Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile, tarafların boşanmalarına, tarafların karşılıklı olarak maddi-manevi tazminat, ziynet eşyası, çeyiz eşyası, ev eşyası ve katkı payı alacağı talepleri bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocukların velayetlerinin davalı anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, tarafların anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca; davalı lehine kullanılmak üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için aylık ayrı ayrı 500,00 TL iştirak nafakası olmak üzere toplam 2.000,00 TL nafakanın davacı tarafından davalıya ödeneceğinin tespitine, "Anlaşmalı Boşanma Protokolü" başlıklı 05/10/2021 tanzim tarihli protokolün usul ve yasaya uygun bulunmakla mahkeme tarafından tasdiki ile, iş bu kararın ekinden sayılmasına karar verilmiştir....

Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, davacı kadın tarafından 06.05.2009 tarihinde taraflarca imzalanan boşanma protokolü eklenilerek anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) açıldığı, sunulan 05.05.2009 tarihli boşanma protokolünde “anne....’ye boşanma kararı kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak 5 yıl boyunca 2.000 TL ödenecek, 5 yılın sonunda anne işsiz kalırsa iş bulana kadar 2.000 TL aylık ödenmeye devam edecektir, başka biri ile evlenmesi halinde yoksulluk nafakası kesilecek ve ödenmeyecektir." şeklinde düzenleme yapıldığı, tarafların duruşmada bizzat hazır bulunarak bu protokolü tekrar ettikleri, mahkemece yapılan yargılama sonunda ise tarafların Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği, hüküm kısımının 5. bendinde boşanma kararı kesinleştikten sonra geçerli olmak üzere 2.000 TL nafakanın 5 yıl boyunca davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5 yıl sonrasında davacının evlenmemiş olması durumunda nafakanın aynen devamına, 6. bendinde de...

    Somut olayda; taraflar 1999 yılında evlenmiş, 03.09.2010 tarihinde açılan dava ile aralarında düzenledikleri protokol çerçevesinde anlaşmalı olarak boşanmışlar, boşanma hükmü 06.09.2010 tarihinde kesinleşmiştir. 27.11.2013 tarihli boşanma protokolünün 6. maddesinde " taraflar işbu anlaşma mukabili tazminat ve nafaka hususunda birbirlerini gayrikabili rücu olmak üzere feragat ederler" hükmüne yer vermişlerdir. Davacı, boşanma davasındaki beyanında da "...boşanmanın mali ve sosyal sonuçları ile fer’i hükümleri hakkında düzenlemiş olduğumuz protokolü tekrarlayarak boşanmalarına ve bu protokolün tasdikine karar verilmesini talep ettiğini, protokolün 4.maddesindeki 30.000 TL'lik tazminatı vekilinin aldığını, kendisine vereceğini, evden çeyiz eşyalarını aldığını, başkaca eşya talebi olmadığını..." beyan etmiştir....

      Somut olayda davacı, davalı karı-koca arasında mal kaçırma amacıyla yapılan tasarrufların, İİK.nun 278/1 maddesi gereğince iptalini içeren dilekçesini, 9.4.2008 tarihli dilekçesiyle ıslan etmiş, davalıların Demirköy Aile Mahkemesinin 2006/1-2 sayılı ilamıyla muvazaalı boşandıklarını, 6.12.2006 tarihinde tekrar evlendiklerini, boşandıkları dönemde fiilen birlikte yaşadıklarını, ilamın yetkisiz mahkemece verildiğini, dava konusu devirlerin boşanma protokolü gereğince yapıldığını ileri sürerek, kesinleşmiş boşanma ilamının HUMK.nun 446. maddesi gereğince iade-i muhakeme yoluyla iptalini istemiş; mahkemece, ıslah yoluyla iade-i muhakeme davasına çevrilen davaya bakma yetkisinin, boşanma ilamını veren mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminat ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davacı kadın tarafından TMK 166/1. maddesine dayalı olarak açılan boşanma davasında davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiş, davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine kararı verilmiş, bu karar davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, temyiz tarihinden sonra aralarında boşanma ve fer'ilerine yönelik 17.3.2021 tarihli boşanma protokolü imzalamışlar ve iş bu protokol gereğince karar verilmesini talep etmişlerdir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece davanın reddine yönelik hüküm verilmiş, davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmakla, bölge adliye mahkemesince, istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince verilen karara karşı davacı erkek tarafından temyiz itirazında bulunulmuştur. Davacı erkek, bölge adliye mahkemesinin kararından sonra, tarafların müştereken imzaladıkları 16.11.2021 tarihli anlaşma protokolünü 23.11.2021 tarihinde dosyaya ibraz ederek, tarafların anlaşmalı boşanma protokolü şartları uyarınca boşanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 353 ada, 6 parsel sayılı taşınmazda bulunan 27 nolu bağımsız bölüm ile ... plakalı aracın eski eşi olan davalıya satış yolu ile temlikine dair işlemin korkutma ve tehdit sonucu yapıldığını, temlikin gerçek iradesini yansıtmadığını, boşanma öncesinde baskı ile devredildiğini ileri sürerek taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescile, araç yönünden ise trafik kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmaz ile aracın boşanma protokolü uyarınca kendisine temlik edildiğini, karşılığında kendisinin de edimlerde bulunduğunu, boşanma öncesi mal paylaşımı nedeniyle temliklerin yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmaz ile aracın mal paylaşımı kapsamında temlik edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı karşı davacı erkek vekili tarafından yasal süre içerisinde sunulan temyiz dilekçesi ile; tarafların ...tarihli protokol ile Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi kapsamında anlaşmalı boşanmaya karar verdikleri belirtilerek hükmün bozulması talep edilmiş, davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından da temyize cevap dilekçesi ile protokol kapsamına göre hüküm kurulması talep edilmiştir. Bu nedenle, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına ve ibraz edilen anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, duruşmada protokole ilave edilen hususlar hakkında hüküm tesis edilmemiş olması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma davası, kadın tarafından 31.10.2013 tarihinde açılmış, davalı davayı "kabul" ettiğini bildirmiştir. Taraflar, aralarında boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin düzenledikleri 11.06.2014 tarihli protokolü mahkemeye sunmuşlar, 12.06.2014 tarihli duruşmada da, bizzat beyanda bulunmuşlar, sundukları protokole ekleme yapmışlardır. Duruşmada protokole eklenmesi talep edilen hususlar da davalı tarafından aynen kabul edilmiştir....

                  ANLAŞMALI BOŞANMAÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 166 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Toplanan delillerden eşlerin 30.03.2006'da evlendikleri, davanın ise aradan iki ay geçtikten sonra 29.05.2006'da açıldığı anlaşılmaktadır. Anlaşmalı olarak boşanmaya karar verilebilmesi için Medeni Kanun'un 166/3. maddesinde öngörülen bir yıllık süre geçmemiştir. Davanın Medeni Kanun'un 166/1-2. maddesi çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde boşanmaya hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yön taraflarca temyiz edilmediğinden bozma yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmesi ile yetinilmiştir. 2-Temyiz sebebine hasren dosyanın incelenmesine gelince; Müşterek çocuk Arda 30.01.2006 doğumludur. Birbuçuk yaşındadır....

                    UYAP Entegrasyonu