WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İtirazın iptali davalarında icra inkar tazminatına hükmedilmebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir....

    -Davacı Kurum vekilinin temyiz itirazları yönünden; Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen hak sahibi kız çocuğu konumundaki davalıya, yersiz ödenen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihi itibarıyla yürürlükte olan 67. maddesinin .... fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur....

      İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir....

        İcra Mahkemesince ödeme emrinin iptaline dair verilen kararın davacı tarafından istinafı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince dosyanın eksiklik nedeniyle İlk Derece Mahkemesine geri çevrilmesine kesin olarak karar verildiği, davacının iş bu kararı temyiz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesince ilamın kesin olarak verildiği gerekçesiyle Ek karar ile temyiz talebinin reddine karar verildiği, davacının iş bu Ek kararı temyiz ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin 19.01.2024 tarihli Geri Çevirme kararı kesin olarak verilmiş olup HMK'nın 341. Maddesi anlamında "nihai karar" olmayıp, eksiklik nedeniyle usulen geri çevirme kararı olup, temyiz kabiliyeti olmadığından Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddi kararı doğru olup, Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının onanması gerekmiştir....

          Alacağın bir başkasına devri (temlik) alacaklının iradesine, yani üçüncü kişiyle yapmış olduğu sözleşmeye, bir kanun hükmüne veya bir mahkeme kararına dayalı olarak gerçekleşebilir (KILIÇOĞLU, M. Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 16. B., Ankara 2012, s. 784). Alacağın temliki, 6098 sayılı TBK'nın 183 üncü ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Rızai temliki düzenleyen TBK’nın 183 üncü maddesi; “Kanun, sözleşme ve işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasının almaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.” hükmünü içermektedir. Bu hükümden de açıkça anlaşılacağı üzere; alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır....

            Mahkemece; Davacı borçlunun zamanaşımı şikayetinin kabulü ile, İİK 71 ve 33/a maddeleri uyarınca davacı yönünden Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2021/16714 esas sayılı takip dosyasının geri bırakılmasına, yönelik karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasalara aykırı olduğunu, alacağın temlikinin bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredildiğini, temlik edilen alacağın eski alacaklının mal varlığından çıkarak yeni alacaklıya intikal ettiğini, somut olayda icra dosyasındaki hak ve alacakların Arslan Kılıç tarafından müvekkiline devir ve temlik edildiğini bu nedenle Aslan Kılıç'ın davada husumet sıfatı bulunmadığını, davada taraf sıfatının temlik alanda olduğunu, Arslan Kılıç'ın taraf sıfatı bulunmadığından mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesinin yasalara aykırı olduğunu tüm bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.11.2017...

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde 2.276 TL. alacağın %10 gecikme tazminatı ile birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 06.06.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Yasanın 11. maddesinin (d) bendinde Yargıtay'a yapılacak temyiz başvurularında 60,00 TL. temyiz harcı alınmasına karşın, ayrıca alınması gereken (14,00) TL. temyiz harcının alındığına dair herhangi bir belge dosyada bulunmamaktadır....

                SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 21.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Bu durumda BK’nın 366. maddesi uyarınca işin yapıldığı 1998 yılı mahalli rayiçlerinden bedelin saptanarak hüküm altına alınması gerekirken dava tarihindeki rayiçlerden alacağın hesaplanması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 03.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu