Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un mirasçısı olarak geriye 30.11.1997'de vefat eden ana baba bir kardeşi ... 'un eşi ... , ... 'un çocukları ... , ... , ..., ... , ... ve ... ile 19.02.1993'te vefat eden baba bir anne ayrı kardeşi ...'in çocukları ... , ... ve ... kalmıştır. TMK 496. maddesi gereğince murisin anne tarafına düşecek miras payı sadece anne bir kardeşi ... mirasçılarına, baba tarafına düşecek miras payı ise hem ana baba bir kardeşi ... mirasçılarına hem de baba bir ana ayrı kardeşi ... mirasçılarına dağıtılması gerekir. Mahkemece, mirasçıların tespitinde bir yanlışlık yapılmamıştır. Ancak, muris ile ... 'un ana baba bir, ... ile baba bir ana ayrı kardeşlik durumu dikkate alınmadan miras paylarının hatalı dağıtımına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....

    olan baba adının ise "..." olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacının mevcut hanesindeki nüfus kaydı vatandaşlıktan çıkarılması nedeni ile kapalıdır. Mahkemece de tescile dair hüküm kurulmayıp tespitle yetinilmiş ise de,davacının ana ve baba adı değiştirilmiş, ana ve baba olarak geçen kişilerle herhangi bir bağ kurulmamıştır. Nüfus kaydındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Davanın bu niteliği gözönüne alınarak, kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın kaydın doğru olarak tespiti zorunludur. Davada, iddia ile ilgili olarak DNA araştırması yaptırılıp, davacının ... ve ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, ana-baba adı ile soyadının değitirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

        Yasal mevzuat hükümleri çerçevesinde evlat edinmenin evlat edinilenin küçük olması halinde;evlat edinmek isteyen eşlerin en az 5 yıldır evli olmaları veya 30 yaşını tamamlamış olmaları,evlat edinilmek istenen küçüğün 1 yıldır bakılmış veya eğitilmiş olması,ana babanın rızası ile küçüğün rızası ve evlat edinecek kişilerin başka çocuğu varsa diğer çocukların yararlarının zedelenmemesi şartıyla kabul edileceği öngörülmüştür. Evlet edinmede- ana- babanın rızasının aranmamasına ilişkin yapılan değerlendirmede, TMK 311. madde Elvat Edinmede Anne - Baba rızasının aranmaması koşullarını düzenlemiş olup, aşağıdaki hâllerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz: l. Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa, 2. Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa" hükmüne amirdir....

        TMK'nın 327. maddesine göre, "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır." TMK'nın 329. maddesine göre, "Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir." Yapılan incelemede; tarafların evlilik dışı birlikteliğinden 14/11/2017 doğumlu Nehir Ergün isimli çocuklarının doğduğu, Diyarbakır 1. Aile Mahkemesinin 2017/1618 Esas ve 2019/1152 Karar sayılı 01/07/2020 tarihinde kesinleşen kararı ile soybağının düzeltilerek baba hanesine taşındığı, eldeki davanın 16/10/2020 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir....

        yi 10.07.2013 tarihinden itibaren bakıp büyütüp ihtiyaçlarını giderdiklerini, çocuk ile aralarında anne baba ilişkisinin kurulduğunu ileri sürerek kendileri tarafından ...'...

          ve babası olduğu, bunların eşit olarak mirasçı olacakları, miras bırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoylarının alacağı, bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün mirasın diğer taraftaki mirasçılara kalacağı; 497 nci maddesinde, altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçılarının, büyük ana ve büyük babaları olacağı, bunların, eşit olarak mirasçı oldukları, miras bırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoylarının alacağı, ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babalardan birinin altsoyu bulunmaksızın miras bırakandan önce ölmüş olması durumunda, ona düşen payın aynı taraftaki mirasçılara kalacağı, ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babaların ikisinin de altsoyları bulunmaksızın miras bırakandan önce ölmüş olması durumunda, bütün mirasın diğer taraftaki mirasçılara kalacağı, sağ kalan eş olması durumunda...

            Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Çocuklar hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirildiğine göre ana ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden açılan bu davanın reddi yerine kabulüne karar verilmiş olması, Doğru görülmemiştir....

              Çocuk Mahkemesince koruma kararı verilip, kuruma yerleştirildiği ve bu nedenle evlat edinmede ana-baba rızası aranmaması kararının ilerde evlat edinme işlemleri sırasında istenebileceği anlaşılmaktadır (TMK. m. 312/2). Bu durumda, rıza aranmama kararının küçüğün kuruma yerleştirilmesinden "sonra" evlat edinme işlemi bulunmadan talep edilebilmesi söz konusu değildir. Koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece "davalı annenin çocuğun evlatlık verilmesini istemediği ve kurumun davasını ispat edemediği" gerekçesiyle talebin reddi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md.438/son, 6100 s....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlat Edinmede Ana-Baba Rızasının Aranmaması Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 13.12.2012 gün ve 19360-30172 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, oyçokluğuyla karar verildi. 11.03.2013 (Pzt.)...

                  UYAP Entegrasyonu