Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

koşullarına tabi olması nedenleriyle bu hükümlerin geçersiz olduğunu, 05.05.2017 tarihli yazıyla sözleşeme bedelinin %43’ünü 12.05.2017 tarihinde, kalan %57’lik kısmını ise 30.03.2018 tarihinde ödeneceğinin taahhüt edildiğini, müvekkilinin aracılık yaptığı satım vaadi sözleşmesinin kurulması nedeniyle ücrete hak kazanıldığını, aracılık yapılan sözleşmenin geciktirici bir koşula bağlanmadığını, sözleşmenin yapılarak peşinatın alındığını, sözleşmenin kuruluşu ile müvekkilinin ücrete hak kazandığının 05.05.2017 tarihli yazıyla kabul edildiğini, davacının taşınmazı 31.07.2017 tarihinde alıcıya teslim etmesi gerekirken, teslim edilmediğini, alıcının da uygunsuz daire teslim edilmeye çalışılması nedeniyle 06.12.2017 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiğini, davacının kusurlu olması nedeniyle feshe sesiz kaldığını, davalının, satış vaadi alacaklısı şirketle danışıklı işlem yapma ihtimali bulunduğunu, komisyon ödememek amacıyla müvekkilin bulduğu müşterilerlerle yapılan sözleşmenin görünürde...

    koşullarına tabi olması nedenleriyle bu hükümlerin geçersiz olduğunu, 05.05.2017 tarihli yazıyla sözleşeme bedelinin %43’ünü 12.05.2017 tarihinde, kalan %57’lik kısmını ise 30.03.2018 tarihinde ödeneceğinin taahhüt edildiğini, müvekkilinin aracılık yaptığı satım vaadi sözleşmesinin kurulması nedeniyle ücrete hak kazanıldığını, aracılık yapılan sözleşmenin geciktirici bir koşula bağlanmadığını, sözleşmenin yapılarak peşinatın alındığını, sözleşmenin kuruluşu ile müvekkilinin ücrete hak kazandığının 05.05.2017 tarihli yazıyla kabul edildiğini, davacının taşınmazı 31.07.2017 tarihinde alıcıya teslim etmesi gerekirken, teslim edilmediğini, alıcının da uygunsuz daire teslim edilmeye çalışılması nedeniyle 06.12.2017 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiğini, davacının kusurlu olması nedeniyle feshe sesiz kaldığını, davalının, satış vaadi alacaklısı şirketle danışıklı işlem yapma ihtimali bulunduğunu, komisyon ödememek amacıyla müvekkilin bulduğu müşterilerlerle yapılan sözleşmenin görünürde...

    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı ve davacının dilekçesi ile ıslah talebindeki beyanları dikkate alınarak sözleşmenin feshinde davalının haklı olup olmadığı, şayet haksız fesih varsa 26.01.2010 tarihli sözleşmenin feshi nedeniyle davacının uğrayacağı müspet zarar miktarının yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında, davacının dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu 21.07.2017 tarihli araç satış sözleşmesinin imzalandığını, araç satım sözleşmesine göre davalının davacıdan 34 XX 495 plakalı aracı vadeli olarak almayı taahhüt ettiğini, davalının sözleşme tarihinden itibaren düzenli olarak araç bedelini davacıya ödemeye devam ettiğini, davalı, aracın taksitlerini ödeme devam ederken davacının aracın devrini veremeyeceğini söylediğini, hal böyle iken davalının bahse konu sözleşmeden bahsettiğini, sözleşmeyi ihlal ettiğini, ve kendisine cezai şart ödemesi gerektiğini söylediğini, bunun üzerine tarafların aralarında anlaşmış olduğunu ve 01.11.2018 tarihli Araç sözleşmesi ile T1 ve Uğur T6arasında farklı nedenlerden dolayı araç tekrardan T1 geçmek durumunda kalmıştır....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında, davacının dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu 21.07.2017 tarihli araç satış sözleşmesinin imzalandığını, araç satım sözleşmesine göre davalının davacıdan 34 XX 364 plakalı aracı vadeli olarak almayı taahhüt ettiğini, davalının sözleşme tarihinden itibaren düzenli olarak araç bedelini davacıya ödemeye devam ettiğini, davalı, aracın taksitlerini ödeme devam ederken davacının aracın devrini veremeyeceğini söylediğini, hal böyle iken davalının bahse konu sözleşmeden bahsettiğini, sözleşmeyi ihlal ettiğini, ve kendisine cezai şart ödemesi gerektiğini söylediğini, bunun üzerine tarafların aralarında anlaşmış olduğunu ve 01.11.2018 tarihli Araç sözleşmesi ile T1 ve Uğur T6arasında farklı nedenlerden dolayı araç tekrardan T1 geçmek durumunda kalmıştır....

      Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen araç satış sözleşmesinin feshi istemine ilişkin olup, Borçlar Kanunundan kaynaklanan sözleşmenin iptali niteliğinde olduğu, tarafların tacir olmayıp davanın da mutlak ticari nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        GEREKÇE: Asıl dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi nedeni ile cezai şart alacağı ve verilen hizmet bedeli için kesilen 2 adet fatura alacağının ve manevi tazminatın tahsili, karşı dava; sözleşmenin davacı tarafından haksız feshi nedeni ile cezai şart bedelinin tahsiline ilişkindir. Davalı şirket ev eşyaları satışı ile iştigal edip alıcılara sattığı ürünlerin taşıma işini davalının üstlendiği,mevcut sözleşme hususunda ihtilaf olmayıp sözleşmede davalının iki araç ile hizmet vereceği , her bir araç için aylık maktu 5.000'er TL ve ilave km başına 0.65-TL hizmet bedeli ödeceği kararlaştırılmıştır.İhtilaflı olmayan döneme ilişkin olarak davacı tarafça düzenlenen faturalarda ,maktu ücret yanında fazla verilen hizmet için ekstra harcamaların (fazla kilometre,personel,araç) faturalara yansıtıldığı anlaşılmıştır....

          Ancak bu meblağ 6 aylık kira bedelinden az 1 yıllık kira bedelinden fazla olamaz." ; " sözleşmenin feshi " başlığı altında düzenlenen 10/b maddesinde ise; " Kiracının ya da aracı tahsis ettiği sürücünün kastı veya büyük kusuru sonucunda araçta hasar meydana gelmesi veya çalınması " durumunun sözleşmenin feshi sebebi olarak düzenlendiği görülmüştür. Hal böyle olunca, mahkemece; kira sözleşmesine konu araçta meydan gelen hasarın, sadece davalı şirket şoförünün kusurlu eyleminden kaynaklanmadığı, dava dışı şirketin ve davacı kiraya verenin müterafik kusurunun da bulunduğu, dolayısıyla sözleşmenin feshine davalı kiracının tek başına sebebiyet vermediği gözetilerek sözleşmede kararlaştırılan cezai şart miktarının da fahiş olduğu dikkate alınarak, cezai şart bedelinden hakkaniyete uygun, makul oranda indirim yapılması gerekirken; 13.200,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline yönelik hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında aracın satımı ile ilgili yazılı bir sözleşme yapılmadığını, aracın 15.000,00 TL bedelle satımı konusunda şifahen anlaştıklarını, davacının bu araç için sadece 3.350,00 TL ödeme yaptığını, kalan bakiyeyi ödemediğini, davacının yapıldığını iddia ettiği yazılı sözleşmeyi kabul etmediklerini, davalının böyle bir sözleşme imzalamadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında yapılan harici oto alım-satım sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeni ile geçerli olmadığı, 09.09.2004 tarihli harici satım sözleşmesindeki ... adı altındaki imzanın ......

              Bu durumda “ Tutanak" başlıklı sözleşmenin, davalının vekili tarafından imzalandığı ve ödemelerin davalı yanca kabul edildiği, böylece akde onay verdiği ve resmi şekilde yapılmayan araç alım satım akdinin geçersiz olduğu, herkesin aldığını iade etmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması da kabul şekli ile isabetsizdir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu