WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda;davacı, harici satış sözleşmesi ile davalıya araç sattığını ancak bedelini alamadığını iddia ederek zamanaşımına uğramış çek nedeniyle başlatmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, kambiyo vasfını kaybetmiş çek, ispat hukuku açısından yazılı delil başlangıcı olduğu, yazılı delil başlangıcı olması nedeniyle ticari ilişkinin ve alacağın varlığı tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebileceği,davacı taraf tanıklarının beyanlarından çekin,araç satışı karşılığı davacı tarafa verildiğinin anlaşıldığını,davalının çekteki imzaya itiraz etmediği, ... 2.Noterliği 13/11/2007 tarih, 20878 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesinden ... Şahin marka aracın ,... ... Turizm Sanayi Ticaret Ltd....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan “Araç sıpariş ve satış sözleşmesi” ile Lincoln Navigator marka aracın davalı tarafından ithal edilip müvekkiline satışı konusunda mutabakata varıldığını, aracın satış bedelinin %25’i olan 39.625 USD’nin davalının hesabına yatırıldığını, ancak aracın teslim edilmediğini, davalıya yapılan ödemenin ve bu ödemenin %10’u oranında cezai şart alacağı ile işlemiş faiz alacağının tahsili için yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Eğer davalı/ karşı davacı iş sahibi aracın resmi satış ve devrini verseydi karşı davada talep ettiği KTK'dan kaynaklanan araç maliki sıfatıyla yaptığı sair ödemeleri de yapmayacaktı. O halde karşı dava reddedilmeli, davacı zamanında iş teslimini gerçekleştirdiğinden geç teslim sebebiyle cezai şarta hükmedilemeyeceği gibi sözleşmeye uygun biçimde davalı iş sahibi aracın resmi satış ve devrini gerçekleştirmemesi sebebiyle KTK'dan kaynaklanan araç maliki sıfatıyla yaptığı sair ödemeleri de talep edemeyeceği, ana dava yönünden de müteahhidin iş bedelini hak ettiği sonucuna varılmalıdır....

        Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilirler. (HGK, 2003/4- 676 E. ve 2003/639 K.sayılı kararında açıklandığı gibi) Taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliği karşısında davacının araç bedeli olarak ödediği 4.600,00 TL’yi geri alabilmesi için, edimlerin karşılıklı ifası ilkesi gereğince aracı karşı tarafa teslim etmesi gerekecektir. Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek tüm dosya münderecatından da aracın davalının yaptığı kaza sonucunda trafikte menedildiği ve Abalı Otoparkında olduğu anlaşıldığından, sözkonusu aracın davacı tarafından karşı tarafa teslim edilmesi karşılığında, davacının aracın bedeli olarak ödediği miktar yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

          Davalı, taraflar arasında 14.10.2006 ile 14.10.2007 tarihleri arasını kapsayan araç ve plaka kiralama sözleşmesi imzalandığını, araç satışına ilişkin olarak ise şifahen 22 taksitte ödenmek üzere aylık 910 TL'den toplam 20.020 TL'ye satıldığını ve başkaca bir bedel alınmadığını, 33.000 TL'ye satış yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, C. Savcılığına müracaatı üzerine aracın 27.12.2007 gününde kendisine teslim edildiğini, aracı devir ve teslim alması için davacıya çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını, davacının 20.020 TL satım bedelinden 10.320 TL'sini aracın çalışmasından elde ettiği kazançla ödediğini, davacının kendisine 400 TL muhasebeci ücreti, 2.420 TL araç satış taksit borcu ve sözleşmenin sona ermesinden sonra teslim tarihine kadar 4.560 TL kira borcunu ödemeyerek müvekkilini zarara uğrattığını bildirerek davanın reddini istemiştir....

            İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/643 Esas, 2021/321 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kabulü kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı banka tarafından diğer davalı borçlu aleyhine İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2018/15639 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte müvekkiline ait 34 XX 714 plaka sayılı araç kaydına 14/10/2020 tarihinde haciz konulduğunu, hacze konu araç mülkiyetinin müvekkiline ait olup borçlu ile müvekkili arasında Mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış sözleşmesi yapıldığını ve İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/520 Esas, 2019/481 Karar sayılı ilamı ile sözleşmenin feshedildiğini, bu nedenle haczinin mümkün olmadığını beyanla, davanın kabulü ile araç kaydına konulan haczin kaldırılmasını istemiştir....

            Davalı, aracın iddia edildiği gibi davacı tarafından alınmadığını, bizzat bedelini ödeyerek kendisi satın aldığını, esasen davacının yurt dışından parası geldiğinde araç bedelini ödeyeceğini söyleyerek satış bedelini ödemesini sağladığını, aradaki dostluğa ve iyi niyete güvenerek satış bedelini ödediğini ve aracı bedelsiz olarak davacıya teslim ettiğini, ancak davacının araç bedelini ödemediğini, sözleşme uyarınca aracın zilyetliğini devrettiğini, araç bedeli ödenmediği için de aracın devrini vermediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 08.10.2010 tarihli karar ile asıl ve birleşen davanın reddine, karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2011/5270Esas 2012/636Karar 19.01.2012 tarihli ilamıyla, davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bu kez direnme kararı verilmiş ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/13-671Esas 2014/441Karar 02.04.2014 tarihli ilamıyla direnme kararının da bozulmasına karar verilmiştir....

              Davacı dava dilekçesinde, adına kayıtlı..... plakalı aracı araç kiralama şirketine kiraya verdiğini, aracın buradan davalı ... adına kiralandığını ve kendi adına düzenlenen sahte kimlik kullanılarak davalı noterlikçe düzenlenen araç satış sözleşmesi ile davalı ...'a satıldığını öğrenmesi üzerine müracaatta bulunduğunu, adli makamlarca araca el konularak kendisine yediemin sıfatıyla teslim edildiğini ancak aracın trafik kaydında halen davalı ... adına kayıtlı gözükmesi nedeniyle mağduriyet yaşadığını, bu nedenlerle sahte belgelere dayalı olarak düzenlenen araç satış işleminin iptali ile aracın kendi adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne ve araç satış işleminin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir Dosya kapsamından, davalı ...'...

                Bu sebeple davalının araç üzerindeki tedbirden haberi olmadığı yönündeki iddia ve savunmalarına itibar etmek mümkün değildir. Taraflar arasında resmi şekilde yapılması zorunlu olan araç devir sözleşmesini şekle aykırı olarak yapılması ve sözleşme esnasında araç üzerinde tedbir olmasına rağmen bu hususun araç devir edimi sırasında ve/veya yargılama aşamasında ileri sürülmesi davalı yönünden dürüstlük kuralına aykırılık ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğuna kanaat getirilmiştir. Başka bir deyişle, kanuni şekil şartına tabi olan araç satış sözleşmesi, şekil şartına uyulmaması sebebiyle taraflar arasındaki sözleşme baştan itibaren kesin hükümsüz ise de, davalının eylemlerinin dürüstlük kuralına aykırılık ve hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu anlaşılmakla dosya kapsamı ve ---- sayfalarında yapılan tespitler sonucu oluşan davacı zararından ---- davalının sorumlu olduğuna kanaat getirilmiştir....

                  Davacı, eldeki davayla satın almış olduğu aracın kimliğinin değiştirildiğinin tespit edilmesi üzerine el konularak muhafaza altına alındığını ileri sürerek sözleşmenin feshini, satış bedeli ile noter ihtar masrafının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı araçtaki işlemlerle ilgili her hangi bir bilgisi olmadığını, kendisinin de aracı bir başkasından satın aldığını savunmuştur. Mahkemece,’... davalı iyi niyetli olup aracın change olduğunu bilmediğini beyan ettiğinden ve buna aykırı dosyada herhangi bir delil de bulunmadığı için davacının davalıdan araç satış bedelini ve sözleşmenin fesih talebi iyi niyetli 3. kişi olan davalı karşısında hakkaniyete kavuşmamıştır. Fesih talebinin haklı olabilmesi için davalının ya change olduğu aracın şasi numarası etrafında orijinal olmayan taşlama ve kaynak izlerinin iğfal kabiliyeti bulunduğu gerekçesi ile ve sanık hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan açılmış bir dava ve aleyhine verilmiş bir mahkumiyet hükmü olması gerekirdi....

                    UYAP Entegrasyonu