Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekiline 30.07.2022 tarihinde, davalı kadın vekiline ise 26.10.2022 tarihinde usulünce tebliğ edilmiş, davacı erkek vekili temyiz süresi içerisinde dosyaya 06.05.2022 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuş, davalı kadın da Bölge Adliye Mahkemesine hitaben sunduğu 18.07.2022 havale tarihli beyan dilekçesi ile ekte sunmuş oldukları 06.05.2022 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir. ... bu anlaşmalı boşanma protokolü başlıklı dilekçeden, tarafların boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ile velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi konusunda anlaşmaya vardıkları anlaşılmaktadır. O halde, boşanma ve boşanmanın fer'îlerine ilişkin anılan protokol hükümleri dikkate alınarak, taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle boşanma ve fer'îleri yönünden sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. VI....
Davacı erkek, tarafların anlaşmalı boşanma konusunda anlaştıklarını, boşanma protokolü imzaladıklarını, bu protokole göre kendi adına kayıtlı taşınmazın yarısını boşanma ile birlikte davalı kadına devredileceğini taahhüt ettiğini, bunun üzerine boşanma davası kesinleşmeden taşınmazın yarısını davalı kadına devrettiğini, ancak taşınmazın devrinin ardından davalı kadının boşanma davasından feragat ettiğini belirterek dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı 1/2 hissesinin iptali ile tekrar kendi adına devir ve tescilini dava ve talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı kadının boşanma davasından feragat etmesiyle edimini yerine getirmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece; tarafların eldeki davayı açmadan önce anlaşmalı boşanma protokolü ile ziynet eşyaları konusunda anlaşmaya vardıkları, her ne kadar boşanma ve fer'ileri (nafaka, tazminat, velayet) bakımından anlaşmaya göre hareket edilemese de, ziynet eşyalarıyla ilgili olarak bu protokol hükümlerinin yok sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sağlıklı bir temyiz incelemesi yapılabilmesi için, mahkeme kararına gerekçe yapılan 17.07.2012 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün incelenmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece; taraflar arasında akdedildiği iddia olunan, 17.07.2012 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün dosya içine konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 26.11.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davacı kadın tarafından TMK 166/1. maddesine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmiş, davacı kadının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve davacı kadın lehine nafaka ve tazminatlara hükmedilmiş, bu karar davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, temyiz tarihinden sonra aralarında boşanma ve fer'ilerine yönelik 14.11.2019 tarihli boşanma protokolü imzalamışlar ve iş bu protokol gereğince karar verilmesini talep etmişlerdir....
Davacı kadın, temyiz talebinden sonra tarafların müştereken imzaladıkları anlaşmalı boşanma protokolünü dosyaya ibraz ederek, tarafların anlaşmalı boşanma protokolü şartları uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Hal böyle iken, sunulan protokol gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 21.03.2022 (Pzt.)...
Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedeniyle boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. Davacı kadın vekili, 03.02.2021 havale tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuştur. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde Bölge Adliye Mahkemesince, duruşma yapılmaksızın ve kesin olarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilir (HMK m.353/1- a.6)....
Davalı-karşı davacı erkek; kararı, kadının kabul edilen boşanma davası, çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, kadının kabul edilen ziynet alacağı davası, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf etmiş olup erkeğin kabul edilen karşı boşanma davası istinaf kapsamı dışında bırakıldığından taraflar arasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir. Bu durumda davacı-karşı davalı kadının boşanma davası konusuz kalmıştır. Ancak, erkeğin boşanma davası yönünden verilen hüküm kesinleşmiş ise de; tarafların boşanmanın fer'ileri ile ziynet alacağı talebi konusunda anlaşmaya varmaları, sulh olmaları mümkündür. Bu durumda hakimin, boşanmanın fer'ileri ve ziynet alacağı yönünden sunulan protokolü değerlendirerek sonucuna göre karar vermesi gerekir....
KARAR Davacı, dava dışı annesi ... ile davalı babası arasında anlaşmalı boşanma protokolü düzenlendiğini, bu kapsamda davalı üzerine kayıtlı aracın kendi üzerine devredileceğinin kararlaştırıldığını belirterek protokol gereği davalı adına olan araç kaydının iptali ile kendi adına tescilini talep etmiştir. Davalı, tescil işleminin idari bir işlem olduğunu belirterek, görev nedeni ile davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, araç kaydının iptali ile trafik siciline tescilinin idari bir işlem olması nedeni ile görevli mercin İdare Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dışı ... ile davalı arasında anlaşmalı boşanma protokolü düzenlendiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını davalı eşine boşanma protokolü ile devrine ilişkin tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilleri davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, borçlunun yaşamı boyunca edindiği tüm malları boşanma ile eşine devretmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı borçlu vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Boşanma kararı istinaf edilmediğinden kesinleşmiştir. Dosya Dairemize geldikten sonra taraf vekilleri 23.09.2022 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü ibraz etmişlerdir. Davacı-davalı kadın ile davalı-davacı erkek arasında tanzim edilen anlaşmalı boşanma protokolü boşanma kararı kesinleştiğinden sulh protokolü olarak kabul edilmiş ve protokolde taraflarların birbirlerinden karşılıklı olarak maddi ve manevi tazminat, nafaka ve eşya taleplerinin bulunmadığını, bu haklarından feragat ettiklerini beyan ettiklerinden kadının, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının 4 ve 5 nolu bentlerinin kaldırılmasına, davacı kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, davalı-davacı erkeğin istinaf talepleri konusuz kaldığından davalı-davacı erkeğin istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....