Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış anlaşmalı boşanma protokolünün iptali ile mal rejiminden kaynaklı alacak ile maddi ve manevi tazminat isteği olup, protokolün iptali ile mal rejiminden kaynaklı alacak istemi bir bütün olarak yargılamanın yenilenmesi talebi niteliğindedir. Mal rejimi dışındaki maddi tazminat isteği boşanmadan sonra kiraya çıkmak zorunda kaldığı, 3000- TL kira ödediğinin ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep ettiği 6000- TL lik maddi tazminat isteğidir. Dilekçesinde talep ettiği 100.000- TL manevi tazminat isteği evlilik birliği içinde eşinin kendisinin aldattığını sonradan öğrenmesi nedeni ile talep ettiği manevi tazminat isteğidir. Davacı dava açarken protokolün iptali ile şimdilik 10.000- TL katılma alacağı, 6000- TL maddi, 100.000- TL manevi tazminat istemiş ve tüm alacak talepleri için toplam 1.980,99- TL nispi harcını yatırmıştır....

Davalıdan tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklanan alacak taleplerim yoktur. Protokolde belirtilen hususlara göre boşanmamıza karar verilmesini istiyorum." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı yargılama aşamasındaki beyanında; "Protokoldeki imza bana aittir. Her hangi bir zorlama olmadan kendi hür irademle imzaladım. Davacıdan tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklanan alacak taleplerim yoktur. Protokolde belirtilen hususlara göre boşanmamıza karar verilmesini istiyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Uyuşmazlık, eşin vefat etmesinden sonra, davacı diğer eş tarafından, kayınbabaya karşı açılan çeyiz senedinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığından, görevsizlik kararı verilerek, Dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dairemiz, boşanmadan ayrı olarak açılan, eşler arasındaki borçlar kanunundan kaynaklanan eşya davalarına ilişkin uyuşmazlıkların temyiz incelemesinde görevlidir. Uyuşmazlığın, kayınbabaya karşı çeyiz senedinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olması nedeni ile temyizen inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne aittir....

    Hukuk Dairesi’nin görevleri başlıklı 9. bent hükmü aynen şöyledir “boşanmadan bağımsız olarak açılan karı koca arasında, Borçlar Kanunundan kaynaklanan eşya davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar”..) eşya ve takılarla ilgili boşanmadan bağımsız olarak açılan, karı koca arasındaki davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara 8. Hukuk Dairesinin temyiz incelemesi alanına girmemektedir. (8. Hukuk Dairesi eşler arasında mal rejiminden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara ilişkin temyiz incelemesine bakmakla görevlidir.) Bu bakımdan hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olmakla, gereği için, dosyanın anılan daire başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Anlaşmalı Boşanma Davasından Kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, anlaşmalı boşanma davasından kaynaklı tapu iptal ve tescil davasıdır. Davalı tarafından yasal süresi içerisinde verilen cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. Mahkeme ön inceleme duruşmasında ilk itirazlar hakkında karar verir (HMK m.140/1). Açıklanan sebeple, davalının zamanaşımı itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmeden hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı, dava dilekçesinde ayrıca, anlaşmalı boşanma davasında adına tapuya tescil edileceğine dair karar verilen taşınmaza ait kira bedellerinin ödenmesi istemi ile ilgili talepte bulunmuştur....

        Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesine göre, boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde, sağ eş, ölen eşin yasal mirasçısı olamaz ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybeder. Ölen eşin mirasçılarının, Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesinde düzenlenen hakları kullanabilmeleri için en önemli koşul, murisin sağlığında açılmış ve ölümünden sonra da devam eden bir boşanma davasının bulunmasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesine göre ölen eşin mirasçılarının hak ve yetkileri, murislerinin sağlığında davacı veya davalı sıfatıyla kendilerine tanına hak ve yetkilerle sınırlıdır. Dava, anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) olarak açılmış olup, çekişmeli boşanma davası bulunmamaktadır....

          Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesine göre, boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde, sağ eş, ölen eşin yasal mirasçısı olamaz ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybeder. Ölen eşin mirasçılarının, Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesinde düzenlenen hakları kullanabilmeleri için en önemli koşul, murisin sağlığında açılmış ve ölümünden sonra da devam eden bir boşanma davasının bulunmasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesine göre ölen eşin mirasçılarının hak ve yetkileri, murislerinin sağlığında davacı veya davalı sıfatıyla kendilerine tanına hak ve yetkilerle sınırlıdır. Dava, anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) olarak açılmış olup, çekişmeli boşanma davası bulunmamaktadır....

            Eldeki dosyada; yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı, davalı ile anlaşmalı boşandıklarını, kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğini, davalının işlerinin kötü gittiğinden bahisle çalışmak için yurt dışına gidebilmesi için boşanmaları gerektiğine, boşanma sonrası yurt dışına giderek oturma izni aldığında tekrardan kendisi ile evlenip onu ve çocuğu yanına alacağına, resmiyette boşansalar da evliliklerinin, beraberliklerinin devam edeceğine kendisini ikna ettiğini, hileli davranışları ile aldattığını, boşanma gerçekleştikten sonra da 2 ay kadar beraber yaşadıklarını, sonrasında davalının bir başka kadınla beraber olduğunu yurt dışına gitme durumunun olmadığını, kendisinden hile ile boşandığını öğrendiğini, davalının hileli davranışları nedeniyle boşanmadan kaynaklanan mali hakları alamadığını belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur....

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2023 NUMARASI : 2022/883 ESAS-2023/102 KARAR DAVA KONUSU : Yargılamanın Yenilenmesi KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların mahkememizin 2021/815 esas, 2021/807 karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararının kesinleşmesinden kısa bir süre sonra Ozan Atasoy isimli kişinin müvekkilinin telefonla arayarak davalının ile birlikte olduklarını anlattığını, birlikte otelde kaldıklarını, müvekkilinin aldatma durumunu boşanmadan önce öğrenmiş olsa anlaşmalı olarak boşanmayacağını, ortak malları davalıya vermeyi kabul etmeyeceğini açıklayarak Antalya 8. Aile Mahkemesinin 2021/815 esas, 2021/807 karar sayılı dosyasına ilişkin yargılamanın iadesini talep etmiştir....

            Somut olayda mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, tarafların boşanmaları sırasında mevcut ekonomik ve sosyal durumlarında dava açıldığı tarih itibariyle davacının ekonomik kriz nedeniyle zorluğa düştüğü belirtilmiş ise de davacı yönünden bir değişiklik olmadığı, davalı (karşı davacının) boşanma sırasında çalıştığı, bu şekilde anlaşmalı boşanma gerçekleştiği, davacının bu durumu bildiği, davalı (karşı davacının) boşanmadan sonra emekli maaşı alması nedeniyle ekonomik durumunda değişiklik olduğu görülmektedir.Bu durum karşısında, mahkemece yapılan ekonomik ve sosyal duruma ilişkin araştırmada davalı (karşı davacının) aldığı 500 TL emekli maaşı nedeniyle edimler arasındaki dengenin olağanüstü ve kanıtlanamayacak derecede değişmediği gözetilmeksizin, yoksulluk nafakasının 4.250 TL’ye indirilmesi doğru görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu