Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sonuç: Hüküm fıkrasının hükmedilen alacakların tahsiline ilişkin tüm bendlerdeki “...Davalıdan...” sözcüğünün çıkartılarak, yerlerine “...Davalılardan müştereken ve müteselsilen... ” sözcüklerinin yazılmasına, Hüküm fıkrasının karar ilam harcına ilişkin bendi ile yargılama giderlerine ilişkin bendinin çıkartılarak, yerlerine; “Davalı Bakanlık harçtan muaf olduğundan, Bakanlık aleyhine harca hükmedilmesine yer olmadığına, Kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 582,53 TL. karar-ilam harcından, davacının yatırdığı peşin ve ıslahla yatırılan harcın mahsubu ile bakiye 426,28 TL. harcın davalı şirketten tahsili ile hazineye irat kaydına, Davacının yaptığı harçlar hariç toplam 410,00 TL. yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 156,25 TL. harç masrafının ise davalı Bakanlık harçtan muaf olduğundan, sadece davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,” paragrafının yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar...

    Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davalı vekili; ıslah edilen alacakların tamamına yönelik olarak davaya karşı öncelikle zamanaşımı def'inde bulunduklarını, bilirkişi raporunda hatalı hesaplama yapıldığını, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen lehe vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; İş sözleşmesinden kaynaklanan kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsili talebine ilişkindir....

    Davalı ASSİST vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili şirketin işçisi olmayıp husumet yönünden itirazda bulunduklarını,davacının belirsiz alacık davası açmada hukuki yararının bulunmadığını,talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının iş yeri özlük dosyasının müvekkili şirkette olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; Davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davalı Assist Rehberlik …A.Ş.vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının şirket çalışanı olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, yemek hizmetinin anahtar teslim olarak verildiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını alacaklardan diğer davalı şirketin sorumlu olduğunu belirterek istinaf isteminde bulunmuştur. Dava; Kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alçaklarının tahsili talebine ilişkindir....

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; banka hesaplarına konulan haciz yoluyla tahsil edilmek istenen alacakların tahsili için düzenlenen ödeme emirlerinin bir kısmı hakkında uyuşmazlığın esası yönünden henüz … Vergi Mahkemesince hiç karar verilmediği, diğerleri hakkında ise karar düzeltme aşamasına ilişkin yargı sürecinin devam ettiği anlaşıldığından, kesinleşmemiş alacakların cebren tahsili için davacının banka hesaplarına haciz uygulanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacının istinaf isteminin kabulüyle Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....

      Somut olaydaki öncelikli uyuşmazlık, prim borcu nedeniyle konulan haczin kaldırılıp kaldırılamayacağı hususunda hangi mevzuata göre değerlendirme yapılacağına ilişkin olup, 5510 sayılı ........ 01.10.2008 günü yürürlüğe giren “Devir, temlik, haciz ve Kurum alacaklarında zamanaşımı” başlıklı 93. maddesinde, "sigortalıların aylıklarının, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği" hüküm altına alınarak, Kuruma, 88. madde kapsamındaki alacakların takip ve tahsilinde yaşlılık aylıkları üzerinde haciz işlemi uygulayabilme olanak ve yetkisi verilmiştir....

        Yazılı gerekçe ile bu alacakların tamamının kabulüne karar verilmesi hatalıdır. 3.Mahkemece davalının harçtan muaf olduğu kabul edilmesine rağmen, davacıdan peşin alınan harcın isteği halinde davacıya iade edilmesine karar verilmesi gerekirken, bu harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine şeklinde hüküm tesisi de usule aykırı olup ayrı bir bozma nedeni yapılmıştır. 2.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 18.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          O halde yukarıdaki açıklamalar nedeniyle daha önce takip konusu edilmeyen aynı ilama dayalı alacakların harcı yatırılarak aynı takip dosyası üzerinden tahsili gerektiğinden istemin kabulü ile ikinci takibin iptali gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra Müdürlüğü’nün 2013/12228 esas sayılı dosyası ile dayanak ilamda hükmedilen asıl ve feri alacak kalemlerinin tamamı için ilam vekillerinden Av....... aracılığıyla 30.07.2013 tarihinde takip başlatırken; alacaklılardan ..., ... ve ...’in ise yine aynı ilamda vekil olarak yer alan Av. ... aracılığıyla ilamda hükmedilen asıl ve feri alacakların 3/8’ü için 9.9.2013 tarihinde Elbistan İcra Müdürlüğü’nün 2013/2686 esas sayılı dosyasında ayrı bir takip başlattıkları görülmektedir. Borçlular vekili, ilk takip derdest olduğundan sonradan yapılan takibin ilk takibe mükerrer olduğunu belirterek Elbistan İcra Müdürlüğü’nün 2013/2686 esas sayılı icra takibinin iptalini istemiştir. Mahkeme’ce, şikayete konu takibin mükerrer olduğu, tahsili istenilen miktarın hangi usullere göre hesaplanıldığının belli olmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, itirazın iptali ve %40 icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının doktora eğitimini yapmak üzere kadrosunun geçici olarak ... Üniversitesi’ne tahsis edildiğini, ancak yabancı dil sınavını başaramadığından adına tahakkuk eden 74.201,26 TL'nin tahsili için yapılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiş; mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacı şirketin, kiracılarından tahsil edemeyerek icra ve dava takibi başlattığı alacakların, faaliyet alanı kapsamında ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 323. maddesinde belirtildiği şekliyle tahsilinin şüpheli olduğu, söz konusu alacakların hasılat olarak kayıtlara intikal ettirilmediği gerekçesiyle karşılık ayrılamayacağından bahisle ihtirazi kaydın kabul edilmemesi suretiyle yapılan tahakkukta hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan tahsili hukuka aykırı bulunan tutarın 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanmak suretiyle davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne bu kapsamda mahsup yoluyla fazladan ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu