Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece Trafik Tescil Müdürlüğüne yazılan yazı cevabına göre aracın devri davacıya yapılmamış olup, araç hala davalı taraf üzerinde kayıtlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20 nci maddesinin d bendi "tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir." hükmünü içermektedir. Taraflar arasında yapılan araç satım sözleşmesi 2918 sayılı Kanunu'nun 20 nci maddesinin d bendi uyarınca resmi bir satım sözleşmesi olmadığından geçersiz olup, taraflar verdiklerini geri isteyebileceklerdir....

    -TL bedelli fatura karşılığında Audi A5 marka aracı yeni olarak satın aldığını, aracın kullanılmaya başlanmasından itibaren kısa süre sonra sık sık arızalanmaya başladığını, arızanın giderilmesi için 06.08.2010, 25.08.2010, 08.10.2010 ve 11.11.2010 tarihlerinde yetkili servise başvurmalarına ve çeşitli parçaların değiştirilmesine rağmen araçtaki sorunun devam ettiğini, bunun üzerine davalı satıcıya ihtarname keşide ederek satım bedelinin 5 gün içerisinde ödenmesinin ve aracın da iadesinin talep edildiğini, ancak davalı tarafın bu ihtara cevap vermediğini, araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi ile aracın davalıya iadesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile şimdilik 10.000.-TL'nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, öncelikle davada tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın ithalatçı firma olan ......

      Davalı, davacıya sattığı aracın bedelini davacıdan alamadığını ,araç satımına ilişkin sözleşmenin de geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Taraflar arasında davaya konu aracın 15.1.2005 tarihinde davalı tarafından davacıya haricen satılıp teslim edildiği sonra da davalının dava dışı galerici mevlüt ... ile aralarında düzenledikleri kambiyo senedine müsteniden davalı aleyhine takip yapılmak suretiyle aracın haczedilerek davacının elinden alındığı tartışmasızdır. Araç satışı resmi şekilde yapılmadığı için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20 /d maddesine göre geçersizdir. Herkes aldığını aynı anda iade ile yükümlüdür.Ancak davalı araç satımında kendisine bedel ödenmedğini savunmuştur. BK.nun 182/2. maddesi gereğince hilafına adet veya mukavele bulunmuyorsa, satıcı ve alıcı aynı zamanda borçlarını yerine getirmekle yükümlüdür....

        Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; araç bedelinin iade edilmesi nedeniyle açılan dava konusuz kalmış olduğundan bu konuda esas hakkında karar oluşturulmasına yer olmadığına, davacı araç satış sözleşmesinin feshi sözleşmesinde satış bedeli dışındaki taleplerinden vazgeçmediği ve davalıyı ibra etmediği kabul edilerek taleple bağlı kalınmak suretiyle, aracın çalışmaması nedeniyle başka araç kiralama masrafı 17.750,00 TL ile davacının belgelerine göre yapmış olduğu diğer masraflar toplamı 2.270,01 TL olmak üzere 20.020,00 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyaya sunulan “araç satış sözleşmesi feshi” başlıklı belgede davacının bu fesihten dolayı davalıdan hiçbir hak ve alacağının kalmadığını ve davalıyı ibra ettiğini açıkça bildirdiği görülmektedir....

          Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, taraflar arasında yapılan araç satış sözleşmesinin feshi ile... plakalı aracın davalıya aynen iadesi ve teslimi ile, satış bedeli olan davacı tarafça ödenen 29.500 TL nin davalı tarafından davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, satın aldığı aracın şasi numarası değiştirilmek suretiyle aslında pert olan aracın satıldığını ileri sürerek satım bedeli olan 29.500,00 TL tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf satış bedelinin 23.000,00 TL olduğunu beyan etmiştir....

            Cayma hakkıyla ilgili olarak ise Devre Tatil Sözleşmesi uygulama karar ve esasları hakkında yönetmeliğin 6/1.maddesi Tüketicinin, sözleşmenin her iki tarafça imzalanmasından itibaren 10 gün içinde hiçbir sebep göstermeksizin ve hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk 2008/13751-2009/3609 üstlenmeksizin cayma hakkını kullanarak sözleşmeden dönebileceği düzenlemesi getirilmiştir. Burada üzerinde durulması gereken konu cayma hakkı kullanımının ne zaman başlayacağı noktasında toplanmaktadır. BK'nun 219-220 maddelerinde tecrübe ve muayene şartlı satım, alıcının malı tecrübe ve muayene edip tasvip etmesi şartına bağlı olarak yapılan satım olarak tanımlanmıştır. Sözleşmeye konu devre tatilin tecrübe ve muayene edildiği, bir başka deyişle sözleşmenin tesislerde yapıldığı savunulmadığı gibi, sözleşmede de nerede imzalandığı açıklanmamıştır. Öyle olunca 4077 Sayılı Yasanın 6/B maddesi tüketici sözleşmeyi tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmeden her zaman feshedebilir....

              - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdolunan resmi satım sözleşmesi kapsamında bir adet otobüsün müvekkilince davalıdan satın alınmış ise de aracın ayıplı çıktığını ve müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığını belirterek araç bedeli 110.000,00 TL'nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yargılama yetkisinin müvekkilinin ikametgahı ve sözleşmenin imzalandığı yer mahkemesi olan ... Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunduğunu bildirerek yetki itirazında bulunmuş ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı yanca dava Tüketici Mahkemesi sıfatıyla açılmış ise de satıma konu aracın ticari olması nedeniyle Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilmiş ve yargılama yetkisinin davalı ikametgahı ve aynı zamanda satım sözleşmesinin akdedilip uygulandığı ... Asliye Hukuk Mahkemelerine ait bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                anlaşılmakta ise de sözleşmenin ...’ye ait TV kanalı, ... lisansı yayın izin v.s hak ve alacaklar yönünden davacı tarafa devir edilmesi yönünden herhangi bir engel bulunmadığı, sözleşmenin dava konusu bu hak ve alacaklar yönünden ifa edilebilir durumda olduğu, sözleşmenin konusunu oluşturan edimler birbirinden bağımsız olarak ifa edilebilir nitelikte ve sözleşmenin bir kısmının feshinin tamamının feshine ve uygulanmasına engel olmayacağı durumlarda sözleşmenin ifa edilebilir kısımlarının geçerli olduğu, ihtilaf konusu sözleşmenin feshine rağmen uygulanabilir olan ...’nin sahip olduğu TV lisans ve yayın izni ile sözleşmede belirtilen her türlü maddi ve gayri maddi hak ve alacaklarının devri hükümlerinin geçerliliğini sürdürdüğünden bu yönden sözleşmenin feshinin gerekmediği, sözleşmenin ...’nin tüm hisselerinin, tüm maddi- gayri maddi hak ve alacaklarının, bu şirketin sahibi olduğu ... lisans ve yayın izninin devrine ilişkin hükümlerinin davalı şirketin ...’ye olan borcunun ödenmemesi nedeniyle...

                  Müdahil vekili, yükleniciden daire satın aldığını, buna istinaden tapu iptali ve tescil davası açtığını, sözleşmenin feshi davasının sonucunun müvekkilinin hukuki menfaatini etkileyeceğini, iskân ruhsatının alınmamasının sözleşmenin geriye etkili feshi sonucunu doğurmayacağını, taşınmazdan davacıya kalacak kısmın bilirkişi raporuna göre %85 oranında tamamlandığından geriye etkili feshin mümkün olmadığını, tapu iptal ve tescil davasında eksikliklerin giderilmesi veya depo edilmesi halinde tescile karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

                    Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça davalı şirketten satın alınan aracın ayıplı çıktığı iddiasına dayalı olarak sözleşmenin feshi, bedelin iadesi ile teminat, ikame araç bedeli ve hizmet bedeli talebine ilişkin açılan eldeki davada ihtiyati haciz talep edilmiş olup, mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olup, İcra İflas Kanunu 257/2 Maddesi kapsamında ihtiyati haciz koşullarının oluştuğuna dair herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmakla tespit edilen olgulara göre İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik verilen kararda yasaya aykırı bir yön bulunmadığı kanaatine varılmıştır. İlk Derece Mahkemesince mevcut delillere göre verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla davacı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1- b(1) maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu