Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile imzaladıkları anlaşmalı boşanma protokolünün 5. Maddesi gereğince, tarafların anlaşmalı olarak boşanmaları sonucunda davalının tüm maddi taleplerine (nafaka, tazminat, ziynet eşyası özel eşyalar) karşılık Çorum İli, Alaca İlçesi, Yıldızhan Mahallesi, 275 ada 61 parsel sayılı taşınmazı müvekkilinin davalıya devretmesi hususunda eşlerin anlaştıklarını, taşınmazın davalıya devredildiğini, davalının boşanma davasının duruşmasında 2.000,00 TL nafaka istemesi nedeniyle davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edildiğini ve bedelsiz devredilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ettiği davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır. Mahkememizin 2020/442 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, tarafların anlaşmalı boşanma talebinde bulundukları, davalı T3 boşanma davasının 20/04/2021 tarihli duruşmasında "Eşimle boşanma hususunda anlaştık....
Aile Mahkemesinin 2019/28 Esas 2019/168 Karar sayılı dosyasında mübrez delillerden bu durumun açıkça görülebildiğini, kaldı ki huzurdaki davada karşı tarafın, davalının davanın açıldığı tarihte müvekkilinin tescil talebine dönük kabul beyanı bulunduğunu, mal rejimi tasfiyesine dönük boşanma protokolünde ve boşanma davasında açık bir feragat beyanı olmamasına rağmen, boşanma protokolü ve boşanma davası mal rejimini tasfiye etmemesine rağmen, yerel mahkeme tarafından ittihaz olunan hükümde taraflar arasında mal rejimi tasfiyesine ilişkin hüküm kurulmuşçasına karar verilmesi usul ve yasaya hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından davalının dava dosyasına sunduğu, davacının talebine ilişkin itirazı olmadığı, taşınmazın devrini kabul ettiğine ilişkin beyanı dahi nazar-ı itibara alınmadığını, yerel mahkemenin eşler arasında herhangi bir talep olmadığı konusunda anlaştıkları kanaatine vardığını, oysa boşanma protokolü incelendiğinde, tarafların mal rejimine dönük ileriye dönük bir...
Davalı cevap dilekçesinde hasta olduğunu, bu paraların hesabına gelmediğini tüm hesapları oğul ile davacının birlikte yaptıklarını, boşanma protokolünde kendi imzasının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İDM, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İDM; TBK 196/1 maddesine dayanarak dava dışı Cem Hatipoğlunun boşanma protokolündeki 4. maddeye göre dış üstlenme ile borcun üstlenildiği gerekçesine dayanak davanın (pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermiş ise de bu dava itirazın iptali davasıdır. Bu takipte davalı da borçlu sıfatı ile bulunmaktadır. Boşanma protokolünde davacının imzası yoktur. Boşanma protokolü davacı ile boşandığı eşi Cem'i bağlar. Davalıyı bağlamaz....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların 2014 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının boşanma talebi üzerine müvekkilinin boşanmayı kabul ettiğini, boşanma ile müvekkilinin eşinden, arkadaş çevresinde ve işinden ayrılarak mecburen babaevine döndüğünü, anlaşma protokolü doğrultusunda 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davacının altı aydır nafaka ödediğini, bu miktarın yoksulluğu ortadan kaldırmayacağı ancak davalının hayat mücadelesinde destek olacağını, 400,00 TL ile yaşamını sürdürmesi mümkün olmayan davalının bir işe girdiğini ve 1.700,00 TL maaş aldığını, giderlerinin fazla olduğunu, davacının ise Pegasus Havayollarında kabin memuru olarak çalıştığını, maaşı dışında yan gelirleri olduğunu, ortalama 4.000.TL maaşının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
SAVUNMA : Dava dilekçesi usulünce davalı asile tebliğ edilmiş, yasal iki haftalık cevap süresi dolmadan taraflar 28/11/2018 tarihli dilekçeyi sunarak ekindeki anlaşmalı boşanma protokolü konusunda boşanmaya karar verilmesini talep etmişler, ardından davacı asil anlaşamadıkları için davanın yeniden çekişmeli boşanma davasına dönüşmesi için 16/01/2019 tarihli dilekçeyi sunmuş, davalı taraf herhangi bir dilekçe ibraz etmemiş, davalı asil duruşmalarda önce boşanmayı, çocukların velayetinin kendisinde verilmesini istediğini dile getirmiş, en son çocukların velayetlerinin anneye verilmesini kabul ettiğini, ancak her bir çocuk için 300 TL nafaka ödeyebileceğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mersin 1....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 26.09.2013 gün ve 298/470 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı .... vekili, tarafların 06.12.2012 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma davası sırasında boşanma protokolünü davacının ikrah altında imzaladığını, iradesinin sakatlanması nedeniyle boşanma protokolündeki taahhütlerin ve feragatlerin geçerli olmadığını açıklayarak, .....Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2012/298 Esas sayılı dosyasındaki boşanma protokolündeki 4.maddede yer alan taahhütler ile 6. ve 7. maddelerde yer alan feragatlerin davacı yönünden iptaline, takiben mal rejiminin tasfiyesi ile dava konusu taşınmaz, tekne ve motosiklet ile ilgili olarak davacının katkı payı ve artık değere katılma alacağı nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 15.000,00-TL katkı payı alacağının dava tarihinden...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; tarafların boşanmadan önce evlilik birliği içinde edindikleri ve boşanma protokolü ile davalı kullanımına tahsis edilen konutun haksız olarak kullanıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkidir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Mahkemece, taşınmazın boşanma protokolü nedeniyle devredildiği, davalı ...’nın diğer davalının borçlu olduğunu bilebilecek durumda olmadığı ve kötüniyetli sayılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu tarafından açılmış bir menfi tespit davasının reddine karar verildiği ancak kesinleşmediği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. O davanın eldeki davadan önce açılmış olduğu da açıktır. Menfi tespit davası sonunda verilecek kararın eldeki davayı etkileyeceği hususunda da bir tereddüt bulunmamaktadır....
Davalı, dava konusu taşınmazın davalıya boşandığı eşi tarafından muvazaalı olarak temlik edildiğini, boşanma protokolünde belirtilen edimleri eski eşi yerine getirmediğinden taşınmazı kullanmak zorunda bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın kayden davacıya ait olup davacının mülkiyet hakkının korunması gerektiği, eski eşi ile arasında yapılan boşanma protokolü gereğince bir daire alınıncaya kadar davalının taşınmazı kullanma hakkı olup tasarrufu haksız bulunmadığından ecrimisil talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
-TL tedbir ve iştirak nafakası taleplerinden vazgeçtiğini, yargılama giderlerini dahi kendisinin karşıladığını, bunun karşılığında davalının müşterek konuttaki katkı payı alacağından açıkça vazgeçtiğini, ayrıca boşanma protokolünün en detaylı ve uzun maddesinin müşterek konuta ilişkin olduğunu, taşınmazın tüm bilgilerinin açık olarak yazılarak, eşlerden Nazlı Zorlu' ya ait olduğunu, boşanma kararı kesinleştikten sonra T1'nun katılma alacağı talebinde bulunmayacağının detaylı olarak düzenlendiğini, protokolün her iki tarafça imzalandığını, anlaşmalı boşanma protokolü ve boşanma davasındaki beyanlardan sonra iş bu mal rejimi tasfiyesi davasının açılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu hususta Yargıtay kararlarının bulunduğunu, Yargıtayca anlaşmalı boşanma protokolünün boşanma kararının ekinden sayılmadığı davada dahi davalının protokole güvenerek boşanmayı kabul etmesi sonrasında boşanma davasındaki-beyan ve dilekçelerini yok sayarak mal rejimi tasfiyesi davası açıp, protokol hükümlerine...