Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Somut olayda; davalının bir hanımla gönül ilişkisi yaşadığı sabit olup, davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır. Davacının ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, davalının ise astsubay olduğu, lojman kirası ödediği anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik - sosyal durumları, ihtiyaçları, nafakanın niteliği, ortak çocuk Masal'ın 27/01/2012 doğumlu olması, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında, davacı ve ortak çocuk için takdir edilen tedbir nafakası miktarları fazla olup, TMK 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....

    Ayrıca davacının ikamet ettiği, dairenin elektrik, su, doğalgaz giderlerinin, dava tarihinden itibaren davalı tarafından giderilmesine karar verilmiştir.Karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, Türk Medeni Kanunun 197/2.maddesine göre; Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Yukarıda belirtilen kanun hükümlerine göre, eşlerden birinin diğerine yapacağı katkı, birliğin giderleri ile sınırlıdır. Mahkemece, davacı lehine 650 TL, müşterek çocuk içinde 500 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Takdir edilen bu nafaka miktarı birliğin giderleri değerlendirilmek suretiyle hükmedilmiştir....

      Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Somut olayda; tarafların sosyo-ekonomik durumlarının araştırılması sonucu dava tarihi itibariyle davalının öğretim üyesi olarak çalıştığı üniversiteden 2567 TL ücret aldığı, davacının müzik öğretmenliği son sınıf öğrencisi olduğu ve herhangi bir gelirinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda tarafların sosyo-ekonomik durumlarına uygun hakkaniyet gereği bir nafakaya karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.11.2012...

        Davacı, boşanma davasının reddinden sonra ortak hayatı kurmak istediği halde, davalının buna engel olduğunu ve konuta kendisini almadığını, halen kardeşlerinin yanında kaldığını ileri sürdüğüne, evlilik birliği devam ettiğine göre; dava, konutun tapu kütüğüne şerh konulması isteği yanında, Türk Medeni Kanununun 197'nci maddesinin (2.) ve (3.) fıkrasında yer alan "konut ve ev eşyasından yararlanmaya" ilişkin önlem alınması isteğini de içermektedir. O halde delillerin bu çerçevede değerlendirilerek, hasıl olacak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır....

          Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve “ayrı yaşamada haklılık” olgusunun kanıtlanması gerekir. Yargılama sırasında dinlenilen davacı tanıkları, tarafların evlendikten sonra davalının ailesi ile birlikte yaşadıklarını, davalının babasının davacıyı dövdüğünü, evden kovduğunu, davalının da bu duruma ses çıkarmayıp, davacıyı korumadığını, bu olaydan sonra da davacının baba evinde kaldığını, kocasının kabul etmediğini beyan etmişlerdir....

            Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve “ayrı yaşamada haklılık” olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda boşanma davası reddedildikten sonra davalının davacıyı eve kabul etmediği, davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu, davacının ev hanımı olduğu, babaevinde kaldığı, davalının ise orman işletme müdürlüğünde memur olduğu, lojmanda kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.nun ....maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken az miktarda tedbir nafakası takdir edilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....

              Aynı yasanın 197/2.maddesine göre de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yaralanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Somut olayda, davacı (kadın), ayrı yaşamada haklı olduğu iddiasıyla (davalı kocanın, bir başka kadınla gayri resmi evli olduğunu ve çocuklarının bulunduğunu belirterek), tedbir nafakası istemektedir. Tedbir nafakasının miktarı, davalı kocanın geliriyle orantılı olmak kaydıyla birlikte yaşadıkları zamanda eşine sağladığı geçim şartlarını ayrı yaşama hallerinde de sağlayacak oranda olması gerekir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, özellikle davalının gelir durumuna göre takdir edilen nafaka miktarı fazladır. ....

                ye ait giyim eşyasından oluşan 16 karton kutuda yer alan 138 kg emtianın ...'ya davalıya ait uçakla taşıttırıldığını, ancak 16 kutu eşyanın tamamının kaybolduğunu ve gönderilene teslim edilemediğini, müvekkilinin bu nedenle sigortalısına 04/02/2012 tarihinde 41.621,00 TL ödediğini, ödemeden sonra davalıya başvurulduğunu, davalının sınırlı sorumluluk nedeniyle ancak 5.576,65 TL ödeyebileceğini bildirdiğini, davalının sınırlı sorumlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek 41.621,00 TL tazminatın 04/02/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                  Dava, eşler arasında ziynet ve çeyiz eşyasından kaynaklanan alacak davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemelerce verilecek her türlü kararların gerekçeli olması TC Anayasası'nın 141.maddesi gereğidir. Mahkeme hükmünün gerekçesinde nelerin bulunması gerektiği HMK.nun 297.maddesi hükmünde gösterilmiştir. Bu hükme göre delillerin tartışılması, red ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen olaylar ile bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin kararda gösterilmesi zorunludur. Ayrıca gerekçe ile hüküm fıkrasının birbiri ile çelişki yaratmaması gerekir....

                    Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 24.05.2003 tarihinde evlenip bu evlilik birliğinden 2005 doğumlu bir tane müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının kusurundan kaynaklanan sebeplerden dolayı 26.03.2012 tarihinden itibaren tarafların ayrı yaşamaya başladıklarını, davalı kocanın evlilik birliği gereklerini yerine getirmediğini ileri sürerek davacı kadın ve müşterek çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı kadının ayrı yaşamaya hak kazandığı anlaşılmakla davacı için aylık 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline ancak engelli olan müşterek çocuk için devletten 650 TL bakım parası alındığı, devlet tarafından ödenen bakım ücretinin çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta yeterli olması nedeniyle müşterek çocuk için nafaka isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu