Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, davanın açılış tarihi (25.06.2009) itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte bulunduğundan dolayı uyuşmazlığın, bu kanunun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 22/05/2019 NUMARASI : 2008/565 E - 2019/425 K DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı T5 arasında Beyoğlu 36.Noterliği'nin 12/09/2003 tarih ve 35649 yevmiye numaralı sözleşmesi ile Şavk Işık Yapım ünvanlı adi ortaklığın kurulduğunu, söz konusu Adi Ortaklık Sözleşmesi ile ortaklık yetkilisi olarak davalının tayin edildiğini ve Beyoğlu 21.Noterliği'nin 08/03/2007 tarih ve 05467 yevmiye numaralı Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesinin imzalandığını, her iki adi ortaklık sözleşmesi ile ortaklık yetkilisi olarak davalının tayin edildiğini, Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesi ile bu yetkinin 5 yıla çıkarıldığını, ancak adi ortaklık yetkilisi davalının söz konusu sözleşmenin hiçbir maddesine uymadığını, söz konusu...
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 13.300,00 TL ortaklık payı bedelinin 1.10.2005 tarihinden hesap edilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin feragat nedeniyle reddine, kar payının tazmini hakkındaki dava hakkının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dava, adi ortaklığın sona ermesi nedeniyle ortaklık payı ve kar payının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi ortaklıktan kaynaklandığı mahkemenin ve tarafların kabulündedir. Toplanan delillerden ve dosya kapsamından adi ortaklığın yöneticisinin davalı olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, davacı ile davalı arasında adi ortaklık kurulduğunun ve taraflar arasında 17/03/2008 tarihinde düzenlenen Adi Ortaklığın Feshi ve Tasfiyesine İlişkin Protokol/Fesihname ve Taahhütname uyarınca ortaklığın fesh edildiğinin tespitine, davacı ve davalı arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine, 10.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren, 89.750 TL alacağın ise ıslah tarihi olan 01/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen davaların ayrı ayrı kabullerine, ilgili icra dosyalarında davalı tarafça yapılan itirazların iptali ile takiplerin aynen devamına, davacının icra inkar tazminatı taleplerinin kabulü ile asıl alacakların %20’si oranında icra inkar tazminatlarının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm asıl ve birleşen davalarda davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava; asıl ve birleşen davalarda adi ortaklığın...
payının 11.12.2003 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, müvekkilince karşılanan ve davalı payına düşen (katkı payı) kısımda sermaye karşılığı olarak ödemeyi taahhüt ettiği ancak ödemediği 15.000 TL'nin 11.12.2004 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlike davalıdan tahsiline, müvekkiline ait dükkanın tahliyesine ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İkinci Bozma Kararı Dairemizin 28.02.2019 tarih, 2017/2482 E. ve 2019/1683 K. sayılı kararıyla dosya kapsamından dava konusu projenin davacı ve davalı şirketçe konsorsiyum/adi ortaklık ilişkisi kurularak oluşturulduğu anlaşıldığından ilişkiye adi ortaklık hükümlerinin uygulanması gerektiği, dolayısıyla taraflar arasındaki ilişki adi ortaklık biçiminde nitelendirileceğine göre, davalılarca tahsil edilen bedelin de adi ortaklık adına alınmış olduğu kabul edilerek, davada dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 520 ve devamındaki adi ortaklık düzenlemelerinin uygulanması, dava konusu edilen alacağın da adi ortaklığın tasfiyesi hükümlerine göre tahsili gerektiğinden taraflar arasındaki uyuşmazlık adi ortaklığı düzenleyen hükümler nazara alınarak değerlendirilmeli, adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri uygulanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur. E....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Müvekkil ... ile davalı şirket adi ortaklık kurduğunu, bahsi geçen ortaklık ilişkisi içerisinde davalı şirket ile dava dışı arsa sahibi arasında “... mah. ... ada ... parsel” adresi bakımından Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapılmış olup bu hususta müvekkil ile davalı şirket adi ortaklık kurduğunu, işbu ortaklık gereği müvekkil, üzerine düşeni yaparak söz konusu inşaatın bitmesi, malzeme alımı vs. İçin ortaklığın muhasebe işleri ile ilgilenen davalı ...'...
alacağının ödenmesi amacı ile müvekkilinin arabuluculuğa başvurduğu ancak davalı tarafça anlaşmak mümkün olmadığı, müvekkili adi ortaklık payının tasfiyesi ile fazlaya ilişkin ıslah, talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000-TL tasfiye payının fiili ödeme tarihindeki karşılığının tasfiye tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
-TL'nin 12/05/2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, taşınmaz bedeli yönündeki talebin reddine ve birleşen davada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava ve birleşen dava, taraflar arasında imzalanan 19/08/1993 tarihli adi ortaklık sözleşmesine istinaden sermaye payı, kar payı, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkindir. Dava konusu adi ortaklık sözleşmesine göre, mülkiyeti davacıya ait taşınmazda kuyumculuk-vb- döviz işi yapılacağı, yönetici ortağın davalı olduğu, işletme demirbaş ve sermayesinin altın olarak belirlendiği, sermayenin eşit olarak ortaklığa verildiği, davalının ise ortaklığın fiilen başlamadığını iddia ettiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Tarafların mutabakatı itibariyle birleşen davaya konu iş ortaklığı (2)'nin fesih ve tasfiyesi gerektiği; Asıl davaya konu iş ortaklığı(1)'in kurulmasına esas amacın gerçekleştiği, asıl dava ile ilgili adi ortaklığın konusu işin bitirildiği anlaşıldığından asıl dava ile ilgili iş ortaklığı (1)'in de fesih ve tasfiyesi gerektiği gerekçesiyle "... Asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne; ...-... İş Ortaklığı (1)'in fesih ve tasfiyesine, 140.214,06 TL tasfiye payı alacağının davalı ... A.Ş.nden tahsili ile davacı Yeşim Saka'ya ödenmesine, ...-... İş Ortaklığı (2)'nin fesih ve tasfiyesi ile 135.683,67 TL tasfiye payı alacağının Yeşim Saka'dan alınarak ... A.Ş.ne ödenmesine" karar verilmiş; sözkonusu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....