"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'nun 19. maddesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin ... bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
olduğunu, gerekçeli kararda değinilen yargıtay kararının, somut olaya uygulanma ihtimali yoktur.tek taraflı olarak yalnızca davacı yanın delillerine dayanılarak, davalı yan olarak iddialarının ve delillerinin hiç bir şekilde tartışılmaması hatta delillerinin dahi getirtilmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, 6172 sayılı kanun yanlış yorumlanmış ve dava bu yorumla kabul edildiğini, öncelikle sulama yapılıp, yapılmadığının araştırılarak, şayet herhangi bir şekilde sulama yapıldığı tespit edilirse, borç miktarının kabulü mümkün olabileceğini, müvekkil söz konusu alanda ekiliş yapmamıştır, ekiliş yaptığına dair hiç bir delil yada delil başlangıcı emaresi dahi bulunmadığını, bilirkişi itirazlarının hiç bir şekilde değerlendirilmediğini, hukuki ve yanlış görüş içeren bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis edildiğini, 6172 sayılı kanun, hukuka aykırı yorumlanmış, sanki su kullansın kullanmasın, sulama birliklerinin önüne gelen herkesten sulama ücreti alma...
Sayılı dosyasında ileri sürülmesi gerektiği, zira yukarıda açıklandığı üzere mahkememizin kabulüne göre sulama fişlerine konu alacaktan davalının sorumlu olduğu, bu aşamadan sonra aynı alacağa ilişkin faklı kişiler aleyhine dava açılmış olmasının eldeki davayı ilgilendirmediği anlaşıldığından bu yöndeki savunmalara da itibar edilmediği eldeki davanın, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu kapsamında sulama bedeli alacağına ilişkin olup, 6183 sayılı Kanunda düzenlenen gecikme zammının bu nev’i alacaklar için istenmesi yasal olmadığı bu nedenle hüküm altına alınan alacağa yasal faiz uygulanmasına karar verildiği " gerekçesiyle davanın kabulüne, 6.701,85 TL'nin 31/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 4.294,11 TL'lik talep yönünden dava konusuz kaldığından bu miktar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Diğer bir anlatımla, özel yasa niteliğindeki 3213 sayılı Maden Kanunundan kaynaklanan davada sebepsiz zenginleşmeye ilişkin bir nitelendirme yeralmamaktadır. (6110 sayılı kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi) Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; dosyanın Hukuk Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 20.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, sulamayı kendi imkanlarıyla yaptığını, davacıdan sulama hizmeti almadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu borca dair davacının yetkili organlarınca alınmış bir karar ile bilgi ve belgenin bulunmadığı, genel mahiyette alınmış kararların davalıyı borçlu durumuna sokmayacağı gerekçesiyle istem reddedilmiştir. Davacı 6172 sayılı Kanun uyarınca görev yapan bir kamu tüzel kişisidir. Anılan Kanunun 2. maddesinde '' Su kullanım hizmet bedeli'' ve ''katılım payı'' tanımlanmış olup; bu tutarın birlik meclisi tarafından belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Aynı maddede birliğin görev alanında sulama yapan veya yapacak olan kişiler su kullanıcısı olarak tanımlanmıştır. Anılan Kanunun yürürlüğe girmesinden önce ise; sulama birlikleri 5355 sayılı Mahalli Birlikler Kanunu uyarınca görev yapmakta olup benzer düzenlemeler bu kanunda da yer almaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/04/2021 NUMARASI : 2018/92 ESAS, 2021/240 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali KARAR : İDDİA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacının 6712 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu uyarınca kurulmuş kamu tüzel kişiliği olduğunu, davalı T3 ait Mersin ili, Akdeniz ilçesi, Adanalıoğlu Mah. 186 ada, 9 parsel ve 194 ada 4 parsellerde kayıtlı arazilerinin davacıya ait sulama (proje) sahası içinde yer aldığını, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu gereğince davalı yanın kanunda tanımlanan anlamı ile müvekkil kurumun görev alanı içerisinde su kullanıcısı olup hizmet bedeli ödemekle yükümlü olduğunu, su kullanım hizmet bedelinin her yıl Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlendiğini, 2013- 2014- 2015 yıllarına ait su kullanım bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara 12....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 01/07/2014 NUMARASI : 2013/215-2014/212 -KARAR- Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih ve 2014/1 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14. maddesini değiştiren 6110 sayılı Yasa'nın 8. maddesinde, daireler arası iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'na tabii birlikten su alan ve bedelini ödemeyen davalıdan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava; Sulama Tesisinden Faydalanma Sözleşmesinden kaynaklı, tarlaların sulanamamasından dolayı uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; Sulama birliklerinin Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulduğu, tesislerin yapım, bakım ve onarımının T3 ekipleri tarafından yapıldığı, tesis masraflarının DSİ tarafından karşılandığı, birlik başkanının DSİ personeli arasından atandığı, bu itibarla davada idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile yargı yolunun caiz olmaması dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dosyanın istinaf sebepleri ile birlikte HMK nun 355. maddesi çerçevesinde incelenmesinde; 6172 sayılı Sulama Birliği Kanununun 1/2 maddesi gereğince, sulama birlikleri kamu tüzel kişiliğini haiz olup, yasada yer almayan hususlarda, özel hukuk hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir....
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı kararı gereğince; istinaf kanun yoluna başvuru incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 07/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesinin 05/05/2016 tarih, 2015/16461 Esas 2016/6217 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere davalının 6172 sayılı Kanun kapsamında kurulan bir sulama birliği olduğu, 6172 sayılı Kanunun 2/j maddesi uyarınca sulama birliklerinin su kullanıcılarında su kullanım hizmet bedeli isteyebilecekleri, davalının sulama birliğinden hizmet alıp almadığının araştırılması gerektiği, hizmet alınmış ise karşılığında ödenmesi gereken bedelin belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği içtihat olunmuş, somut dosyamıza bakıldığında; ziraat mühendisi bilirkişinin raporu ile de sabit olduğu üzere davacının, davalı sulama birliğinden sulama hizmeti almadığı, taşınmaz üzerinde keşif tarihi ve tutanakların tanzim edildiği tarihler itibariyle sulu tarım yapılmadığı, kuru tarım yapıldığı, davalı kurumun herhangi bir sulama hizmeti vermeksizin bedel tahakkuk ettirip ödeme talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, davacının kendisinden talep edilen 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 sulama dönemleri...