İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyasında, 19.1.2008 tarihinde müvekkilinin evinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, borçlu ile müvekkilinin 23.5.2007 tarihinde boşandıklarını ileri sürerek haczin kaldırılmasını ve tazminat talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili davacı ile borçlunun aynı evde yaşadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, haczedilen menkullerin davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK.nun 96 vd maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir. Davacı 3.kişi ile borçlu her nekadar 24.5.2007 tarihinde kesinleşen ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, ölüm aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaliyle, kesilen aylıkların yeniden bağlanmasına, Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava; davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması ve davalı Kurum'a borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın boşanma protokolünden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, boşanma davası sırasında imzalanan protokolden kaynaklanan davaya bakma görevinin, 4787 sayılı Kanunun 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1 maddesi uyarınca 4721 sayılı TMK'nun 2. kitabından kaynaklanması nedeniyle Aile Mahkemelerine ait bulunduğu, ancak uyuşmazlığa konu protokol aile hakimince onaylanmadığından davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesinin olduğu, taraflar arasında 29.11.2018 ve 22.09.2017 tarihli boşanma protokollerinin düzenlendiği, 12.10.2017 tarihinde Adana 4. Aile Mahkemesi'nin 2017/777 esas sayılı dosya ile anlaşmalı boşanma davası açıldığı ancak anlaşmalı boşanma davasında uyuşmazlığa konu protokol onaylanmadığından protokolün geçerliliğinin kalmadığı, bu durumda boşanma protokolü nedeniyle düzenlenen tazminat maddelerinin de hükümsüz kaldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının Adana 7....
Dava, TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanma konusunda anlaşmışlar, yerel mahkeme tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına hükmetmiş, hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı koca tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Dava anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
Sulh Hukuk ve Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığı, bu nedenle aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın senet fotokopisine istinaden yapılan icra takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin olduğundan aile mahkemesinin görevsiz olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, davacı tarafından imzalanan ve boşanma davası nedeniyle verilmesi kararlaştırılıp sonradan vazgeçilen tazminat karşılığı senedin davacıya iade edilmesine rağmen fotokopisine dayanarak icra takibi yapılması nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların karşılıklı olarak tedbir nafakası, iştirak nafakası, maddi tazminat, manevi tazminat, eşya bedelinden alacak, altın, mal rejiminden kaynaklı tasfiye, yargılama gideri talepleri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Eşini sevdiğini, boşanmak istemediğini belirterek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
Mahkemece, tarafların anlaşmalı boşanma dava dosyasında alacak taleplerinden feragat ettikleri ve kararın kesinleştiği, öylece kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK 303. maddesine göre, kesin hükmün oluşabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Ayrıca, bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. Somut olaya gelince, tarafların anlaşmalı olarak boşanmasına ilişkin ... 5....