Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın 197/2 maddesine göre "Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır" hükmü getirilmiştir. Tanık beyanlarına göre davalının davacıyı evden kovduğu, davacıya kötü davrandığı anlaşıldığına göre TMK.'nın 197.maddesi gereğince ev hanımı olan davacı için tedbir nafakasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece; bu yönde hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15/11/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 150,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, TMK'nun 197/2. maddesine dayanan tedbir nafakası talebine ilişkindir.TMK'nın 197/2. maddesine göre birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyor ise hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin önlemleri alır.Mahkemece, tarafların ekonomik, sosyal, mali ve içtimai durumları ve TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın için hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmolunması gerekirken düşük miktarda nafaka takdiri doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

      Tüketici Mahkemesi’nce verilen 17.07.2012 tarih ve 2012/64-2012/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkillerinin davalı banka şubesinde kiralık kasalarının bulunduğunu, kasadaki ziynet eşyasından bir kısmının eksik çıktığını, eksikliğin kasaların yerinde değişiklik yapılmasından kaynaklandığını, taraflar aralasındaki sözleşmeye göre değişiklik esnasında kasa açılmadan önce iadeli mektupla ya da noter kanalıyla bildirimde bulunmayan bankanın sorumlu olduğunu, davacılardan ...'...

        Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapının ruhsatsız olması sonuca etkili olmadığı gibi, takip konusu alacağın ziynet eşyasından kaynaklanması da önem arz etmez. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

        TMK'nun 197/2.maddesine göre, birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyor ise hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin önlemleri alır. Mahkemece, tarafların ekonomik, sosyal, mali ve içtimai durumları araştırılarak TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın ve müşterek çocuk için hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmolunması gerekirken düşük miktarda nafaka takdiri doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

          TMK'nun 197/2.maddesine göre “birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyor ise, hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.” Aynı kanunun 186/3.maddesinde “eşler birliğin giderlerine güçleri oranında ... ve mal varlıkları katılırlar.” Davacı, davalı eşinin kendisine kötü davrandığını iddia ettiğine ve davacı tanığı da bu yönde ifade verdiğine göre ayrı yaşamada haklılık kanıtlanmış olmaktadır. Öyle ise mahkemece yukarıda ki ilke ve esaslar gözetilerek TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak ayrı yaşamada haklı olduğu anlaşılan davacı kadın yönünden uygun bir tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

            Birleşen dava, TMK'nun 166/1 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma, velayet ve fer'ileri ile ziynet eşyasından kaynaklanan alacak istemlerine ilişkindir....

            SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararının hüküm fıkrasının 3. bendinde yer ... ‘‘...Tüm alacaklara ...’’ ibarelerinin çıkarılarak yerine ‘...Ev eşyasından kaynaklı alacağa 28.04.2015, taşınmazdan kaynaklı alacağa ...’ ibarelerinin yazılmasına, hükmün bu bölümlerinin düzeltilmiş şekliyle, temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 292.10 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 ... içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.12.2022 (Pzt.)...

              TMK'nun 197/2.maddesine göre, birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyor ise hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin önlemleri alır. Davalının açtığı boşanma davası, davalının kusurlu olması nedeniyle reddedilmiş, davadan sonra da taraflar bir araya gelmemiş, davalı birlikte yaşamak için herhangi bir ... girişiminde de bulunmamıştır. Taraflar uzun süredir ayrı yaşamaktadır. Dolayısıyla davacı ayrı yaşamakta haklıdır. Mahkemece, tarafların ekonomik, sosyal, mali ve içtimai durumları araştırılarak TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın için hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmolunmalıdır. Yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir....

                Ancak; Sanığın 09.10.2009 tarihinde çalınan bilgisayar, cep telefonu, fotoğraf makinesi ve ziynet eşyasından bir kısmı ile birlikte şüphe üzerine polis tarafından yakalanıp el konulan bir kısım çalıntı eşyanın müştekilere kolluk tarafından iade edilmesinden sonra, müştekilerin 12.11.2009 tarihli oturumda, evden çalınan bütün eşyanın eksiksiz teslim edildiğini, zararın tamamen karşılandığını, sanık ...’in yakınlarının evde meydana gelen zararın tamamını karşıladığını, çalınan eşyanın tamamının geri verildiğini beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında; sanığın yakalandığında ele geçmeyen çalıntı eşyanın iadesinin ve mala zarar verme suçu nedeniyle evde oluşan zararın tazmininin ne zaman gerçekleştiğinin; hırsızlık suçu yönünden ise, kısmi iade nedeniyle muvafakatinin bulunup bulunmadığının mağdurdan sorulmadan ve 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşulları değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ......

                  UYAP Entegrasyonu