DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı sözleşmenin iptali, davaya konu aracın davacı adına tescili, olmadığı takdirde araç bedeli olan 43.500,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ve 5.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talepli davadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; Davacının davalılar T6 ve T3 karşı açmış olduğu davaların ayrı ayrı reddine, Davalı T5 karşı açılan alacak davasının kabulü ile; 43.500,00 TL'nin davalı T5 alınarak davacıya verilmesine, davacının davalı T5 karşı açmış olduğu diğer davaların reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf edilmiştir....
Davacı tamire ilişkin 05.10.2006 tarihli fatura bedelinin davalının sigorta şirketince ödenmediğini belirterek tahsili istemiyle takibe geçmiş, bu nedenle sigortanın ödeyeceği miktar kadarından davalının sorumlu olacağı gerekçesiyle ve bilirkişi raporunda hesaplandığı şekliyle hurda/sovtaj bedelinin mahsubuyla kalan alacağın tahsiline karar verilmiştir. Oysa taraflar arasında sigorta bedeli üzerinden tamir konusunda anlaşmaya varıldığı kanıtlanamadığı gibi, davacı da araç maliki olmadığından sovtaj bedelinin mahsubu yerinde değildir. Eser sözleşmelerinde bedelin kararlaştırılmadığı durumlarda, BK’nın 366. maddesi uyarınca bilirkişi incelemesiyle belirlenmesi gerekirse de, davacının tamir faturasına tebliğden sonra davalı tarafından itiraz edilmediğinden (TTK’nın md.25) tamir bedelinin faturadaki tutar kadar olduğu kabul edilmelidir....
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda; davalıya sigortalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada % 80 oranında kusurlu olduğu, hasar bedelinin 18.337,77 TL, değer kaybı bedelinin 7.500 TL olduğu belirtilmiştir. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır....
Müdürlüğünün 2021/16285 Esas nolu dosyasında davacı tarafından davalı hakkında 29/11/2021 tarihinde 9.949,34, TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talebi ile icra takibi başlatılmış, ödeme emri davalıya 09/11/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 03/12/2021 tarihinde borca ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Bilirkişi ... 05/01/2023 tarihli raporunda dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı sürücü ...'nın %50, davacı şirkete kasko sigortası ile sigortalı araç sürücüsü ...'ın %50 kusurlu olduğunu, dava konuyu ... plakalı aracın hasar bedelinin 9.766,33 TL olduğunu, davalı tarafın kusur oranına karşılık gelen miktarın 4.883,17 TL olduğunu bildirmiştir. ... plakalı araç Uyap'tan alınan araç takyidat bilgisinde davalı adına kayıtlı olup markası ..., cinsi otomobil, kullanım şekli ise hususidir....
Geçiş ücretinin tahsili yöntemlerinin zaman içinde değişip gelişebileceği ve ---------------uygulandığı ------------ tahsili yöntemlerinin benzerlik arz ettiği hususları dikkate alındığında kuralda belirlilik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır..." yönünde karar vermiştir. Bu durumda davalının ihlali sebebiyle davacının, davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır. Geçiş esnasında ödeme olmadığında ------------ alınamadığı takdirde gişe çıkışlarındaki ------- açılmadığından, davalı ücret ödemeden geçiş yaptığını bilmektedir. -------- ------ para çekilmemesi halinde davalı geçiş ücretini ödemek zorundadır. " denilmiştir. Mahkememizce re'sen seçilen bilirkişi ------tarafından sunulan raporda özetle;".....
açtığı manevi tazminat davasının, davacının iddia ve beyanlarının yapılan araç satış bedelinin tahsili amacıyla meşru bir hakkın kullanılması sırasında dile getirildiği anlaşılmakla, araç bedelinin ödenmemiş olması ve satışda birden çok insanın kullanıldığı göz önünde bulundurularak, manevi tazminat talep koşulları oluşmadığı subuta ermekle, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....
açtığı manevi tazminat davasının, davacının iddia ve beyanlarının yapılan araç satış bedelinin tahsili amacıyla meşru bir hakkın kullanılması sırasında dile getirildiği anlaşılmakla, araç bedelinin ödenmemiş olması ve satışda birden çok insanın kullanıldığı göz önünde bulundurularak, manevi tazminat talep koşulları oluşmadığı subuta ermekle, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....
Davalı Niyazi'nin bu beyanı kapsamında araç satışının davalı T1'a noter satışı ile yapıldığı ve araç bedelinin davacıya ödenmediği sabittir. Davacı taraf öncelikle araç satış sözleşmesinin iptali ile aracının kendisine iadesini bunun mümkün olmaması halinde araç satış bedelinin kendisine ödenmesini talep etmiş olup dava konusu aracın davalılarca 3. kişiye noterde yapılan satış ile satılarak teslim edildiği, üçüncü kişiler aleyhine açılan davanın reddedildiği anlaşılmakla davacının asıl istemi yönünden karar verilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu doğrultuda asıl davanın araç satış bedelinin iadesine yönelik istem yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamış, davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Somut olayda, davacı vekilinin, taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davacının inşaat yapılması amacıyla, taşınmazını davalıya teslim ettiği, ancak davalının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip, inşaatı yapmadığını ileri sürerek, davalıya devredilen taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescili olmadığı takdirde ise taşınmaz bedelinin davalıdan tahsili istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır....
CEVAP : Davalı vekili; dava konusu kazaya karışan ... plakalı aracın davalı sigorta şirketine ... numaralı ZMS(Trafik) Sigorta Poliçesiyle 28.12.2022 - 28.12.2023 tarihleri arasında sigortalı olduğunu ve sorumluluklarının da sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında 120.000,00TL poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün de tek başına kusurlu olmadığını, dolayısıyla bu hususta bilirkişi raporu aldırılmasının gerektiğini, piyasada oldukça yaygın olmakla, araç hasar bedeli hesaplanırken tamirhane iskontosunun uygulanmasının gerektiği gibi tamir faturası ibraz edilmemiş olunmakla da hasar bedelinin kdv’siz belirlenmesinin gerektiğini, davacıya ait araç değer kaybının da genel şartlara göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği gibi temerrütü de söz konusu olmadığını, bu nedenle faiz taleplerinin haksız olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....