Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sunulan banka kayıtlarında bu alacakların ödendiğine ilişkin bir kayıt görülmemiş ve yazılı delil ile ispatlanan alacakların tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Davalı yanın kendi düzenlediği belgeye istinaden ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekle, davalı tarafça adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Tanıkların dinlenmesinin ödeme hususunun ispat edilememesi karşısında bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde değildir....

Bitkisel Yağlar Limited Şirketi'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla, şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ... tarih ve ... ila ... sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir. İLGİLİ MEVZUAT: 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un "Ortak hükümler" başlıklı 9. maddesinin 10. fıkrasının (b) bendinde, bu Kanun hükümlerinin 6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden alacaklar hakkında uygulanmayacağı ifade edilmiştir. 1 Seri Nolu Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7143 Sayılı Kanun Genel Tebliğde, Kanunun 9. maddesinin onuncu fıkrasının (b) bendi gereğince, 6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden alacakların (matrah ve vergi artırımı ile işletme kayıtlarının düzeltilmesinden kaynaklanan vergiler) 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılmasının mümkün bulunmadığı belirtilmiştir....

    XXX - KARŞI OY: 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 4. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca tahsilinden vazgeçilen alacakların, her birinin tutar itibarıyla ayrı ayrı değil, tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine konu edilen alacakların toplam tutarı bir bütün olarak değerlendirilerek değinilen kuralda yer alan şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin ortaya konulması gerekmektedir....

      Davalı vekili davacının yıllık izinlerini kullandığı, davacının alacakların zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş ise de, yıllık izin ücreti alacağının dava konusu olmadığı, hükmedilen alacakların fesih tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu dava ve ıslah tarihleri itibariyle alacakların zamanaşımına uğramadığı, davada yalnızca davalı olarak T3 görüldüğü, kanun yolu aşamasında yapılan ihbar talebinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Yine hükmedilen alacakların kabul dayanağının tanık beyanı olmadığından, tanıkların husumetli olduğunun ileri sürülmesi de mesnetsizdir. Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıda gösterildiği şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir....

      Somut olayda, taraflar arasında---imzalanarak bu kapsamda -- teslim edildiğini, alacağın araçların erken iade edilmesi, onarım bedeli, araçların sözleşmede öngörülenden daha fazla kullanılmasından kaynaklı -- cari borç bakiyesi nedeniyle oluşan alacakların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, davacı taraf dava dilekçesinde söz konusu alacakların dayanağının davalı tarafa -- kaynaklandığını beyan ettiği, dolayısıyla davacının alacak taleplerinin kira sözleşmesinden kaynaklandığının anlaşılmakla kira sözleşmesinden kaynaklanan bu davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

        Davalının eldeki dosyada ileri sürdüğü ödeme itirazı 2012 yılına ilişkin olup, bu davada 14/10/2012 tarihine kadar olan alacakların tahsili, mahkemenin 2019/67 esasına kayıtlı davada ise 14/10/2012 tarihinden sonraki döneme ilişkin alacakların tahsili talep edilmiştir. Şu halde, davalının 2012 yılına ilişkin ödeme itirazının her iki dava dosyasına ilişkin olma olasılığı bulunmaktadır. Bu itirazın isabetli şekilde değerlendirilebilmesi her iki dosyanın birlikte incelenmesinde fayda vardır. Davacının farklı dönemlere ilişkin aynı türdeki alacak talepleri yönünden sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi için, hem önceki dönem alacaklarına ilişkin kesinleşen dava dosyasının bu dosya içine alınması, hem de henüz kesinleşmeyen sonraki dönem alacak taleplerine ilişkin dosyanın bu dosya ile birleştirilmesi gerekmektedir. Böylece gerek talep edilen alacakların doğru ve mükerrer olmayacak şekilde hesaplanması, gerekse davalının ödeme itirazının yöntemince değerlendirilebilmesi mümkün olacaktır....

          ye ihtar edilmesine rağmen alt işveren veya asıl işveren tarafından müvekkilinin süresinde işe başlatılmadığını, müvekkilinin asgari ücretin %50 fazlası oranında ücret aldığını, alt işveren hakkında alacakların tahsili bakımından Antalya 3.İş Mahkemesinin 2019/135 Esas sayılı dosyası üzerinden alacak davası açıldığını, bilirkişi raporu alındığını, dosyanın karara çıkmış olmasına rağmen alt işverenin borca batmasından dolayı alacakların tahsil imkanının kalmadığını belirterek asıl işveren yönünden dava açtıklarını ve 100,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL yıllık izin ücreti, 5.000,00 TL işe başlatmama tazminatı, 5.000,00 TL boşta geçen süre ücreti olmak üzere toplam 10.300,00 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir....

          Oysa davalı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde iş mahkemesi kararında dava konusu alacakların brüt olarak belirlendiğini ve icra takibi sırasında tahsili istenen alacak miktarlarının net alacak miktarı olarak yanlış çevrildiğini, davacının da bu miktara itiraz etmeyerek fazla ödeme yaptığını savunmasına rağmen, bu savunmanın reddine dair gerekçe yazılmadan talep gibi karar verilmiş olması yukarıda açıklandığı üzere mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması, Anayasa hükmü gereğince zorunlu olduğundan, mahkemece gerekçesiz bir şekilde ve usulün 388/3 maddesine aykırı olarak yazılı biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olmasından dolayı usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak iş mahkemesi kararındaki brüt alacakların nete çevrilerek belirlenecek asıl alacak miktarları üzerinden bir karar verilmelidir....

            Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dosya, yüklenici tarafından eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili, birleşen dosya ise iş sahibi kooperatif tarafından yüklenici adına ödenen sigorta bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, asıl davanın kısmen kabulü ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince sadece asıl dosya bakımından verilen karar yönünden temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle asıl dava tarihinin 07.05.2009 yerine karar başlığında 08.10.2009 olarak yazılmasının maddi hataya dayalı olup mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün olmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece hükme esas 21.06.2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davacı tarafından faturalandırılmamış alacakların da bedeli hesaplanmıştır...

              Davalı tarafça ıslah ile talep edilen alacağın 50.814,00 TL'lik kısmının zamanaşımına uğradığı ileri sürülmüş olup, talep edilen alacağın zamanaşımına uğrayan kısmı bu miktarı geçmediğinden ıslah tarihine göre zamanaşımına uğrayan alacakların belirlenmesi de yerindedir. Ancak, ıslah tarihine göre 29/05/2013 öncesi alacakların zamanaşımına uğradığı kabul edilerek bu tarihten sonraki alacaklar hesaplanarak hüküm altına alınmış ise de, zamanaşımına uğrayan alacaklar belirlenirken, dava ile talep edilen alacakların dikkate alınmaması hatalı olmuştur....

              UYAP Entegrasyonu