Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. tarafından davacıya 107.009,46 TL’ye satıldığı, diğer davalının aracın ithalatçısı olduğu, aracın 15/09/2010 tarihinden dava tarihine kadar 9 kez servise götürüldüğü, dava tarihinden sonra da 2 kez servise gidildiği, volanın 3 kez değiştirildiği, bilirkişilerce bu ayıbın imalattan kaynaklanan gizli ayıp olduğunun bildirildiği, buna göre davacının yasada belirtilen seçimlik hakkını misli ile değişim yönünde kullanabileceğinin değerlendirildiği, araçtaki ayıbın imalattan kaynaklı gizli bir ayıp niteliğinde olup baştan beri mevcut olması ve talebin misli ile değişime yönelik olup bedelin istenmemiş olması gözetilerek bilirkişi heyetinin kullanımdan kaynaklı değer kaybının davacıya ödetilmesi yönündeki görüşüne itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile aracın üzerindeki tüm takyidatlardan ari bir şekilde davalılara iadesi ile ayıptan ari misli ile değiştirilmesine, ayıptan ari mislinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm...

    Davacı tarafın dayanağı arabuluculuk dosyasının (.../...) incelenmesinde davacının arabuluculuk başvuru formunda "Müvekkil şirket ayıptan kaynaklı seçimlik haklarından sözleşmeden dönme hakkını kullanmak için karşı tarafa ihtar çekmişse de; bir dönüş olmamıştır. Bu nedenle de ayıptan kaynaklı seçimlik hakların kullanılması için karşı taraf aleyhine dava açılacaktır. Bununla beraber motorda arıza da meydana gelmiş, ürün garanti kapsamında olmasına rağmen karşı tarafça yaptırılmadığından müvekkil şirket tarafından yaptırılmıştır. Bundan dolayı müvekkilin 10.738,00 TL zararı doğmuştur....

      Mahkemece yapılan incelemede bilirkişi parça değişim bedeli hesap etmiş, çürümeden kaynaklı olarak araçtaki değer kaybı yönünde davacının rapora itirazı olmasına rağmen bu itirazı karşılayacak mahiyette ek rapor alınmadan, değer kaybı yönünde değerlendirme yapılmadan, sadece parça değişimi bedeline hükmedilmiştir. Araçta çürümeden kaynaklı değer kaybı olup olmadığı yönünde rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. 2- Davalıların temyizi yönünden yapılan incelemede, davacının faiz konusunda bir talebi olmadığı halde kabul edilen değer üzerinden dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi de doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ayıptan kaynaklı alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/04/2021 tarihinde...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ayıptan kaynaklı misli ile değişim davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.700,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20...

            KARAR Davacı, davalıdan 24.02.2013 tarihli fatura ile 120 ekran LG marka bir televizyon satın aldığını, 3 gün sonra servis elemanları gelip televizyonu kurdurduğunda ekranda kırılma olduğunun tespit edildiğini, bu ayıptan kendisinin değil davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek ürünün ayıplı olmayan misli ile değişimine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının ürünün teşhir ürünü olduğunu bilerek ve muayene ederek satın aldığını, davacının köyde oturduğunu ve gittiği yolun satıhlı bir yol olup ayıp var ise kullanıcı hatasından kaynaklı olduğundan bahisle davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı mal nedeniyle ürünün değiştirilmesi talebine ilişkin olup, davacı davalıdan satın aldığı televizyonun ayıplı olduğundan bahisle ürün değişimi istemiş, davalı ise kullanıcı hatası olduğundan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              bir ayıptan meydana gelmediğini, yıldız teknik üniversitesi makina fakültesi -makina mühendisliği bölümü – otomotiv anabilim dalı başkanlığı tarafından tanzim edilen teknik değerlendirme raporu ve yıldız teknik üniversitesi kimya metalürji fakültesi tarafından tanzim edilen teknik değerlendirme raporu ile araçta üretim kaynaklı problem olmadığının açıkça ortaya konulduğunu, hiçbir şekilde araçta üretimden kaynaklı bir ayıp olduğunu kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, somut olayda ayıptan sorumlu tutulma koşullarından olan “ayıbın önemli olması” unsuru gerçekleşmediğini, araçta her ne kadar üretimden kaynaklı bir ayıp olmasa da, davacının sorununu "iyi niyet çerçevesinde" karşılamak ve son derece önem verilen müşteri memnuniyetini sağlamak adına, çok kısa süren ve çok basit bir tamir yöntemi ile onarım yapıldığını, yerel mahkeme, değer kaybının yanı sıra davacıya tüketici mevzuatında yer almayan bir hak bahşettiğini, işbu dava konusu ile bire bir aynı nitelikte olan davalar kapsamında alınan...

                nin iyileştirme bülteni yayınlamasıyla arızanın giderildiğini, somut olayda da ayıbın, aracın intercooling sisteminde kondanser kısmının pervanesi ile kapasitesinin yeterli olmaması sebebiyle oluştuğunu, bu arızanın davacının araçtan sürekli yararlanmasına engel olduğunu, arızanın kullanım sonucu ortaya çıkan üretimden kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğunu, arıza ortaya çıktığında aracın servise götürülmesi ile ihbarın süresinde yapılmış sayıldığını, aynı arızanın birden fazla kez gerçekleşmesi sebebiyle davacının seçimlik hakkını tükettiğinden söz edilemeyeceğini, davalıların satıcı ve üretici olmaları sebebiyle ayıptan sorumlu olduklarını, arıza onarılsa da alınan ek raporlarla anlaşılacağı üzere araçta değer kaybı oluştuğunu, davacı dava dilekçesindeki talebini değer kaybı olarak ifade etmiş ise de, dava ayıptan kaynaklı seçimlik hakların kullanılmasına ilişkin olduğundan talebin hukuki anlamda ayıptan kaynaklı bedelde indirim olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu anlamda 25/11...

                  İlk derece mahkemesince; aracın imalattan kaynaklı ayıplı olması ve devam eden arızası nedeniyle misli ile değişim isteminin yerinde olup kullanıcı hatasından kaynaklı ayıptan ari bir şekilde teslimi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, (araçtaki toplamda 600 TL tutarlı masrafın kararın infazı aşamasında davacının hak ettiği tutardan düşülerek değerlendirilmesine) karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

                    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının davalıdan aldığı ve inşa ettiği binaya uyguladığı sıva nedeniyle dış cephede meydana gelen yeşillenmenin sebebinin, uygulama kaynaklı mı yoksa üretim kaynaklı mı olduğu, üretim kaynaklı ise davanın süresinde açılıp açılmadığı ve zarardan kimin, ne kadar sorumlu olacağı noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 184 ve devam eden maddeleri. 3. Değerlendirme Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. V. KARAR Açıklanan sebeplerle; Davacı vekilin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu