Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31/03/2016 tarih ve 2015/23-2016/59 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirketin diş hekimliği için ürünlerden ağız ve diş sağlığına yönelik ürünlere, giyim eşyasından zımpara kağıdı ve yapışkanlara kadar 45’i aşkın ürün sahasında ve bunlara ilişkin hizmet sektöründe faaliyet gösterdiğini, 2008/11505 ve 2009/65434 numaraları "..." ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2012/84844 kod numarası ile “...” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin itiraz ettiğini ancak itirazının ... tarafından...
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda; davacı ayrı yaşamada haklı olduğunun ispatı hususunda tanık deliline başvurmuştur. Ancak, dinlenen tanık beyanları, tarafların ayrı yaşamalarının nedeni hususunda tam ve kanaat verici değildir. Buna göre dosya kapsamı, taraf ve tanık beyanları ile ayrı yaşamada haklı olduğu iddiasını ispat edemeyen davacı lehine davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Somut olayda davalının açtığı boşanma davasının rededildiği,davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri, davalının birlikte yaşamı yeniden tesis etmek için herhangi bir girişiminin olmadığı, dolayısıyla davacının ayrı ayrı yaşamada haklı olduğu anlaşılmaktadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir ( TMK Md. 186/son ). Davacı eşin çalışıyor olması, ekonomik durumunun davalı ( kocadan ) daha iyi olması davalı ( kocayı ) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4).Somut olayda davalının açtığı boşanma davasının red edildiği, davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri, davalının birlikte yaşamı yeniden tesis etmek için herhangi bir girişiminin olmadığı, dolayısıyla davacının ayrı yaşamada haklı olduğu anlaşılmaktadır....
Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bicimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK.md. 186/son)....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. Somut olayda; davalının sadakatsiz davranışlarının ortaya çıkması üzerine müşterek konutu terk ettiği ve açmış olduğu boşanma davasının reddedildiği sabit olup davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır. O halde, istemin tedbir nafakası olması ve eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiği düşünüldüğünde, davacı eşin sürekli bir işte çalışarak sabit bir gelir elde etmesi davalı kocayı nafaka yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa, hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ilişkin önlemleri alır (TMK 197/3). Bu yasal önlemlerin alınması için; tarafların oturdukları konutun davalı eşe ait olması gerekmediği gibi, kira veya başka bir sebeple temin edilmiş olup olmadığı da aranmaz. Davacı, oturdukları konutun ve ev eşyalarının kendisinin yararlanmasına tahsis edilmesini istemiş, konuta ilişkin tapu kaydına aile konutu şerhi konulması yönünde bir talepte bulunmamışta. O halde, davacıdan delillerinin sorulması, göstermesi halinde toplanması ve toplanan delillerin Türk Medeni Kanunu'nun 197/3. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek, hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2- Davalı tarafından gösterilen A... Mahallesindeki konutla ilgili, davalı herhangi bir kira sözleşmesi sunmamıştır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Somut olayda , davalı tarafından davacı aleyhine önceden zina ve şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davasının açıldığı ve davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında dinlenilen davalı tanıkları, davalının kendilerinden davacıya giderek kendisini eve getirmelerini söylediğini , davacının ise kendilerine ,müşterek haneye gittiğini,ancak evde kimseyi bulamadığını söylediğini beyan etmişlerdir.Davalı, her ne kadar davacı tarafa yönelik eve dön ihtarında bulunduğunu iddia etse de, eve dön ihtarına ve buna ilişkin masraf gönderildiğine dair dosyada delile rastlanmamıştır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Bu davadan önce davalı koca tarafından açılıp red ile sonuçlanan boşanma davasında; ailesinin etkisi altında kalan davacının, davalının ailesini istemediği, yatak odası sırlarını anlattığı ileri sürülmüş ise de; mahkemece, davacının hiçbir kusurlu davranışının bulunmadığı belirlenmiştir. Şu durumda, açmış olduğu boşanma davası reddedilen davalının, davacının kusurlu olduğunu ileri sürdüğü ve barışma girişiminde bulunmadığı, dolayısıyla davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşılmaktadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Somut olayda davacı kadın, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı olarak tedbir nafakası istemektedir. Davacı, davalı eşi ve ailesi tarafından dövüldüğünü, dövmenin etkisi ile kolunun kırıldığını ve çocuğunu düşürdüğünü iddia etmiştir. Olayda davalı tanıklarının anlatımları alınmış ise de, bu beyanlar geçimsizliğe ilişkin bulunmamaktadır. Davacının 2-2,5 aylık iken anne karnında erken bebek ölümünün meydana geldiği, ... Devlet Hastanesi Baştabipliğinin cevabından davacının sol el burkulması ve gerilmesi nedeniyle hastaneye başvurduğu tesbit edilmiştir. Ayrıca, İhsaniye Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasında davacının kaynı ve eşi tarafından dövüldüğü iddiası incelenmiş, somut bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır....