Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasındaki yetki sözleşmesi gereği, icra takibinde yetkili icra dairesinin İstanbul icra daireleri olduğunu, müvekkilinin ... isimli internet sitesi üzerinden aracını satmak isteyen satıcılar ile araç alımı yapmak isteyen alacıları buluşturan ve site üzerinden açık arttırma yöntemi ile oto alım satımını sağlayan bunun karşılığında komisyon alarak ticari kazanç sağlayan bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin alım satım akdinin tarafı olmadığını, dava konusu araçlara ait bedel iadesi istemi ile icra takibinin başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, alım ve satım akdi araç maliki olan ... ve alıcı/davacı arasında kurulduğunu, davacının, satıcı ...'a ait araç üzerindeki hukuki ve fiili durum bilinerek ihaleye iştirak ettiğini ve yine davacı tarafından alım gerçekleştirildiğini, rehnin kaldırılması ve araç devrinin yapılması yükümünün tamamen satıcı ...'...

    Noterliğinin 09/10/2015 tarih ve ... yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile davalı ... tarafından davacı şirkete satıldığı, eldeki davanın ise 22/10/2015 tarihinde açıldığı, dolayısı ile aracın devri dava tarihinden önce davacı adına yapılmakla mahkemece araç bedelinin iadesi isteminin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı, davalı ...'ın İst....

      Davalı ..., satım sözleşmesinin tarafı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı ..., kaza sırasında davacı aracını kendisinin kullanmadığını, aksine kendi kullandığı araca davacı aracının tam kusurlu çarparak hasarlanmasına sebep olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı ... hakkındaki dava atiye terk edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına; satış sözleşmesini usul ve yasaya uygun yapmayan davacı ile davalı ...’ün zarardan müştereken ve eşit sorumlu oldukları gerekçesiyle, ...’e yönelik davanın kısmen kabulü ile 3.250.00 YTL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Davalı vekili müvekkilinin dava dışı borçluya harici sözleşme ile ticari araç sattığını, ticari araç belgesi alınamadığından noter satışının yapılamadığını ve bedel mukabili verilen bononun takiben konulduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          K A R A R Davacı, davalıdan satın aldığı ve araç kiralama işinde kullandığı arabanın üretimden kaynaklı ayıp sebebiyle arızalandığını ileri sürerek, araç satım sözleşmesinin feshine, araç bedeli olarak ödediği 24.466,45 TL nin tahsiline, aracı işinde kullanamadığı süreden doğan 3.500,00TL zararı ile servise ödediği 2.500,00TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

            Neticede davacının, davalının oğlundan bir araç aldığı, bu hususta fatura düzenlendiği, takibin sehven araç satıcısı tarafından değil de babası tarafından başlatılmış olabileceği hususları düşünülmüş, davacının tazminat talebinin reddine karar vermek herekmiştir....

              Noterliği aracılığıyla ihtarname göndermesine rağmen davalıların herhangi bir ödemede bulunmadıklarını ileri sürerek 24/01/2014 tarihli Araç Satış Sözleşmesinin iradeyi sakatlayan hallere dayalı olarak iptaline, araç bedeli olarak ödenen 32.400 TL'nin ihtarname tarihinden itibaren davalılardan alınarak iadesine, mümkün olmadığı takdirde alım satım ilişkisinden kaynaklı uğradığı değer kaybı için ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 100 TL belirsiz alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 27/01/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, sözleşmenin feshi yerine değer kaybı tutarı olan 12.400,00 TL davalından tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, aracın satış bedelinin noter senedinde yazılan miktar olduğunu, davacının aracın ağır hasarlı olduğunu bilerek aldığını savunarak davanın reddini savunmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, satım sözleşmesinin iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece de bu yönde değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş olup, davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarihli ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, menkul satım sözleşmesinin geçersizliğinden bahisle iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 14.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    "İçtihat Metni" K A R A R Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinin iptali ve tazminata ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu