Davacı tarafça dava dilekçesinde, araç kiralama sözleşmesine aykırılık nedeniyle hasar, değer kaybı ve kazanç kaybı bedeli davalılardan maddi tazminat bedeli olarak talep edilmiştir. Davacı asilin vergi kaydı incelendiğinde vergi kaydının pasif olduğu görülmüştür. Dava konusu aracın ruhsat bilgilerine göre aracın davacı asil adına kayıtlı olduğu, aracın kullanım amacının hususi nitelikte olduğu görülmüştür. Davacı asilin İTO kaydı sorgulamasına göre, 5 adet şirkette ortaklıklarının olduğu ve Metyak A.ş de YK üyesi olduğu görüldü....
Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2021 tarihli ek kararı ile “arşiv kaydının silinmesine” karar verildiği anlaşılmış ise de; Hükümlü ...’ın arşiv kayıtlarında yer alan hırsızlık suçu, Anayasa’nın 76. maddesinde sayılan suçlardan olup, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesinin 2. fıkrasında 6290 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, Anayasa’nın 76. maddesi ile bazı özel kanunlarda yer alan ve bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetlerin, arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren Yasa’nın 12. maddesinin 1. fıkrasındaki koşulların oluşması halinde silinmesi olanaklı hale gelmekle birlikte, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı bulunup bulunmadığı anlaşılamadığından, anılan maddede öngörülen süreler dolmadığı gibi, 11.04.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Kanun’la, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesine eklenen 3. fıkra uyarınca, 11.04.2012 tarihinden itibaren arşiv kaydının silinmesi işlemlerinin, Adli Sicil...
El piyasa değerinin 100.000 TL olduğunu , Tramer sorgusunda kaza kaydının olduğu öncesinde hasar kaydının olduğunu hasar ve yapılan onarım işleri ile aracın tamir edildikten sonra pazarlanacağı değere göre değer kaybının 5.000 TL olduğunu, bu hali ile davacının 34 XX 849 plakalı aracında kaza nedeniyle, davalı sürücünün %100 kusur oranına göre; davanın kabulü ile, 5.000,00 TL değer kaybı, 3.000,00 TL ikame araç bedeli olmak üzere 8.000,00 TL tazminatın 16/12/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Sokağa araç park edilmek için girildiğini, park etmek üzere girilen sokak başındaki hız kesici tümsek sebebi ile iyice yavaşladığını ve neredeyse durma noktasına gelindiğini, hız kesici tümsekten yavaşça geçmeye çalışırken araç birden ve kendiliğinden hızlanarak öne doğru büyük bir hızla fırladığını, aracın frenlerine basılmasına karşın araç durmamış ve kontrol edilemez bir hızla, tümsekten sadece 8 metre mesafede sokağın sağ tarafında park etmiş aracın sol arka tarafından sol ön tarafına kadar çarptığını, 8 metre gibi bir mesafede beklenmeyecek derece hızlanan aracın sağ ön tekerleği, jantı ile beraber koptuğunu, çarpma anında ve çarpma sonrasında aracın frenlerine şiddetli bir şekilde basılmasına rağmen araç durmadığını ve asla kontrol altına alınamadığını, bu sırada sol arka tarafından sol ön tarafına kadar çarpılan araç 2 metre kadar öne sürüklenerek önündeki araca çarpmış, çarpılan o araç da bir öndeki araca çarparak zincirleme kaza meydana geldiğini, 8 metre gibi bir mesafede, zincirleme...
kaza sonrası hasar gören araç için aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası çerçevesinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesi kapsamında hasar bedeline ilişkin araç onarıldıktan sonra 18.127,00 TL ödeme yapıldığını, alınan ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin aracında meydana gelen hasar onarımı için yedek parça ve işçilik ücreti olarak 55.699,86-TL (KDV dahil) belirlenmiş ancak kısmi ödeme yapıldığını, müvekkilinin, hasar gören aracını istediği yerde onarabilme hakkı bulunduğunu, davalının ise doğan gerçek zararı karşılama yükümlülüğü bulunduğunu, gerçekleşen kaza sonrası hasar gören araç için aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası çerçevesinde davalı şirketin sorumluluğu bulunduğunu,... plakalı aracın bakiye hasar onarım ve işçilik bedeli ile ekspertiz ücretinin davalı şirketten İzmir .......
Buna göre, araç içindekilerin yaralanmalarındaki artışın yolcu kapasitesinin üzerine çıkılması nedeni ile araç maliki davacı ile araç sürücüsü dava dışı kişi, yolcu ve çocuklar içinde ebeveynlerinin eşit düzeyde kusurlu olduklarının kabulü gerekmiştir. Ancak bu hususun bedensel zarar yönünden sonuç doğurabileceği, araç hasarı yönünden ise aracın teknik durumunun değerlendirilmesi sureti ile kusur durumunun belirlenebileceği, bu durumda da aracın istiap haddinin aşıldığını gösterir bir durum tespit edilemediğinden araçta oluşan hasarın tazmini konusunda davalı şirketin sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, tespit edilen hasar bedelinin teminat kapsamı içinde kaldığı, teminatın limitinin aşılmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren davalı şirketin ödeme yapması için öngörülen sürenin yapılan hesaplamasına göre 30/10/2018 tarihi itibariyle yükümlülüğünün doğduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli yağma HÜKÜM : Memnu hakların iadesi talebinin reddi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda başlangıçta yasaklanmış hakların geri verilmesi ve arşiv kaydının silinmesi kurumlarına yer verilmediği, 5352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca, 3682 sayılı Kanunu’nun 8. maddesinin koşullarının bulunması halinde adli sicil kaydının silinmesine karar verilebileceği, ancak; 5560 sayılı Kanun’la 5352 sayılı Kanun’a eklenen 13/A maddesiyle yasaklanmış hakların geri verilmesi, 6290 sayılı Kanun’la değiştirilen 12. maddesiyle de adli sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi kurumlarının yeniden getirildiği, adli sicil kayıtlarının silinmesine dair kararların istikrar bulmuş Yargıtay içtihatları uyarınca güvenlik tedbirine yönelik hüküm (nihaî karar) niteliğinde olduğu ve iş bu ek kararın da tarihi itibariyle istinaf kanun yoluna tâbi olduğu,...
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyetin vaki olmamış sayılmasına talebinin reddine Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda başlangıçta yasaklanmış hakların geri verilmesi ve arşiv kaydının silinmesi kurumlarına yer verilmediği, 5352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca, 3682 sayılı Kanunu’nun 8. maddesinin koşullarının bulunması halinde adli sicil kaydının silinmesine karar verilebileceği, ancak; 5560 sayılı Kanun’la 5352 sayılı Kanun’a eklenen 13/A maddesiyle yasaklanmış hakların geri verilmesi, 6290 sayılı Kanun’la değiştirilen 12. maddesiyle de adli sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi kurumlarının yeniden getirildiği, adli sicil kayıtlarının silinmesine dair kararların istikrar bulmuş Yargıtay içtihatları uyarınca güvenlik tedbirine yönelik hüküm (nihaî karar) niteliğinde olduğu ve işbu ek kararın da tarihi itibariyle istinaf...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Memnu hakların iadesi talebinin reddi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda başlangıçta yasaklanmış hakların geri verilmesi ve arşiv kaydının silinmesi kurumlarına yer verilmediği, 5352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca, 3682 sayılı Kanunu’nun 8. maddesinin koşullarının bulunması halinde adli sicil kaydının silinmesine karar verilebileceği, ancak; 5560 sayılı Kanun’la 5352 sayılı Kanun’a eklenen 13/A maddesiyle yasaklanmış hakların geri verilmesi, 6290 sayılı Kanun’la değiştirilen 12. maddesiyle de adli sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi kurumlarının yeniden getirildiği, adli sicil kayıtlarının silinmesine dair kararların istikrar bulmuş Yargıtay içtihatları uyarınca güvenlik tedbirine yönelik hüküm (nihaî karar) niteliğinde olduğu ve iş bu ek kararın da tarihi itibariyle istinaf kanun yoluna tâbi olduğu, 5271...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Adli sicil kaydının silinmesi konusunda karar verilmesine yer olmadığı, yasaklı hakların geri verilmesi talebinin reddi Hükümlünün adli sicil kaydının silinmesi ile yasaklanmış hakların geri verilmesi talebinde bulunduktan sonra mahkemece verilen talebin reddine ilişkin karar, o yer Cumhuriyet savcısı ve hükümlü tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; 5271 Sayılı CMK'nın 223.maddesi hükmü karşısında, davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "memnu hakların iadesi talebinin reddine" ilişkin karara karşı aynı Kanun’un 267. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK'un 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz...