Davalı kadın, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin davadan rücu etmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
Her ne kadar davacı vekili müvekkilinin kandırıldığını ve müvekkilinin çocuğunun kendisinden olmadığını boşanma kararı kesinleştikten sonra öğrendiğini bu nedenle protokolün şartların değişmesi sonucu geçersiz olduğundan sebepsiz zenginleşme hükümleri dikkate alınarak boşanma sırasında ödediği tazminatın iadesini istemiş ise de Yargıtay 2. HD'nin 2020/1714 Esas, 2020/5488 Karar sayılı ilamında anlaşmalı boşanma ve protokol hükümleri çerçevesinde boşanmanın fer'ileri yönünden verilen hükümler ile ilgili " ......Anlaşmalı boşanma Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesinde düzenlenmiş olup, evlililiğin en az 1 yıl sürmüş olması, tarafların boşanma ve boşanmanın ferileri olan velayet, nafaka (TMK 169- 175) ve maddi ve manevi tazminat (TMK. 174/1- 2) hususunda anlaşması ve bu anlaşmanın hakim tarafından kabul edilmesi zorunlu unsurlarını barındırır....
. 2.Davacı kadın vekili ön inceleme duruşmasında; davanın anlaşmalı boşanmadan kaynaklı alacak davası olmadığını, davalının anlaşmalı boşanmanın gereğini yerine getirmediğini, müvekkilinin anlaşmalı boşanma davasında fazlaya ilişkin haklarından vazgeçmediğini, dava konusu taşınmazın tasfiyesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma davası olarak açılmış, dosyanın karar oturumunda davacı vekili davayı şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası olarak ıslah etmiştir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
Dava anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
ın muhalefetine karşı; Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'nın oyları ve oyçokluğuyla, 04.04.2022 gününde karar verildi. KARŞI OY GEREKÇESİ Somut uyuşmazlıkta, davalı kadın 05.01.2011 tarihinde eşinden boşanmıştır. Davalı kadına boşanmadan sonra 19.02.2011 tarihinde ölen babadan bağlanan yetim aylığı 2015 yılında eşi ile yeniden evlenmesi nedeni ile yapılan denetim sonrası 2011-2015 yılları fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır. Dairemizin 2021/6643 Esas, 2021/11634 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davalı boşandığında sigortalı olan babası sağdır....
Taraflarca düzenlenen 09/07/2021 havale tarihli boşanma protokolü gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmişlerdir....
Aile Mahkemesinin 2016/164 Esas sayılı dosyası ile soybağının tespiti davası açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılmasını, ortak çocuğun müvekkilinden olmadığının tespiti halinde ise davacının hileli davranışıyla ortak çocuk ve dolayısıyla sadakat ve kusur konusunda mahkemeyi yanıltması sebebiyle yargılamanın iadesini isteme hakkının ortaya çıkacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 12.09.2017 tarih ve 2016/633 Esas, 2017/496 Karar sayılı kararı ile; davaya dayanak ......
Temyiz Sebepleri 1.Davacı karşı davalı kadın vekili özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat ve nafaka miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiş, 11.02.2024 tarihli dilekçe ile taraflar arasında anlaşmalı boşanma protokolü düzenlendiğini belirterek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesini istemiştir. 2.Davalı karşı davacı erkek vekili özetle; kusur tespiti, tazminat ve nafakaların miktarının artırılması, talebi aşar şekilde faiz ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı karşı davalı kadın vekilinin sunduğu anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda davaya anlaşmalı boşanma olarak devam edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. 2....
KARAR Davacı, davalı şirketten hiç alışveriş yapmamasına karşın hakkında sahte belgelerle düzenlenen faturadan kaynaklı takip yapıldığını ileri sürerek bu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile birlikte haksız takip nedeni ile yaşadığı üzüntü karşılığı olmak üzere 5000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....