Davalı vekilinin 11/08/2021 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hisse devrinden kaynaklanan borcunu davalı tarafa ödemediği iddiasının doğru olmadığını, davacının müvekkilinden alacağının bulunmadığını, alacağın varlığını kabul etmemekle birlikte alacağın zaman aşımına uğradığını, davacının davalıdan hisse devir bedelinden kaynaklı herhangi bir alacağının olmadığı gibi davalının davacıya hisse devir bedelinden kaynaklı veya başkaca alacak kalemleri yönünden her hangi bir borcunun da olmadığını, davalının davacıya hisse devir bedeli karşılığı ödemeleri haricen / nakden ve defaten hisse devir sözleşmesi tarihinde yaptığını, davacının hisselerinin bir kısını da dava dışı ...'e devrettiğini, bu dava açılmadan evvel davanın ...'...
Mahkemece, işyeri devri sözleşmesine konu yerin önce sığınak olarak projelendirilmişken sonradan yapılan tadilatla dükkana çevrildiği, ancak dükkan olarak tapu siciline kaydedilmeyip, ortak alan şeklinde tüm kat maliklerinin ortak mülkiyetinde olduğu, tapuya dükkan olarak tescil ettirilmediği için ruhsat alınmasının mümkün bulunmadığı, işyeri devri sözleşmesine konu yerin fiilen dükkan olduğu ve davacı tarafından 09.05.2012 tarihli işyeri devri sözleşmesinden önce ...Apartman Yöneticiliğini temsilen dava dışı ... ile kira sözleşmesi imzalandığı, davalıların devir sırasında ruhsatla ilgili bir taahhüdünün bulunmadığı, işletmenin davacıya devrinin gerçekleşmiş olduğu gerekçeleriyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/500 Esas KARAR NO : 2018/637 DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/08/2017 KARAR TARİHİ : 09/10/2018 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkil banka arasında, ... tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi imzalanmış olup davalıya işbu sözleşme ve üye işyeri sözleşmesi kapsamında POS cihazı verildiğini, davalının üye işyeri (POS) borçlarını ödememesi üzerine, Antalya ......
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez. İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Yargıtay kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır....
Gürmin Enerji, devri tarihinden itibaren işyeri ile ilgili her türlü idari, hukuki ve cezai sorumluluklardan sorumludur." , devir sözleşmesi ve eklerinden anlaşıldığı üzere 30.04.2013 tarihinden sonra açılmış olan huzurdaki davada tüm sorumluluğun T3'ye ait olup, müvekkil huzurdaki davada taraf olmadığı, İş Kanunu md. 6 ve Türk Borçlar Kanunu md. 202 bağlamında, rödövansçı T3 İşyeri Devir Protokolü ile iş sözleşmesinden doğan tüm hak ve borçları devir aldığı, müvekkil şirketin "işveren" sıfatı bulunmadığından husumet yönünden davanın reddi gerektiği, davacının çalıştığı işyeri Rödövans Sözleşmesi ile diğer davalıya devredildiği, Maden Kanunu ek md. 7/3 "Maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar rödövansçıya aittir....
Yine özelleştirme işlemi sonucu kamuya ait hisselerin devri de işyeri devri olarak değerlendirilemez. Özelleştirmede işyeri aynı tüzel kişilik altında faaliyetini sürdürmekte sadece kamuya ait hisselerin bir kısmı ya da tamamı el değiştirmektedir. Bununla birlikte, tamamı kamuya ait olan bir işyerinin özelleştirme işlemi sonucu başka bir işverene geçmesi işyeri devri niteliğindedir. İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez. İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir. Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının alacaklarından hangi kurumun sorumlu olduğu noktasındadır. 6111 sayılı Yasanın 166/6. maddesinin “(6) Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, toplu iş sözleşmesi olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenir. Devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindeki hükmü uyarınca "devirden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken kıdem tazminatı dışındaki borçlardan devralan kurum değil devreden kurum sorumludur" denilmektedir....
Davacı iddiası, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından; devreden işveren olan davalı EUAŞ'ın kıdem tazminatı hak eder şekilde emeklilik nedeniyle sona eren iş sözleşmesinden kaynaklı olarak kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere belirlenen kıdem tazminatından sorumlu olduğu kabul edilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/09/2019 NUMARASI : 2019/269 2019/393 DAVA KONUSU : ALACAK (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak ve tespit davalarının, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin, alacaklıdan beklenemeyeceği veya imkansız olduğu hallerde söz konusu olabileceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ve fazlaya dair hakların saklı tutulamayacağı kanısında olduklarını, devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesinde bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, toplu iş sözleşmesi olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirleneceğini, devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan...
Davalı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, yukarıda açıklandığı üzere davalı dava dışı limited şirketteki hisselerini noterde akdedilen hisse devir sözleşmesi ile davacıya devretmiş, anılan devir limited şirket ortaklar kurulunca kabul edilerek pay defterine işlenmiş ise de, devir ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmemiştir. Davalı tarafından dava konusu hisse devir sözleşmesindeki şirket hisseleri daha sonra dava dışı üçüncü kişiye devredilerek bu devir tescil ve ilan edilmiştir. Dava ve dava konusu icra takip tarihinde gelinen aşama itibarıyla hisse devrine ilişkin noterde akdedilen sözleşmenin davalı tarafından ifası artık mümkün değildir. Davacı da davalının edimini ifa etmemesi nedeniyle devir sözleşmesi kapsamında davalıya ödediğini iddia ettiği bedelin tahsili talebiyle icra takibi başlatmıştır. Davalı yan aşamalarda hisse devir bedelinin davacı tarafından kendisine ödenmediğini savunmuştur....