Taraflar arsasındaki uyuşmazlık, davalılar arasında İş Kanunu'nun 6.maddesi anlamında bir işyeri devrinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrasında göre “işyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer”. Aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, “yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır” ve 4. fıkrasına göre de “Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz....
Taraflar arsasındaki uyuşmazlık, davalılar arasında İş Kanunu'nun 6.maddesi anlamında bir işyeri devrinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrasında göre “işyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer”. Aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, “yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır” ve 4. fıkrasına göre de “Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz....
Şti'nin 365 AVM 2B-07 nosunda işletilmekte olan pasta satış yerine 21.10.2008 tarihinde 3128 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma ruhsatı verildiği ancak işyeri ile ilgili şirket yetkilisi Şehnaz Kocaoğlunun işyerini 01.07.2009 tarihinde Kahve Zamanı Ltd. Şti ...'ya devrettiğinden işyerini 20.06.2009 tarihinde kapattığını bildirerek ruhsatın iptalini talep ettiği, müdürlükçe 21.10.2008 tarihli ruhsatın geçersiz kılındığı, ruhsatın iptalinden sonra yönetmeliğin 12 maddesi gereğince beyana göre ruhsat verilebileceği ancak 8. maddesi gereğince de devir yapılabilmesi için ruhsatın kesinleşmiş olması gerektiği, davalı Kahve Zamanı... Ltd. Şti'nin kapanış dilekçeleri ekinde sadece devir senedi bulunduğu ancak 21 Noterliğinin 01.07 2009 tarih 20670 sayılı devir sözleşmesinin yapıldığı tarihte Kahve zamanı Ltd....
Esas sayılı dosyası. 3-)24/07/2006 Tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, 4-)Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı, 5-) Mahkememizden alınan bilirkişi raporları, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklı olarak, dava dışı 3.kişiye ödendiği belirtilen paranın rücundan kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin, 7.1 maddesi "... sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluk ... a aittir. " 7.2 maddesi ".. Sözleşmenin imza tarihinden sonra çıkacak idari ve hukuki ihtilaflar şirket tarafından derhal ...'a bildirilir.." 7.4 maddesi; "...Dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu ...'...
Sulh Hukuk Mahkemesince, Borçlar Kanununun 322. maddesinde kiracının konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya verenin yazılı rızası olmadıkça kiralanın başkasına kiralayamayacağı gibi kullanım hakkını da devredemeyeceği yönündeki açık amir hüküm karşısında davacı ile davalı arasında, davacının üçüncü kişi (dava dışı) mülk sahibi ... ... ile yapmış olduğu sözleşmenin hususi şartlar bölümü 2. bendinde açıkça ''kiracı kiralananı kısmen veya tamamen başkasına devir ve ciro edemez'' hükmüne binaen, geçerli bir kira veya devir sözleşmesi bulunmadığı bu sebeple davacı ile davalı arasındaki ilişkinin ecrimisil hükümlerini ilgilendirdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise davalının taşınmazda fuzulî şagıl olmadığı veya haksız müdahalesinin bulunmadığı, davacı ...'nin kiracı, davalı ...'...
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacak taleplerine karşı zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacının alacak taleplerinin belirlenebilir olduğunu ve belirsiz alacak davası ikame edemeyeceğini, hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddedilmesi gerektiğini, kısmi dava ikame edilmesine muvafakat etmediklerini, davacının eda davası ile birlikte tespit davası açmak istediğini, davacının sendikaya üye olduğu dönemi 17.10.2011 olarak kabul edip 14. Ve 15....
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde iş yeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez. İş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 Sayılı Yasa'nın 14. maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 Sayılı Yasa'nın 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir....
Değinilen Kanun'un 120. maddesi hükmüne göre, mülga 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur....
Değinilen Kanun'un 120. maddesi hükmüne göre, mülga 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur....
Değinilen Kanun'un 120. maddesi hükmüne göre, mülga 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur....