Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda belirtilen olgular ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde, dava dışı işçinin eldeki davada taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine istinaden davalılar yanında çalıştığı dönemlerin dosyamız arasında bulunan SGK kayıtlarına göre tespit olunduğu, bu çalışması karşılığı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı ve ferileri nedeniyle başlatılan icra takibine istinaden ve işçilik alacaklarından kaynaklı davacı tarafından işçiye ödemede bulunulduğu, yukarıda belirtilen Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları gereğince işçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçilerin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarına dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin ödediği bedeli ve ferileri talep etme hakkı bulunduğunun kabulünün gerektiği, bir kısım davalı vekilinin zamanaşımı itirazının eldeki...

    İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar....

      Tic.A.Ş nin davacının 06.03.2009 tarihinden önceki işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığının tespiti gerekirken mahkemenin tüm süre nazara alınarak hesaplanan kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarından ..... Tic. A.Ş.'yi diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Esasa ilişkin yapılan değerlendirmede; taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında davacı işveren bünyesinde çalışan davaya konu işçilerin işçilik alacaklarından; yüklenici işçileri olmaları ve yüklenicinin sözleşme ücretine işçilerin ücret ve sosyal alacaklarından da dahil olması ve davacı işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmelerde bir hüküm bulunmaması nedeniyle davalı alt yüklenicinin usul ve yasaya uygun düzenlendiği anlaşılan bilirkişi raporu doğrultusunda sorumluluğuna hükmedilmesi doğrudur. Öte yanda; dava dışı işçinin ikame ettiği işçilik alacağı davasında davalı alt işverenlerin taraf olarak yer alması veya işçilik alacağına ilişkin davalı işveren idareye ikame edilen alacak davasının davalı alt iş verene ihbarı halinde davacı idarenin ödediği bedele ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi mümkündür....

        Dava, davacının hizmet alım sözleşmelerine istinaden davalı yanında çalışan dava dışı işçiye işçilik alacaklarından kaynaklı yaptığı ödemelerin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Diyarbakır 9. İcra Müdürlüğünün 2018/35783 takip sayılı dosyası, Diyarbakır .... İş Mahkemesinin 2017/655 esas sayılı dosyası, hizmet alım sözleşmesi ve ekleri, müzekkere cevapları, ödeme belgeleri, bilirkişi raporu ile getirtilmesi gerekli tüm evraklar dosyaya celp edilmiştir. Davacı ile davalı arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinde istinaden çalışan dava dışı işçi ...'ın davacı ve davalılara karşı açtığı dava sonucunda; Diyarbakır 3....

          Şöyle ki; müvekkiliin bu ödemeleri yapıp karşılığında iki katı tutarında hak ediş faturası keseceği ifade edilmiştir. müvekkili firmaya hakkedişleri ödenmemiş olduğu halde ayrıca işçilik alacaklarının müvekkili tarafından ödenmesini beklemek iyiniyet ve dürüstlük kuralları ile de bağdaşmamaktadır. Dava dışı işçiye yapılan ödemelerde müvekkili aslında vasıta görevi gördüğünü, Olaya tersinden bakmak gerekir ise dava dışı işçi icra vasıtası ile müvekkiliden alacağını tahsil etmiş olması halinde müvekkili şirket sözleşme gereği bunun üzerine sözleşme gereği bedeli de ekleyerek fatura kesip davacı firmadan fatura alacağına ilişkin yasal süreç takip edecek idi.Fazla mesailerin dahi ayrıca davacı tarafa fatura edileceği madde ve iradesi dahi son olarak sorumluyu belirlemektedir. Yani işçilik alacaklarından kaynaklı ödemelerde nihai sorumlu davacı taraf olduğu sözleşme bütünü ve ruhu ile açıkça anlaşılmaktadır. Ayrıca, kötüniyet tazminatı talebi de yersiz olduğu kanaatindeyiz....

            Hukuk Dairesi'nin 14/12/2020 tarih 2019/2265 Esas 2020/4279 Karar, 29/06/2020 tarih 2019/1436 Esas 2020/2329 Karar ve 21/12/2020 tarih 2019/2279 Esas 2020/4436 Karar sayılı ilamları) Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı ile davalılar arasında imzalanan sözleşmelerin bir kısmında işçilik alacaklarından yüklenicilerin sorumlu olduğuna ilişkin hükümler bulunduğu, bir kısmında ise işçilik alacaklarından kimin sorumlu olduğuna ilişkin hüküm bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafından ödenen işçilik alacaklarının tamamından bu davalıların dava dışı işçiyi çalıştırdıkları dönemli sınırlı olarak sorumlu olduklarından ilk derece mahkemesince sözleşmelerde hüküm bulunmayan dönemlere ilişkin %50- %50 sorumluluğa göre karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince davacının davalılar hakkındaki davasının kabulü ile 20.000,57‬...

            Somut olayda; Davacının davalı işveren kurumda alt işveren şirketler bünyesinde çalıştığı, çalışma dönemine ilişkin hak ve alacaklarının ödenmesi istemiyle işveren yönelik dava açtığı ve mevcut davanında işçilik alacaklarına ilişkin yargılama ile esas alınan aylık ücretin prime esas kazanç olarak tespitine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davacının açtığı ve karara bağlanan işçilik alacaklarından kaynaklı dosyanın dosya arasına alındığı, mahkememizce kanaat oluşturacak ölçüde tanık beyanları alındığı, emsal ücret araştırması yapıldığı dosya içeriğinde sabittir. İşçilik alacaklarından kaynaklı dosya arasında bulunan tanık beyanları, hükme esas alınan ve kesinleşen ücret miktarı, mevcut dosya arasında bulunan tanık anlatımları ile emsal ücret araştırması sonuçlarının ücret yönündeki davacı iddiasını doğruladığı anlaşılmaktadır....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından verilmiş olan karar yasaya aykırılıklar ihtiva ettiğini, dava şirketin ortaklarına karşı açılmış işçilik haklarından kaynaklanan tazminat davası olduğunu, bu sebeple TTK hükümleri uyarınca ikame edilmiş olan işbu davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olacağını, Davacı 2017 yılında dava dışı şirkete karşı işçilik alacaklarından ötürü iş mahkemesinde dava açtığı ve dava sonucunda da davacının birtakım işçilik alacaklarına hükmedildiğini, Mahkeme ilamının icra takibine konu yapılmasına rağmen şirket ortakları şirket tüzel kişiliğini perde olarak kullanılmasından ötürü işçilik alacaklarının tahsil edilememesinden ve şirket ortaklarının haksız fiillerinden kaynaklı olarak şirketin malvarlığının boşaltılmış olmasından dolayı bu sefer davacı şirket ortaklarından işçilik alacaklarının tazminini talep etmek amacıyla işbu davayı...

              Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Somut olayda davacı, hakediş alacağı talebinde bulunmuş, davalı da davacının çalıştırdığı işçiler nedeniyle içilik alacaklarından kaynaklı alacağını sebep göstererek hakedişin ödenmediği savunmasında bulunmuştur. Davalının bu savunması mahsup itirazı niteliğindedir. Mahsup itirazı yargılamanın her aşamasında, taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen nazara alınmak zorundadır....

                UYAP Entegrasyonu