WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Çocuk hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirildiğine göre ana ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden açılan bu davanın reddi yerine kabulü doğru görülmemiştir....

    Değerli çoğunluğun kararı ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 321 hükmü “babalık hükmü alanlar” yönünden de örtülü olarak kaldırılmış gözükmektedir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 321 hükmüne göre babalık hükmü alanlar yönünden çocuk, ana ve baba evli olmadığından “ananın soyadını” taşıyacağı halde değerli çoğunluğun bu kararı ile “babasının soyadını” taşır duruma gelmektedir/getirilmektedir. Başka bir anlatımla çocuğun “ana soyadı” kaybettirilmiştir/kaybettirilmektedir. Evlilik dışı çocuk neden “ana soyadı” yerine “baba soyadını “almaktadır?/almak zorunda bırakılmaktadır? Baba soyadının ne özelliği vardır ki “evlilik dışı” bir çocuk için “babalık hükmü alanlar” yönünden de bu uygulamaya geçilmiştir/geçilmektedir? Kadın erkek eşitliği açısından bakıldığında “evlilik dışı çocuk” açısından ana soyadı ile baba soyadının birbirine üstünlüğünden söz edilemez....

      Sorun, tıbbi müdahalenin amacı, niteliği, sonuçları ve müdahale edilmemesi halinde, ortaya çıkabilecek tehlikeleri hakkında ana ve baba aydınlatıldığı halde rıza göstermemeleri halinde nasıl hareket edilmesi gerektiğindedir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukla ilgili her türlü kararlarda onun üstün yararının esas olduğunu öngörmektedir. Diğer yandan Türk Medeni Kanunu da yukarıdaki uluslararası sözleşme hükümlerine paralel olarak ana ve babanın velayetleri altındaki çocukların bakım, bedensel, zihinsel, ruhsal ve toplumsal gelişmeleri konusunda onların menfaatini göz önünde tutarak, gerekli kararları alacaklarını ve uygulayacaklarını kabul etmiştir (TMK md. 339/1, 340/1). Şu halde ana babanın çocuklarla ilgili karar alırken onların menfaatlerini ve üstün yararlarını göz önünde tutmaları asıldır. Buna aykırı bir tutum haklı görülemez....

        Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 23/1, 24/4, 86 ve 93. maddelerinde evlilik dışında doğan çocuğun analarının bekarlık hanesine anasının soyadı ve onun bildireceği baba adı ile tescil edileceği, ana ve babanın evlenmeleri halinde buna ilişkin bildirim formu doldurularak çocuklarının baba hanesine öz baba adı ile nakledilecekleri, analarının bekarlık hanesindeki kayıtlarına gerekli açıklama yapılarak diğer kişisel durum değişikliği özel kütüğünden olay sıra numarası verilerek kayıtlarının kapatılacağı, anaları hanesine tescil edilmiş olup da baba hanesine taşınan ancak baba hanesi ile bağ kurulmamış kayıtlara rastlanıldığında ana hanesindeki kaydına Yönetmeliğin 86. maddesindeki açıklama yapılarak kaydın kapatılacağı, baba hanesine de bağ kurularak ana hanesiyle ilişkisinin belirtileceği öngörülmüştür....

          Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar..." ve aynı Kanunun 342. maddesinde "Ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler..." şeklinde yer alan düzenlemelere göre, anne ve babanın, çocuklarını, birlikte temsile yetkili olduğu, onbeş yaşını tamamlamakla birlikte onsekiz yaşını tamamlamayan mağdure ...'nin maruz kaldığı fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği hususunda rapor getirilip, algılama yeteneğinin bulunmadığının tespiti halinde mağdur çocuk adına şikayet hakkı ve kamu davasına katılma yetkisinin ortak velayet sahibi olan annesi ve babasına ait olduğu cihetle, baba ...'...

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmeden Ana-Babanın Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan küçüklerin evlat edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk derece mahkemesince, evlat edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüklerin kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK'nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlat edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmede Ana-Babanın Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan küçüğün evlat edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk derece mahkemesince, evlat edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüğün kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK'nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlat edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

                DAVA KONUSU : Ana Baba Rızası Arama- Velayetin Kaldırılması KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı kurum vekili 01/02/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; Küçük demirhan Durmuş'un 01/12/2015 tarihinde Fatih Çocuk Evleri Sitesi'ne yerleştirildiğini, çocuğun baba adının annenin beyanına göre nüfusa Emre Han olarak kaydedilmişse de anne ile yapılan görüşmede Şükrü isimli birinden bahsettiğini, ancak baba ile ilgili başka herhangi bir bilgiye ulaşılamadığını, çocuğun bugüne kadar baba olduğunu iddia eden bir itarafından aranıp sorulmadığını, anne ile ilgili de başka bir ile yerleştiği bilgisi alındığını ancak herhangi bir adres bilgisine ulaşılmadığını, çocuğu bakıcı bir ailenin yanına bırakarak gittiğini ve bir daha da arayıp sromadığını, bu nedenlerle Medeni Kanun'un 348- 311- 312....

                Hukuk Dairesinin 2020/660 Esas - 2021/5259 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle ; davanın esasına girilerek resen araştırma ilkesi uyarınca ilgili dosya hakkında yargılamanın yürütülmesine karar verilmesi gerekirken , iş bu dosyanın mahkememizin bir diğer ana - baba rızası aranmamasına ilişkin yine Yargıtay tarafından bozularak mahkememizin 2021/433 E. Sayılı dosyası ile sehven karıştırıldığı, aynı gün 50 dosyayla duruşmaya çıkılması, ilgili dava dosyalarının peş peşe olması, dosyaların davacılarının ve konusunun aynı olmasından bahisle mahkememizin 2021/433 E. Sayılı dava dosyası ile sehven karıştırılan iş bu dava dosyası hakkında konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulduğu, mahkememizce iş bu dava dosyasına konu hükümde değişiklik de yapılamadığından aşağıdaki şekilde karar verilerek hüküm kurulmak zorunda kalındığı” gerekçesiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

                  Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı annenin 08.08.2000 tarihinde baba .... . ile evlendiği, baba ....’nın 15.03.2012 tarihinde öldüğü, küçük ...’nın velayetinin davalı annede olduğu, taraf ve tanık beyanlarına göre küçük ...’nın bir yılı aşkın süredir davacıların yanında kaldığı, halen davacılar ile birlikte yaşadığı, davalının küçük ...’nın davacılar tarafından evlat edinilmesine rıza gösterdiği, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 309/1. maddesinde “Evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir.” 312/1 ve 2. maddelerinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir....

                    UYAP Entegrasyonu