WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nun 197/2.maddesine göre, birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyor ise hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin önlemleri alır. Davalının açtığı boşanma davası, davalının kusurlu olması nedeniyle reddedilmiş, davadan sonra da taraflar bir araya gelmemiş, davalı birlikte yaşamak için herhangi bir ... girişiminde de bulunmamıştır. Taraflar uzun süredir ayrı yaşamaktadır. Dolayısıyla davacı ayrı yaşamakta haklıdır. Mahkemece, tarafların ekonomik, sosyal, mali ve içtimai durumları araştırılarak TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın için hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmolunmalıdır. Yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir....

    Ancak; Sanığın 09.10.2009 tarihinde çalınan bilgisayar, cep telefonu, fotoğraf makinesi ve ziynet eşyasından bir kısmı ile birlikte şüphe üzerine polis tarafından yakalanıp el konulan bir kısım çalıntı eşyanın müştekilere kolluk tarafından iade edilmesinden sonra, müştekilerin 12.11.2009 tarihli oturumda, evden çalınan bütün eşyanın eksiksiz teslim edildiğini, zararın tamamen karşılandığını, sanık ...’in yakınlarının evde meydana gelen zararın tamamını karşıladığını, çalınan eşyanın tamamının geri verildiğini beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında; sanığın yakalandığında ele geçmeyen çalıntı eşyanın iadesinin ve mala zarar verme suçu nedeniyle evde oluşan zararın tazmininin ne zaman gerçekleştiğinin; hırsızlık suçu yönünden ise, kısmi iade nedeniyle muvafakatinin bulunup bulunmadığının mağdurdan sorulmadan ve 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşulları değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ......

      Davalı cevap dilekçesi ile; davacıya hakaret etmediği, sövmediğini, eşini müşterek konutta rahatsız edecek tarzda kendisinden kaynaklanan bir hususun olmadığını, dava dilekçesinde belirtilmeyen tek hususun davacı eşinin ilk evliliğinden olan 24 yaşında iş güç sahibi olan oğlu ... evlerinde devamlı olarak yatıp kalkması, yeme içmesi ve evin giderlerine kayıtsız kalması, olup, kendisine bağımsız bir ev kurmak istememesinden kaynaklandığını, davacının oğlunu düşünerek yukarıda belirtilen adresteki evi aldığını, müşterek konuttan ayrılmaması için defalarca uyardığı halde evi terkettiğini, evden ayrılması için haklı bir sebebinin olmadığını belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2009 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, davalıdan kaynaklanan nedenlerle davacının ailesinin yanına sığınmak zorunda kaldığını, halen ailesiyle yaşadığını, geçimini babasının sağladığını, davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu belirterek aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının evlilik birliğinde üzerine düşen görevleri yerine getirdiğini, evi terk ettiğini, davalının hastalığıyla ilgilenmediğini, evi terk ederken sen hastasın, erkek değilsin şerefsizsin, adam değilsin, sana bakmayacağım dediğini, aracılara rağmen geri dönmediğini, birlikte yaşamdan kaçındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır." şeklindeki düzenleme ile açıklanmıştır. Tüm bu hükümler göstermektedir ki, evlenmekle eşler birlikte yaşamak, birbirlerine yardımcı olmak ve birliğin giderlerini emek ve mal varlıkları ile birlikte karşılamakla yükümlü hâle gelirler. Ne var ki, eşlerden biri ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir ve birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim talep üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Mağdurun, 11.07.2008 tarihli keşifte alınan beyanında hırsızlanan para ve eşyasından iki küçük altın, iki çift küpe, bir yüzük ve 100 TL paranın kendisine iade edilmediğini beyanla sanıkların etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmamasını talep etmesi karşısında; koşulları bulunmadığı halde sanıkların cezalarından 5237 sayılı TCK'nın 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılması ve tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanıklar ... ile ... haklarında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

              Hakim, gerektiği taktirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....

                TMK.nun 197/2.maddesine göre, birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Aynı kanunun 186/3.maddesinde ise, eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar. Davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece, yukarda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, TMK’nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşılan davacı kadın için de uygun bir tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, davacı yönünden yazılı gerekçe ile davanın reddi şeklinde hüküm bozmayı gerektirir....

                  Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa, hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin önlemleri alır.Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yasamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerinde de yukarıdaki istemlerde bulunabilir." Somut olayda davacı, ayrı yaşamakta haklılık olgusuna dayalı olarak tedbir nafakası isteminde bulunmuş ve bu iddiasını tanık beyanları ile de kanıtlamıştır. O halde, davacının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek "hakkaniyet" ölçüsüne uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu istemin tümüyle red edilmesi, ayrıca müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın başlangıç tarihinin hükümde belirtilmemesi bozmayı gerektirmiştir....

                    Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Yargılama sırasında tanık olarak ifadelerine başvurulan tarafların 1977 ve 1981 doğumlu çocukları samimi beyanlarında davalının davacıya sürekli olarak tehdit ve hakarette bulunduğunu , alkol alarak onu dövdüğünü ifade etmişlerdir. Öyle ise mahkemece, bu tanık ifadeleri esas alınarak ve davacının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu