WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, 17.04.2019 tarihli Anlaşmalı Boşanma Protokolü 4. Maddesi gereği davalı Kadriye Çelik (Komissarova), adına kayıtlı bulunan Antalya ili Kemer İlçesi Çamyuva Mahallesi 187 Ada 7 Dublex Mesken A Blok Zemin-1 Kat 1 nolu Bağımsız Bölümde kaim taşınmazı müşterek çocuklar Denis Çelik (T.C: ), Yeliz Çelik (T.C. ) ve Melisa Çelik (T.C: ) arasında eşit pay etmek suretiyle boşanma kararının kesinleşmesine müteakip 1 ay içinde tescilinin yapılacağını kabul ettiğini, mahkemenin hükmü 05.11.2019 tarihi itibari ile kesinleştiğini, dolayısıyla anlaşmalı boşanma protokolü gereğince taşınmazın müşterek çocuklar adına tapuda tescilinin geçekleştirilmesi gerekirken karşı taraf bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, taşınmazın çocuklar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Davalı, davacının boşanma davasını serbest ve hür iradesi ile kabul etmiş bulunmaktadır. Taraflar yargılamada bizzat dinlenmişler, mahkeme huzurunda serbest iradelerini açıklamışlar, boşanma, boşanmanın mali sonuçları, maddi ve manevi tazminat konusunda anlaşma sağlamışlardır. Ayrıca tarafların aralarında anlaştıklarına ilişkin dava dilekçesine ekli anlaşma protokolü sunmuşlardır ve müşterek çocuk Beren Su Akkaya'nın velayetinin davacı anneye verilmesi talep edilmiştir. Bu şartlar altında evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılmasının kabulü gerekmiş olmakla, tarafların TMK'nın 166/3 maddesi gereğince anlaşma protokolü doğrultusunda boşanmalarına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. "gerekçesi ile; "Davanın KABULÜ ILE; tarafların TMK.'...

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadın vekili ile davalı erkek vekili tarafından ibraz edilen 05.10.2022 tarihli dilekçeler ile istinaf başvurularından feragat ettiklerini bildirdikleri, davalı erkek vekilinin istinaftan feragat dilekçesi ekinde tarafların 04.10.2022 tarihinde boşanma ve fer'ileri hususunda anlaştıklarına dair anlaşmalı boşanma protokolü sunduğu, tarafların sunduğu anlaşmalı boşanma protokolü gereğince dava başlangıçta çekişmeli boşanma olarak açılmış olsa da anlaşmalı boşanma olarak görülmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince anlaşmalı boşanma davası olarak görülmesi için tarafların bizzat dinlenerek anlaşmalı boşanma hususunda karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

    Davacılar, bahsi geçen boşanma protokolünün tarafı olmayıp lehtarları durumundadır. Boşanma ilamı ve boşanma ilamının eki boşanma protokolü eşler arasında yerine getirilmiştir. Davacılar tarafı olmadıkları protokolün yerine getirilmesinden kaynaklı zararlarının tazminini talep etmektedirler. Dava; TBK.nun 129. maddesinde düzenlenmiş olan “üçüncü kişi yararına sözleşme” hükümünden doğan zararın yine Türk Borçlar Kanununu uyarınca tazmini davasıdır. Görev ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. Maddesi uyarınca davanın TBK.nun uygulanmasından kaynaklı olması nedeniyle aile mahkemeleri dava görevli değildir. Davada HMK.nun 2. maddesi gereğince genel mahkemeler görevlidir. Yerel mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

    Somut olayda; taraflar 1999 yılında evlenmiş, 03.09.2010 tarihinde açılan dava ile aralarında düzenledikleri protokol çerçevesinde anlaşmalı olarak boşanmışlar, boşanma hükmü 06.09.2010 tarihinde kesinleşmiştir. 27.11.2013 tarihli boşanma protokolünün 6. maddesinde " taraflar işbu anlaşma mukabili tazminat ve nafaka hususunda birbirlerini gayrikabili rücu olmak üzere feragat ederler" hükmüne yer vermişlerdir. Davacı, boşanma davasındaki beyanında da "...boşanmanın mali ve sosyal sonuçları ile fer’i hükümleri hakkında düzenlemiş olduğumuz protokolü tekrarlayarak boşanmalarına ve bu protokolün tasdikine karar verilmesini talep ettiğini, protokolün 4.maddesindeki 30.000 TL'lik tazminatı vekilinin aldığını, kendisine vereceğini, evden çeyiz eşyalarını aldığını, başkaca eşya talebi olmadığını..." beyan etmiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2021 NUMARASI : 2021/687 ESAS-2021/692 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle taraflar arasında düzenlenen 22/11/2021 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır....

      Davacı kadın vekili; 11/04/2022 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuştur. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde Bölge Adliye Mahkemesince, duruşma yapılmaksızın ve kesin olarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilir (HMK m.353/1- a.6)....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile, tarafların boşanmalarına, tarafların karşılıklı olarak maddi-manevi tazminat, ziynet eşyası, çeyiz eşyası, ev eşyası ve katkı payı alacağı talepleri bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocukların velayetlerinin davalı anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, tarafların anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca; davalı lehine kullanılmak üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için aylık ayrı ayrı 500,00 TL iştirak nafakası olmak üzere toplam 2.000,00 TL nafakanın davacı tarafından davalıya ödeneceğinin tespitine, "Anlaşmalı Boşanma Protokolü" başlıklı 05/10/2021 tanzim tarihli protokolün usul ve yasaya uygun bulunmakla mahkeme tarafından tasdiki ile, iş bu kararın ekinden sayılmasına karar verilmiştir....

      Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, davacı kadın tarafından 06.05.2009 tarihinde taraflarca imzalanan boşanma protokolü eklenilerek anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) açıldığı, sunulan 05.05.2009 tarihli boşanma protokolünde “anne....’ye boşanma kararı kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak 5 yıl boyunca 2.000 TL ödenecek, 5 yılın sonunda anne işsiz kalırsa iş bulana kadar 2.000 TL aylık ödenmeye devam edecektir, başka biri ile evlenmesi halinde yoksulluk nafakası kesilecek ve ödenmeyecektir." şeklinde düzenleme yapıldığı, tarafların duruşmada bizzat hazır bulunarak bu protokolü tekrar ettikleri, mahkemece yapılan yargılama sonunda ise tarafların Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği, hüküm kısımının 5. bendinde boşanma kararı kesinleştikten sonra geçerli olmak üzere 2.000 TL nafakanın 5 yıl boyunca davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5 yıl sonrasında davacının evlenmemiş olması durumunda nafakanın aynen devamına, 6. bendinde de...

        Somut olayda davacı, davalı karı-koca arasında mal kaçırma amacıyla yapılan tasarrufların, İİK.nun 278/1 maddesi gereğince iptalini içeren dilekçesini, 9.4.2008 tarihli dilekçesiyle ıslan etmiş, davalıların Demirköy Aile Mahkemesinin 2006/1-2 sayılı ilamıyla muvazaalı boşandıklarını, 6.12.2006 tarihinde tekrar evlendiklerini, boşandıkları dönemde fiilen birlikte yaşadıklarını, ilamın yetkisiz mahkemece verildiğini, dava konusu devirlerin boşanma protokolü gereğince yapıldığını ileri sürerek, kesinleşmiş boşanma ilamının HUMK.nun 446. maddesi gereğince iade-i muhakeme yoluyla iptalini istemiş; mahkemece, ıslah yoluyla iade-i muhakeme davasına çevrilen davaya bakma yetkisinin, boşanma ilamını veren mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu