Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı erkek, tarafların anlaşmalı boşanma konusunda anlaştıklarını, boşanma protokolü imzaladıklarını, bu protokole göre kendi adına kayıtlı taşınmazın yarısını boşanma ile birlikte davalı kadına devredileceğini taahhüt ettiğini, bunun üzerine boşanma davası kesinleşmeden taşınmazın yarısını davalı kadına devrettiğini, ancak taşınmazın devrinin ardından davalı kadının boşanma davasından feragat ettiğini belirterek dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı 1/2 hissesinin iptali ile tekrar kendi adına devir ve tescilini dava ve talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı kadının boşanma davasından feragat etmesiyle edimini yerine getirmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Tarafların anlaşmalı olarak boşanmaları nedeniyle, dava dilekçesinde herhangi bir vakıa belirtilmemiştir. Anlaşmalı boşanmaya ilişkin Karar kesinleşmeden davalı 04/02/2020 tarihinde vefat etmiştir. Davalının ölümünden sonra kusur tespiti yönünden davayı takip eden mirasçılarının yeni vakıa ileri sürmesi ve delil bildirmesi olanaklı değildir. Bu sebeple davalı mirasçılarının kusur yönünden yerel mahkemenin kararının kaldırılması istemine yönelik istinaf istemlerinin reddine, Davalının vefat etmesi nedeniyle evlilik birliği ölümle sona erdiğinden boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davalı mirasçılarının kusur tespiti yapılması yönündeki istinaf başvurularının REDDİNE, II-Davalı mirasçılarının kusur tespiti yapılması istemleri dışındaki istinaf başvurularının KABULÜ ile; Alanya 2....

    Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.nun 166/1- 2. mad.) olarak görülmesi gerekir....

    Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.nun 166/1- 2. mad.) olarak görülmesi gerekir....

    Dava anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....

    Dava anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....

    DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı 19/06/2020 günlü dava dilekçesinde özetle, davalı ile 27/09/2005 tarihinde evlendiklerini, müşterek üç çocuklarının olduğunu, davalı ile aralarında evlendikten sonra anlaşmazlıklar olduğunu, evliliklerini sürdürmelerinin imkansız hale geldiğini, boşanmaya karar verdiklerini, protokol düzenlediklerini, boşanmalarına karar verilmesi talebi ile dava açılmıştır. Davacı duruşmadaki beyanında ; "Dava dilekçemi aynen tekrar ediyorum. Davalı ile 2005 yılından bu yana evliyiz. Evliliğimiz geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmiştir. Davalı ile konuşup anlaşmalı boşanma hususunda bir karar aldık. Boşanma dilekçesi ekinde sunduğum anlaşmalı boşanma protokolü altındaki imza bana aittir....

    Dava, taraflar arasında imzalanan ve boşanma davası neticesinde verilen tazminat alacağı ile nafaka alacağı hakkından vazgeçilmesi ile bir kısım taşınmazların karşılıklı olarak devrini öngören ve bazı şartlar altında uzlaşmayı ihtiva eden sözleşme şartlarının ihlal edilerek başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacı ile davalı arasında, Borçlar Kanunu hükümlerine göre düzenlenmiş sözleşme ilişkisi mevcut olup, uyuşmazlıkta TMK'nın aile ve mal rejimine ilişkin hükümlerin tatbikini gerektiren bir husus bulunmadığından, davada görevli mahkeme aile mahkemesi değil, genel mahkemelerdir. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/11/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

      Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, davacının davalı ...'a, kendisinin borçlu, davalı ...'in lehdar, davalı ...'in ciranta olduğu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacı ile davalı arasında görülmekte olan boşanma davasının halen derdest olduğu,uyuşmazlığın çözümünde eşler arasındaki mal rejimini düzenleyen Medeni Kanun hükümlerinin tartışılması zorunluluğunun bulunduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Antalya 3. Aile Mahkemesi ise, davacının, oğlu tarafından muvazaalı ve kötüniyetle yapıldığını iddia ettiği takipte borçlu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açtığı, bu haliyle davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Dosyanın incelenmesine göre; Davacı ile davalı ......

        Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; somut olayda hakim huzurunda onaylanmamış olan bir anlaşmalı protokol geçersiz olacak ve bu protokole ilişkin işlem yapılamayacağını, işbu nedenle davalının takibe konu ettiği senetler 13/09/2017 tarihli anlaşma protokolü başlıklı sözleşmeden doğduğu ve bu sözleşmenin hakim tarafından onaylanmayarak tarafların 22/07/2017 tarihli boşanma protokolü ile boşandıkları nazara alındığında müvekkilin davalıya herhangi bir borcu olmadığı anlaşılacağını, müvekkilin davalı yana borcunun olmadığının tespiti ile icra takibine konu 13/09/2017 düzenleme tarihli 30/04/2019 vade tarihli 100.000 TL bedelli bono ile 13/09/2017 düzenleme tarihli 30/10/2019 vade tarihli 100.000,00- TL bedelli, 13/09/2017 düzenleme tarihli 30/04/2020 vade tarihli 100.000,00- TL bedelli bonolar nedeniyle müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespiti ve bu senetlerin iptalinin içerir yerel mahkeme kararının onanmasını, davalı yanın hak...

        UYAP Entegrasyonu