AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2020 NUMARASI : 2020/277 ESAS 2020/169 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2018 yılında evlendiğini, evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığını, anlaşamadıklarını, davalı ile anlaşmalı olarak boşanmak istediklerini, davalı ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Cevap dilekçesi sunulmamıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1062 KARAR NO : 2020/1037 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NİĞDE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/09/2020 NUMARASI : 2020/588- 2020/834 DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ile karşılıklı olarak boşanma hususunda anlaştıklarını ve protokol tanzim ettiklerini bildirerek protokol doğrultusunda boşanmalarına karar ayrıca müşterek çocukların velayetinin kendisine verilmesini davalıdan herhangi bir maddi-manevi tazminat ve nafaka talebi olmadığını, eşyalar konusunda anlaştıklarını...
GEREKÇE: Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak isteğine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince; " taraflar arasında düzenlenen ve mahkemece onaylanmasına karar verilerek anlaşmalı boşanma protokolünün 5. Maddesinde tarafların edinilmiş mallara katılım veya katkı payı davası açmayacakları, bu haklarından feragat ettiklerine dair hüküm kurulduğu, hükmün 18/12/2012 tarihinde kesinleştiği " gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. TMK'nın 166/3.maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına yasal bir engel yoktur....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.nun 166/1- 2. mad.) olarak görülmesi gerekir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.nun 166/1- 2. mad.) olarak görülmesi gerekir....
Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; somut olayda hakim huzurunda onaylanmamış olan bir anlaşmalı protokol geçersiz olacak ve bu protokole ilişkin işlem yapılamayacağını, işbu nedenle davalının takibe konu ettiği senetler 13/09/2017 tarihli anlaşma protokolü başlıklı sözleşmeden doğduğu ve bu sözleşmenin hakim tarafından onaylanmayarak tarafların 22/07/2017 tarihli boşanma protokolü ile boşandıkları nazara alındığında müvekkilin davalıya herhangi bir borcu olmadığı anlaşılacağını, müvekkilin davalı yana borcunun olmadığının tespiti ile icra takibine konu 13/09/2017 düzenleme tarihli 30/04/2019 vade tarihli 100.000 TL bedelli bono ile 13/09/2017 düzenleme tarihli 30/10/2019 vade tarihli 100.000,00- TL bedelli, 13/09/2017 düzenleme tarihli 30/04/2020 vade tarihli 100.000,00- TL bedelli bonolar nedeniyle müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespiti ve bu senetlerin iptalinin içerir yerel mahkeme kararının onanmasını, davalı yanın hak...
Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; somut olayda hakim huzurunda onaylanmamış olan bir anlaşmalı protokol geçersiz olacak ve bu protokole ilişkin işlem yapılamayacağını, işbu nedenle davalının takibe konu ettiği senetler 13/09/2017 tarihli anlaşma protokolü başlıklı sözleşmeden doğduğu ve bu sözleşmenin hakim tarafından onaylanmayarak tarafların 22/07/2017 tarihli boşanma protokolü ile boşandıkları nazara alındığında müvekkilin davalıya herhangi bir borcu olmadığı anlaşılacağını, müvekkilin davalı yana borcunun olmadığının tespiti ile icra takibine konu 13/09/2017 düzenleme tarihli 30/04/2019 vade tarihli 100.000 TL bedelli bono ile 13/09/2017 düzenleme tarihli 30/10/2019 vade tarihli 100.000,00-TL bedelli, 13/09/2017 düzenleme tarihli 30/04/2020 vade tarihli 100.000,00-TL bedelli bonolar nedeniyle müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespiti ve bu senetlerin iptalinin içerir yerel mahkeme kararının onanmasını, davalı yanın hak...
Dava anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
Dava anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
Anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın malî sonuçları” hakkında alınan beyan eşler arasındaki diğer alacakları (=Örneğin; Eşya, Değer Artış Payı Alacağı Davası, Katılma Alacağı vb.) kapsamaz. Anlaşmalı boşanma davasında hüküm fıkrasında yer alan ‘tarafların nafaka, tazminat ve başkaca talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına’ şeklindeki anlatımda yer alan “başkaca talep” ifadesi “boşanmanın fer’i hükümlerini” içerir. Anlaşmalı boşanma davasında taraflar boşanmanın fer’i hükmü olmadığından değer artış payı alacağı konusunda beyanda bulunmak zorunda olmadıkları gibi bu konuda beyanda bulunmasa bile diğer koşulları varsa hâkim boşanma kararı vermek zorundadır. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....