Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemenin yukarıda belirtilen red gerekçesi; mahkemece düzenlenen uzman roporlarının içerikleri, çocuğun baba yanındaki fiziksel ve sosyal ortamı, çocuğun baba hakkındaki olumlu düşünceleri, velayetin babadan alınmasını gerektirir ciddi sebeplerin ispatlanamaması, annenin tek yaşaması nedeniyle işe gittiğinde çocukla ilgilenecek bir yakınının olmaması, buna rağmen babanın yaşadığı evde babanın ikinci evliliğinden dünyaya gelen bir kardeşinin ve anne diye hitap ettiği babanın ikinci eşinin bulunması, çocuğun baba yanından alınmasının çocuğun daha çok üstün yararına olacağının kanıtlanamaması ve her hafta sonu anne ile çocuğun rahatça görüşebildiğinin anlaşılması karşısında, usul ve yasaya uygun görülmüş, çocuğun çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade edeceği görüşe önem verileceği hususu da dikkate alındığında; sırf çocuğun gürüşüne itibar edilerek velayetin değiştirilmesine karar verilmemesinde hata bulunmamıştır....

(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. * Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar. (TMK. md. 183, 349) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez. O halde kararın düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesine uygun düşer....

    İlk derece mahkemesinin müşterek çocuğun velayet düzenlemesine ilişkin asıl davanın kabulü ile velayetin davacı-davalı anneye verilmesi nedeniyle davalı-davacı tarafından birleşen dava ile açılan velayet düzenlemesi davasının reddine karar vermesi gerekirken" karar verilmesine yer olmadığına" dair kararı doğru bulunmamış ise de istinaf edenin sıfatı dikkate alınarak bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir. Davalı-davacının iştirak nafakası yönünden; TMK'nun 327. maddesinin 1.fıkrasında "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır" aynı kanunun 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder" 329/1 maddesinde de "küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir" hükmü yer almaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, tarafların ortak çocukları 2007 doğumlu İrem'in velayeti boşanma kararı ile birlikte anneye bırakılmıştır. Baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri vc ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

        Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. 15. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup, bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunludur. 16. Belirtilmelidir ki, velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. 17....

          Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....

          Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden, müşterek çocuklardan 2003 doğumlu ....'ın, 09.06.2014 tarihinden itibaren davacı babanın yanında kaldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken bu çocuk yönünden iştirak nafakasının kararın kesinleşmesi tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sunulan rapora göre velayetin annede kalmasında herhangi bir olumsuzluk bulunmadığının görüldüğünü, dosyada alınmış raporda çocuğun yatılı olarak okumak istememesine rağmen davacı baba tarafından yatılı okumaya zorlandığını, bu manada çocuğun davacı baba yanında kendi istek ve kararları doğrultusunda değil, zorlamalar ile yaşadığının görüldüğünü, davacı babanın geçici velayet görevine aykırı olarak hareket ettiğini, davacı babaya velayetin verilmesi halinde davalı anne ile çocuk arasındaki bağın kopacağının açık olduğunu, raporda belirtildiği üzere, çocuğun yaşı nazara alındığında velayet konusunda görüşünün sorulmasının hukuki bir gereklilik olduğunu, ancak bu görüş sormada, çocuğun davacı baba veyahut başkalarınca baskılanmasının engellendiği bir ortamda özgürce fikrinin sorulması gerektiğini, dosyada ortak velayetin tartışılması gerektiğini, ulusal ve uluslararası hükümler uyarınca ortak velayete yönelik tartışmanın yapılması gerektiğini...

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 336 ncı maddesinde, (eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmadan) evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın, velayeti birlikte kullanacağı öngörülmüş ve 342 nci maddesinde de ana ve babanın velayetleri çerçevesinde çocuklarını temsil edecekleri ilkesi yine ayırım yapılmadan getirilmiştir. Emredici nitelikteki bu yasa kuralı evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden de geçerlidir. Buna göre, asıl olan eşlerin birlikte dava açmaları ise de, bunlardan birisi tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip olumlu iradesini ortaya koyması ile velayetin birlikte kullanılması gerçekleşmiş olacağından yeterlidir. Diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanamadığı davanın ise reddi gerekir....

              UYAP Entegrasyonu