ın davalının eski eşi olduğu, diğer iki davacının ise bunların çocukları olduğu, davacı ... ile davalının boşanma davası sırasında 28.09.2007 günlü "Boşanmak için anlaşma protokolü" başlıklı protokolü imzaladıkları, daha sonra boşanmanın gerçekleştiği, protokole dayalı olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; protokolün tartaşılması gerektiği gözlenmekle, uyuşmazlığın çözümünde Aile Mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/11/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, 20.7.2004 tarihli protokolün boşanma protokolü olup boşanma davasında mahkeme tarafından onaylanmadığını, protokol koşullarının gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, boşanma protokolü niteliğinde bulunan 20.7.2004 tarihli protokolün boşanma davasında onaylanmadığı için geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddi ile davacıdan kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacınını aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-İ.İ.K.'Nun 72/5. Maddesi uyarınca davacı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanısıra, icra takibinin kötüniyetli yapılması gerekir....
MAHKEMESİ Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma protokolü hükümlerinin uygulanması, olmazsa uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, "taraflar arasında düzenlenen 01/02/2011 tarihli boşanma protokolü kapsamında tarafların Bakırköy 1.Aile Mahkemesinin 2011/126- 146 EK sayılı ilamıyla boşandıkları, boşanmanın taraflar arasında düzenlenen protokole göre gerçekleştiği, tarafların serbest iradesiyle düzenledikleri 01/02/2011 tarihli boşanma protokolü ve 06/04/2011 tarihli hisse devir sözleşmesine göre davalının şirketteki tüm haklarını aktif ve pasifiyle birlikte davacıya devrettiği, her iki sözleşmede de şirkete ait borçların zaman dilimi belirtilmeksizin davacıya ait olacağının açıkça ifade edildiği, bu nedenlerle davalının şirketteki hisselerini devralan davacının şirkete ait yapmış olduğu vergi borcuna ilişkin ödemeyi davalıdan talep edemeyeceği ve bu nedenlerle davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının reddine, " karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, "taraflar arasında düzenlenen 01/02/2011 tarihli boşanma protokolü kapsamında tarafların Bakırköy 1.Aile Mahkemesinin 2011/126-146 EK sayılı ilamıyla boşandıkları, boşanmanın taraflar arasında düzenlenen protokole göre gerçekleştiği, tarafların serbest iradesiyle düzenledikleri 01/02/2011 tarihli boşanma protokolü ve 06/04/2011 tarihli hisse devir sözleşmesine göre davalının şirketteki tüm haklarını aktif ve pasifiyle birlikte davacıya devrettiği, her iki sözleşmede de şirkete ait borçların zaman dilimi belirtilmeksizin davacıya ait olacağının açıkça ifade edildiği, bu nedenlerle davalının şirketteki hisselerini devralan davacının şirkete ait yapmış olduğu vergi borcuna ilişkin ödemeyi davalıdan talep edemeyeceği ve bu nedenlerle davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının reddine, " karar verilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekiline 29.05.2022 tarihinde usulünce tebliğ edilmiş, davalı erkek vekilince tamamına karşı temyiz talebinde bulunulmuş, davacı kadın vekili tarafından ise temyiz dilekçesi ile temyiz süresi içerisinde dosyaya 16.05.2022 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü sunulmuştur. Davacı tarafça sunulan iş bu anlaşmalı boşanma protokolü başlıklı dilekçeden, tarafların boşanma ve boşanmanın mâli sonuçları ile velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi konusunda anlaşmaya vardıkları anlaşılmaktadır. Davacı tarafça sunulan temyiz dilekçesi ve ekindeki anlaşmalı boşanma protokolü davalı tarafa usulünce 01.02.2023 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafça temyiz dilekçesine ve ekindeki protokole karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Yerel mahkemenin nitelendirmesine göre uyuşmazlık, boşanma protokolü ile belirlenmiş olan nafakaya ilişkin düzenlemenin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocuğun durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....