Dava, boşanma protokolünden kaynaklanan iptal ve tescil ile bedel(tazminat) isteğine ilişkin olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç, ikinci kitabında yer almaktadır. Davanın temeli boşanma protokolü olduğuna ve uyuşmazlık aile hukukundan kaynaklandığına göre tazminat davasına bakmakla da aile mahkemesi görevlidir (4787 s. K.md.4/1). Türk Medeni Kanununun 178. maddesine göre, evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasından doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Türk Medeni Kanununun 178. maddesinin anlatımı ve kanundaki düzenleniş yeri göz önüne alındığında; burada belirtilen dava haklarının sadece evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesiyle istenebilecek olan maddi/manevi tazminat (TMK.md.174/1- 2) ve yoksulluk nafakasına (TMK.md.175) yönelik olduğunun kabulü gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların birbirinden maddi-manevi tazminat, mal rejiminden kaynaklı alacak ve yoksulluk-iştirak nafakası talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuklar Furkan Hazar ile Nehir Elif'in velayetinin davacıya verilmesine, taraflarca düzenlenen 03.01.2023 tarihli protokolün şahsi ilişki tesisine ilişkin kısım hariç aynen onaylanmasına ve kararın eki sayılmasına, müşterek çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kadın, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma talebine ilişkindir....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı erkek aleyhine boşanma ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davası açıldığı, işbu davanın boşanma davasından tefrikine karar verildiği, boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında tarafların anlaştığı ve anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, protokol hükmü gereği dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacı kadın adına tescil edilmesi gerektiği ancak aradan geçen zamana rağmen davalı erkek tarafından davacı kadın adına tescilin gerçekleştirilmediği, dava konusu taşınmazın değerinin ve davacı kadının maddî katkılarının tespit edilmesi gerektiği, davalı erkeğin anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu, yargılama giderinin aleyhine hükmedilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, boşanma protokolünden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Protokolünden Kaynaklı Alacak ve Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 01.04.2013 gün ve 9170-8836 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Yine uygulamada tarafların anlaşmalı boşanmaları halinde eşe yapılan mal temliklerinin iptale tabi tasarruf gibi kabul edildiği bilinmektedir.Zira bu tür temliklerde mahkeme genellikle tarafların anlaşmalı biçimindeki iradelerini esas alarak hüküm kurmaktadır. Boşanan eşler birbirinin aciz halinde bulunduğunu bilebilecek kişilerdir. Somut olayda verilen süre içerisinde aciz belgesi sunulmadığı, dava konusu taşınmazların boşanma davasının bir nevi maddi ve manevi tazminatı olarak verildiği, alacaklıyı zarara uğratma kastı bulunmadığı, boşanmanın ve taşınmaz devir işlemlerinin muvazaaya dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. İcra dosyası kapsamından davalı borçlu ... hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, 29.3.2007 tarihli borç tasfiye protokolünden davalı ...'...
TMK'nın 166/3.maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına yasal bir engel yoktur. Kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; taraflar 23/10/2011 tarihinde evlenmiş, 27/01/2020 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 08/07/2020 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son)....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların hükme esas alınan boşanma kararı kesinleşmeden önce yeniden bir araya gelip evlilik birliğini sürdürdüklerini, 6 yıl birlikte yaşadıktan sonra müvekkilinin yeni bir boşanma davası açtığını, davalının bu durumu öğrenince önceki anlaşmalı boşanma kararını tebliğe çıkartıp, müvekkilinin bilgisi olmadan kararın kesinleştiğini, tarafların sonradan uzun süre birlikte yaşamaları nedeniyle protokolün geçerliliğini yitirdiğini, eldeki davanın anlaşmalı boşanma kararı kesinleşmeden önce açıldığını belirterek kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak isteğine ilişkindir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
(Özata) arasında 03.10.2005 tarihinde anlaşmalı boşanma protokolü düzenlendiği, tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına ve anlaşmalı boşanma protokolünün tasdikine dair karar 13.10.2005 tarihinde kesinleştiği, tasdik edilen anlaşmalı boşanma protokolünde tarafların karşılıklı hak ve alacaklarının bulunmadığına dair beyanları, anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte tarafların mevcut hak ve alacaklarının tasfiyesine yönelik olup anlaşmalı boşanma kararından sonra doğan alacakları kapsamadığı, banka kayıtları ve tetkike elverişli 18.03.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu nazara alındığında davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacılara anlaşmalı boşanmadan sonra 49.275,00 TL borç verdiği ve bu borcun davacı-karşı davalıya geri ödenmediği, o halde davacı-karşı davalının itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile davalı-karşı davacılara borç olarak verilen 49.275,00 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin olmadığı gerekçesi...