DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile, 6102 sayılı yasanın 342. ve 343. maddeleri kapsamında Anonim şirkete sermaye olarak konulacak taşınmazların değerinin tespiti talebinden ibarettir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 342. maddesinde; üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabileceği, hizmet edimlerinin kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacakların sermaye olamayacağı, aynı yasanın 343. maddesinde; konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçileceği, değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğunun; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin...
haciz konulmasının yasa hükümlerine aykırı olduğu iddia edilmesine rağmen, mahkemece bu bağlamda bir inceleme yapılmadığını ve sermaye haczi yönünden bir karar verilmediğini, TTK'nın 133/2 maddesi gereği bir ortağın şahsi borcundan dolayı, o ortağın anonim şirketteki sadece hissesinin, kar ve tasfiye payının haczinin mümkün olduğunu, haczedilebilecek unsurlar arasında ortağın şirkete koyduğu sermayenin sayılmadığını, TTK'nın 128, 329/2 maddelerine göre, müvekkili T1 tarafından konulan sermayenin, borçlu müvekkiline değil, 3. şahıs durumundaki diğer müvekkili şirkete ait ve onun mamelekinde olan bir unsur olduğunu, Yargıtay kararlarında da sermaye koyma taahhüdü yerine getirildiğinde, sermayenin şirket malı olduğunun açıkça belirtildiğini, müvekkilinin şahsi borcundan dolayı, ortağı olduğu şirkete ait sermayeye haciz konulamayacağını, anonim şirket hissesinin haczi için İİK'nın 89. maddesi gereğince şirket tüzel kişiliğine haciz ihbarnamesi gönderilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına...
ın 20.11.2015 tarihinde sahibi olduğu İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ......... sicil numarasına tescili bulunan ........ Havacılık ve Eğitim Anonim Şirketi'nin nama yazılı mevcut hissesinden 2000 paylık kısmını 450.000,00 TL karşılıgında aktif ve pasif ile nominal değeri üzerinden müvekkili .........'a devrettiğini sözleşme ile taahhüt ettiğini, sözleşme gereği müvekkilinin 450.000 TL ödemeyi gerçekleştirdiği halde, davalı tarafın üzerine düşen devre muvafakat edildiğini gösteren şirket yönetim kurulu kararını müvekkiline sunmadığını, 3. sözleşmenin 20.11.2015 tarihinde yapılmış olduğunu ve bu tarihten itibaren şirket yönetim kurulunun 03.02.2016 ve 20.03.2018 tarihlerinde iki defa toplandığını ve hisse devrine ait herhangi bir kararın alınmadığını, ayrıca müvekkilinden şirket masrafi adı altında 66.837 TL istendiğini, müvekkilinin ise hisseyi alacağına inanarak gerekli masraf ödemelerini yaptığını, .........'...
(Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2015/2728 Esas, 2015/2508 Karar sayılı ilamı) Huzurdaki davada devralınan anonim şirket hisselerinin davacıya aidiyetinin tespiti ve dava dışı şirket pay defterine kayıt ve tescili istemi birlikte dava yığılması ile ileri sürülmüş olup, davada aynı zamanda eda talebi şekliyle pay defterine kayıt talebinde de bulunulduğu, tespiti istenen husus hakkında zaten eda talebinin mevcut dilekçede de bulunduğu, her ne kadar yanlış hasım gösterilmek, hisse devir sözleşmesinin tarafı olan ve ortak konumundaki şirkete husumet yöneltilmesi suretiyle pasif husumette hataya düşülmüş ise dava tarihi itibariyle eda talebinin de açıkça ortaya konması karşısında HMK m.106 uyarınca huzurdaki davada davacının tespit talebinde hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Maddenin geçerli hukuki bir dayanağı olmadığından söz konusu maddenin batıl olduğunun tespit edilmesinin gerektiğini belirterek davanın kabulü ile davalı şirketin esas sözleşmesindeki sermaye başlıklı 6.maddedinin geçerli hukuki bir dayanağı olmadığı, söz konusu işlem emredici hükümleri ve anonim şirketim temel yapısına aykırılık teşkil ettiğinden batıl olduğunun tespitine, ayni sermayeye konu olan bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarında bulunan davalı şirket lehine ayni sermaye konulmasına ilişkin şerhlerin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır....
MAHKEME KARARI Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava dilekçesinde belirttiği 42 hissenin 9 hissesinin davacıya devrinden önce davalı şirketin yönetim kurulu kararı ile ...'a devredildiğinin pay defterindeki kayıtlardan anlaşıldığı, davalı şirketçe davacı adına açılan icra takiplerinin sayıca çok olması ve şirket sözleşmesi gereğince bunun gerekli bir sebep olduğunun bildirildiği, ancak bu borçların şahıs borcu olması ticari şirketlerin malvarlığını etkilemeyeceğinden davacının devir aldığı senetlerin tespit ve tescilini talep edebileceği, bu durumda davalı ...'ın diğer davalı şirkette 42 adet hissesinin bulunduğu, hissesinin 9 adetini 08.05.2012 tarih ve 93 numaralı yönetim kurulu kararı ile ...'...
Bilirkişi ek raporunda; Davacıların talebi doğrultusunda, kar payı dağıtımları ile ilgili tespit ve değerlendirme yapılabilmesinin, ancak ilgili yıllara ait davalı şirket ticari defterlerinin incelenmesi ile mümkün olduğu, dosyadaki Ticaret Sicil Gazetelerine göre; 1984, 1989, 1990, 1991, 1992, 1993, 1994, 1995, 1996 yıllarında davalı şirket genel kurullarında kar payı dağıtımı kararı alındığı, davalı şirket vekili tarafından 03.11.2021 tarihinde verilen dilekçe ile; inceleme sebebiyle talep edilen belgelerin, TTK ve ilgili vergi mevzuatları gereğince yasal muhafaza süreleri dolduğundan imha edildikleri, bu yüzden defter ve belgelerin ibraz edilemeyeceği yönünde beyanda bulunulduğu, ibraz edilen, 1973-1976 yıllarına ait Ortaklar Pay defterlerinin incelendiği, defterlerde davacıların murisi ... ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığı, dava dosyasına ibraz edilen ortaklık belgesi üzerinde tarih belirtilmediği, dava dilekçesinde ise belgenin 1979 yılına ait olduğunun ifade edildiği, sermaye...
Bilirkişi ek raporunda; Davacıların talebi doğrultusunda, kar payı dağıtımları ile ilgili tespit ve değerlendirme yapılabilmesinin, ancak ilgili yıllara ait davalı şirket ticari defterlerinin incelenmesi ile mümkün olduğu, dosyadaki Ticaret Sicil Gazetelerine göre; 1984, 1989, 1990, 1991, 1992, 1993, 1994, 1995, 1996 yıllarında davalı şirket genel kurullarında kar payı dağıtımı kararı alındığı, davalı şirket vekili tarafından 03.11.2021 tarihinde verilen dilekçe ile; inceleme sebebiyle talep edilen belgelerin, TTK ve ilgili vergi mevzuatları gereğince yasal muhafaza süreleri dolduğundan imha edildikleri, bu yüzden defter ve belgelerin ibraz edilemeyeceği yönünde beyanda bulunulduğu, ibraz edilen, 1973-1976 yıllarına ait Ortaklar Pay defterlerinin incelendiği, defterlerde davacıların murisi ... ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığı, dava dosyasına ibraz edilen ortaklık belgesi üzerinde tarih belirtilmediği, dava dilekçesinde ise belgenin 1979 yılına ait olduğunun ifade edildiği, sermaye...
a ait %40 hissesinin aidiyetinin tespiti davası derdest olduğundan bu sebepten dolayı, Genel Kurul Kararına itiraz ediyoruz yeklinde muhalefet şerhi ile olumsuz oy kullandığını, 4.maddesinde; 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporuna, vekaleten ....Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ....sayılı dosya üzerinden ... ... ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Şirket Payının Mirasbırakana Ait Olduğunun Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm anonim şirkete ait hisse devrine ilişkin yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunun tespiti ve hissenin anonim şirket ortağı...'e ait olduğunun tespitine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.07.2009...