KARŞI OY YAZISI Anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın eki istemler yönünden çekişmenin sürdüğü konusunda değerli çoğunluk ile aramızda görüş birliği vardır. Bir yandan bu çekişmenin sürdüğünü kabul edip diğer yandan anlaşmalı boşanma kararının "boşanma" bölümünün kesinleştiğini kabul etmek çelişki oluşturmaktadır. Anlaşmalı boşanma davalarında fer'i hükümlerde gerçekleşen temyiz, anlaşmalı boşanma kararının tamamını etkisiz hale getirir. Temyiz istemini boşanmanın eki istek ile sınırlayarak tarafları boşanmış hale getirmek anlaşmalı boşanmanın "anlaşma" kavramı ile bağdaşmaz. Zira boşanmanın eki istemlerin tamamı yönünden henüz bir anlaşma bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davacı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile 2007 yılında şiddetli geçimsizlik nedeniyle anlaşmalı boşanma ile boşanmaya karar verdiklerini, 01/02/2007 tarihli anlaşmalı boşanma metnini imza ettiklerini, anlaşmanın şartlarında kendisi tarafından boşanma davası açılacağı, davalının ise davayı kabul edeceği, anlaşmalı boşanma sözleşmesi ile davalıya 30.000,00 TL tutarında tazminat ödeyeceği, davalının duruşmaya gelmezse bu parayı derhal ve aylık %5 faiziyle iade etmeyi kabul ettiği, 30.000,00 TL'yi 02/02/2007 tarihinde davalı hesabına havale ettiğini, ancak davalının 28/05/2007 tarihli duruşmaya katılmadığını, davanın çekişmeli boşanma olarak devam ettiğini, dava sonunda verilen kararın davalı tarafından temyiz edildiğini, temyiz talebinin reddi ile kararın onandığını ancak 30.000,00 TL paranın ve faizinin çeşitli ikaz ve ihtara rağmen geri ödenmediğini beyan ederek davalı tarafa ödenen 30.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesi ile; davacının kendisine verdiği sözü tutmaması nedeniyle anlaşmalı olarak boşanmaktan vazgeçtiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nın 166/3 maddesinde düzenlenen anlaşmalı boşanma isteğine ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir (HUMK m. 439/2). Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....
Tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, 16.01.2019 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünü imzaladıkları, boşanma ilamıyla protokolün onaylanmasına karar verildiği, protokol gereği davalının boşanma kararının verildiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde davacıya 30.000,00 TL ödeme yapması gerektiği boşanma kararı 19.02.2019 tarihinde kesinleştiği sabittir. Davalı 28.500,00 TL lik ödemeyi 15 günlük süre içerisinde yerine getirmiştir. Kalan 1.500,00 TL lik ödemeyi ise 13.03.2019 tarihinde başlatılan icra takibi sonrasında 18.03.2019 tarihinde icra dosyasına ödemiştir. Taraflar arasındaki anlaşmazlık anlaşmalı boşanma kararı kapsamında onaylanan ve Borçlar Kanunu gereğince sözleşme niteliğinde olan protokolün 7 nolu maddesinde yer alan " 2.maddede bahsi geçen 30.000,00 TL söz verildiği tarihte ödenmez ise ana para hariç 50.000,00 TL ödemeyi kabul ediyorum. " şeklinde düzenlenen cezai şarta ilişkindir ve takip de 50.000,00 TL yönünden durdurulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2020 NUMARASI : 2020/1146 ESAS 2020/619 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı protokol doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı cevap vermemiştir....
Mahkemece, davacının anlaşmalı boşanma davasında düzenlenen protokolde boşanmanın ferileri olan velayet, nafaka, şahsi münasebet dışında kadının erkek adına tapuda kayıtlı Bornova/Yeşilova adresindeki evde ikinci bir evlilik yapıncaya kadar oturmaya devam edeceğinin, bu evdeki eşyaların kadına bırakıldığının ve tarafların yukarıdaki şartlarda anlaştıkları, birbirlerinden başkaca maddi manevi tazminat talepleri ile masraf ve vekalet ücreti talep etmeyeceklerinin düzenlendiği, 05.02.2013 tarihli duruşmadaki beyanlarında da bu hususları tekrarla bundan başka maddi manevi tazminat talepleri olmadığının da bildirilerek boşanmanın ferileri dışında da anlaşma sağlandığı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç isabetli değildir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; taraflar arasında daha önce görülen boşanma davasının çekişmeli boşanma davası olarak ikame edildiği, ancak 2018/661 Esas sayılı dosyanın 21/05/2019 tarihinde yapılan son duruşmasında tarafların mahkemeye şifahi beyanlarını sunarak davayı anlaşmalı boşanma davasına çevirdikleri ve taraflar arasında görülen boşanma davası sonunda tarafların beyanı ile anlaşmalı boşanmaya karar verildiği, dosya davacısının boşanma dosyasında davalının anlaşmalı boşanma şartlarını sıraladığı ve "...karşı taraftan nafaka, maddî ve manevî tazminat, eşya, çeyiz, takı eşyası, katkı payı, katılma alacağı, değer artış payı ve sair talebim yoktur..." şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemece bu beyanlar doğrultusunda hüküm kurulduğu ve hüküm başlığı altında düzenlenen 2 sıra numaralı kararda "Tarafların karşılıklı olarak maddî manevî tazminat, nafaka, eşya, katkı payı, katılma alacağı, değer artış payı sair talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına," şeklinde...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle anlaşmalı boşanma (TMK.md.166/3) koşulları oluşmadıkça davalının sadece boşanma istemini kabul etmesinin boşanma kararı verilmesi için yeterli olmadığının (TMK.Md.184/3); fiili ayrılığın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki diğer koşullarla birlikte gerçekleşmiş olmadıkça tek başına boşanma nedeni olarak kabul edilemeyeceğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.07.2011 (Pzt.)...