adi ortaklık varsa bunun tasfiye edilip edilmediği, tasfiye yapılmış ve sonlandırılmış ise davacının sona eren ortaklık nedeniyle davalıdan alacağı olup olmadığı, davacının dayanak yaptığı protokolün geçerli olup olmadığı ve davalıyı bağlayıp bağlamadığı, iskan alınamaması nedeniyle davalının sorumlu bulunup bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacı alacağı olup olmadığı, alacağı varsa davalının temerrüde düşüp düşmediği, düşmüşse davacının talep edebileceği işlemiş faiz tutarı noktalarında toplanmaktadır. ----- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından --- İşlemiş faiz olmak üzere toplam ----- yevmiye nolu ihtarnamesi ile talep edilen ----- ortaklık payı alacağının tahsili talepli ------ tarihinde takip başlatıldığı, davalı/borçluların borca, tüm ferilerine, ödeme emrine ve takibe itirazları üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır....
Noterliği'nin 11/11/2004 tarih ve 14915 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile adi ortaklığın feshi ve hissesine düşen 74.000 TL'nin ödenmesini istediğini, davalının ihtara cevap vermediğini, adi ortaklığın sermayesinin 148.000 TL olduğunu, kendisinin ortaklıktan yarı hissesini alarak ayrılmak istediğini belirterek; adi ortaklığın feshi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 74.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Yapılan müzakere sonucu, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili açtığı dava ile; davacı ve davalının adi ortaklık şeklinde çalıştıklarını, inşaat hafriyat işleri, kepçe vinç çalıştırılması gibi işler yaptıklarını, davalının elde edilen kardan davacıya ödeme yapmadığını, ortaklığa ait araçları davacının rızası dışında satarak bedellerini tahsil ettiğini, adi ortaklık tarafından yapılan binadaki bağımsız bölümlerin davalılar tarafından satıldığını, bedelinin davacıya ödenmediğini, tarafların %50 hisseyle ortak olduğunu ileri sürerek adi ortaklığın feshi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak 100.000,00 TL ortaklık payının davalılardan tahsili ile davalılar adına kayıtlı adi ortaklığa konu menkul ve gayrimenkuller ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir....
Davalı, adi ortaklığa sermayesiz katıldıklarını, davacıya işletmeden doğan ödemelerin yapıldığını, davacının fiilen ortaklığı sona erdirdiğini, davacının ... . gittiğini, eşinin adına olan işyerinde çalıştığını belirterek davanın reddini istemiştir . Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesi ile adi ortaklıktan kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu çekişmesizdir. Ortaklığın, eylemli olarak da sona erdiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktır. Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Davacı talebi ortaklığın feshi ve tasfiyesine yöneliktir....
Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğranılan zararın veya kar payının talep edilmesi; aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; tarafların arasında adi ortaklığın 2015 yılında başladığı hususunda çekişme olmadığı da gözetilererek 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer....
Dava, tarafların kayden maliki olduğu otobüsün, yine taraflar arasında kurulan adi ortaklık tarafından işletildiğinin ve davacının ortaklıktaki payının tesbiti istemine ilişkindir. HMK. nun 106. maddesinin 2. fıkrasına göre; "Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır." Somut olayda, davacı, iş bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunduğunu iddia ve ispat etmiş değildir. Diğer taraftan, ilerde açılacak bir eda (adi ortaklığın tasfiyesi veya kar payının tahsili) davasında ileri sürülecek ve kanıtlanacak hususların ayrı bir dava konusu yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.Davacı, davalı ile arasında bir adi ortaklık bulunduğunu açacağı bir eda davasında ileri sürüp ispat edebilir. Mahkemece, bu yön gözönünde tutulmadan davanın esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Somut olayda; davacı, aralarında adi ortaklık ilişkisi olduğunu belirterek ortaklığın tespiti, tasfiyesi ve kar payının tarafına verilmesini talep etmiş, davalı ise aralarında işçi-işveren ilişkisi olduğunu belirterek iş mahkemesinin görevli olduğunu, davanın ticari dava olarak kabul edilmesi halinde ise ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görev ve yetki itirazında bulunmuştur. Bu bağlamda, mahkemece önce görev itirazı incelenip, görev itirazının reddine yada görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, görev konusunda herhangibir değerlendirme yapılmaksızın yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
KARAR Davacı, davalılarla şubat 2004 tarihinde başlamak üzere ... restaurant ile ... restaurantın müştereken işletilmesi konusunda 5.6.2004 tarihinde ortaklık sözleşmesi yaptıklarını % 50 ortaklık payına karşılık olarak davalı ...’e 25.000 YTL. ve davalı ...’e 5.000 YTL. , demirbaş v.s. için de 20.000 YTL. edeme yaptığını ancak davalıların tutum ve davranışları nedeni ile ortaklığın zarar ettiğini ve devamının hukuken ve fiilen imkansız hale geldiğinden ödediği 30.000 YTL.nın tahsili için yapılan takibe haksız itirazının iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalılar, ortaklık payının devrine ilişkin sözleşme yapıldığını yeni bir ortaklık kurulmadığını hesapların görülmesi için yapılan çağrıya da uymadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
davalıda olduğu, 12.12.2018 tarihli rapora göre davacının 877.223,00 TL alacağı olduğunun tespit edildiği, bu miktara ilişkin tamamlama harcının yatırıldığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile taraflar arasındaki adi ortaklığın feshine, davacının adi ortaklıktan doğan 877.223,00 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....