Bozma Kararı Dairenin 21.11.2017 tarihli ve 2015/1648 E., 2017/6638 K. sayılı ilamı ile "... davalı ...’in cevap dilekçesinde, davacının çekişmeli taşınmazı teminat amacıyla kendisine devretmesi üzerine davacının TMSF’ye olan borcunu ödediğini beyan ederek inançlı işlemin varlığını ikrar ettiği gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 187/2. maddesi uyarınca davacı ve davalı ... arasındaki inançlı işlemin artık yazılı bir delil ile ispat edilmesinin gerekmediği düşünülmeden sonuca gidildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, davalı ... tarafından inançlı işlemin varlığı ikrar edildiğine göre, inançlı işlem ve tapu kayıt maliki diğer davalı şirketin durumu değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.’’ gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. 3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar Denizli 1....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkekemesince 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, inançlı işlem iddiasının sabit olduğu, ... parsel sayılı taşınmazdaki 1/6’şar payları devralan davalılar ... ve ...’ın da inançlı işlemi bilen veya bilmesi gereken kişiler oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar ... ve ... tarafından süresinden sonra, davalı ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.06.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne...
İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir....
Mahkemece, inançlı işlem iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.10.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....
DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (İnançlı İşlem Hukuksal Nedenli) KARAR : Antalya 4....
İli, ...a İlçesi, ...Mahallesi 635 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın subut bulmadığından reddine; ... ili, ...a ilçesi, ...Mahallesi 560 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı Müslüm oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline" karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir....
Bu bağlamda kişilerin işlem (sözleşme) iradelerinin sağlıklı olması ve gerçek iradelerini yansıtması büyük önem taşımaktadır. Çünkü irade açıklaması, bir hukuki işlemin temel kurucu unsurudur. Bu nedenle hukuki işlemin geçerli ve amacına uygun hukuki sonuç doğurabilmesi için o hukuki işlemi yapan kişi veya kişilerin sağlıklı bir şekilde oluşmuş iradelerinin bulunması ve yine bu iradelerinin istenilen hukuki sonuca uygun şekilde açıklanması gerekmektedir. Ancak çeşitli nedenlerle kişinin işlem iradesi oluşum ya da açıklama aşamasında sakatlanabilir. Bu sakatlık, iradenin özgür bir biçimde oluşmadığını veya gerçek iradeye uygun şekilde açıklanmadığını gösterir. 3. Bir sözleşme yapılırken taraflardan birinin işlem iradesinin oluşum veya beyanı aşamasında ortaya çıkan sakatlıklara irade bozukluğu denir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 22. b., Ankara 2017, s. 392). 4....
imzası mevcut olup, diğer ortakların protokolde imzası bulunmamaktadır.Davacı protokolün hisse devrine yönelik inançlı işlem olarak değerlendirilmesi gereken bir çerçeve sözleşme olarak nitelendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.İnançlı işlem, güven esas alınarak yapılan ve öngörülen koşulların ileride gerçekleşmesi halinde, bu anlaşmaya uygun hareket etme yükümlülüğü doğuran bir hukuki işlemdir. İnanan ve inanılan tarafı mevcuttur. İnançlı işlem, kural olarak geçerlidir. Yargıtay uygulamalarına göre inanç anlaşması, ancak yazılı kanıtla ispat edilebilir.Dosyaya sunulan protokol ve diğer belgelerde davacının inançlı şekilde hisseleri davalıya devir ettiğine dair bir açıklık veya inançlı işleme delalet eden bir açıklama bulunmamaktadır. Davalılar ile davacının davalı şirketin hisse devri konusunda inançlı şekilde hareket ettiklerine dair başka kanıt da sunulmamıştır....
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan bu karar verilmiştir; İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanında inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana, kazandırıcı bir işlem ile devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı yada nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden bir kimseye "inanan" adı verilir....
Karar, dahili davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, tapu iptal tescil isteminin kabulüne, dahili davalı ... hakkında usûlüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ve dahili davalı tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptal tescil davalarında kayıt maliki olmayan ilk el hakkında dava açılmışsa, inançlı işlemin ispatı sağlanmadan sonraki devirler nedeniyle TMK'nun 1023. maddesi kapsamında inceleme yapılamayacağından inançlı temlik yapılan ilk el, şeklî zorunlu dava arkadaşlığı çerçevesinde davaya dahil edilebilecektir....